İstanbul Baro Başkanı Ümit Kocasakal ve yönetim kurulu üyelerinin de aralarında bulunduğu 21 avukat hakkında, staj yapan başörtülü bir avukatın dersten çıkarılması hakkında işlem yapılması ve avukatlık kanununa aykırı davranılarak mağdur edilmesi gerekçeleriyle "görevi kötüye kullanmak" suçundan açılan davaya başlandı. Sanıkların avukatları, mahkeme başkanının konuyla ilgili makale yazdığı için tarafsızlığını koruyamayacağı gerekçesiyle reddi hakim talebinde bulunacaklarını kaydetti. Mahkeme başkanı da verilecek kararın tarafsızlığı konusunda şüphe oluşabileceği gerekçesiyle reddi hakim başvurusu için avukatlara süre verdi ve duruşmayı erteledi.

İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya sanıklar Ümit Kocasakal da dahil 13 sanık katıldı. Baro yönetimi hakkında şikayetçi olan avukat Şule Gökkılıç ve taraf avukatları da duruşmada hazır bulundu. Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu da sanıkların avukatı olarak duruşmaya girdi.

Sanıkların avukatı Turgut Kazan söz aldı. Davanın kendisine dün önerildiğini belirten Kazan, yargıda kutuplaşma nedeniyle yargılayacak heyetin kim olacağı konusunda sorgulama yaptığını, bunun sonucu olarak mahkeme başkanının çeşitli basın organlarında bu davayla da ilgili yayınlanan makaleleriyle karşılaştığını ifade etti. Söz konusu makaleleleri yazanın mahkeme başkanı Nimet Demir olup olmadığını teyit etmeye çalıştığını ve dün kendisiyle görüşmek için adliyeye geldiğini belirten Kazan, duruşmalar nedeniyle görüşemediğini, konuyu HSYK’ya sorduğunu söyledi. HSYK’dan henüz cevap gelmediğini kaydeden Kazan, bu makaleleri yazan kişi mahkeme başkanı ise reddi hakim talebinde bulunmak için kendilerine süre verilmesini talep etti. Kazan, bu nedenle şu an yargılama yapılmamasını istedi.

Talebe ilişkin görüşü sorulan duruşma savcısı Durmuş Yiğit, hakimlerin tarafsızlığından kuşku duymadığını, avukatların belirttiği konudan bilgisi olmadığını kaydetti. Savcı, Yiğit, sanıkların da görüşü alınarak bu konuda ara karar kurulması görüşünü belirtti.

Duruşmaya ara veren mahkeme, daha sonra ara kararını açıkladı. Mahkeme Başkanı Nimet Demir, söz konusu makalelerin kendisi tarafından yazıldığını tutanağa geçirdi. Sanık avukatlarının, mahkeme başkanının tarafsızlığını koruyamayacağı gerekçesiyle bu yönde reddi hakim talebini bildirmek için süre istemesi talebinin yerinde olduğu belirtildi. Reddi hakim talebi için avukatlara süre veren mahkeme, yapılacak bu talebin değerlendirilmesi için dosyanın üst mahkemeye gönderilmesine karar verdi.

Avukat Şule Gökkılıç, 27 Nisan 2012'de İstanbul Barosu Staj Eğitim Merkezi'nde katıldığı, ‘Avukatlık Mesleğinin Nitelikleri’ konulu ders sırasında, eğitimi veren avukat Ekrem Üner tarafından başörtüsü taktığı gerekçesiyle dersten çıkarılmak istendi.

Üner'e itiraz ederek dersten çıkmayan Gökkılıç, dini inancı gereği hakarete uğradığı gerekçesiyle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu. Dilekçeyi işleme koyan ve kanunen özel izinle soruşturma açılabilen avukatlara yönelik fezleke hazırlayan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Özel Soruşturma Bürosu, bu fezlekeyi şüpheli avukatlarla ilgili soruşturma açılabilmesi talebiyle Adalet Bakanılğı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'ne gönderdi.

Adalet Bakanlığı'nın, kovuşturma yapılması için ‘olur’ yazısı üzerine Başsavcılık, Avukatlık Kanunu’nun 59/1-2 maddeleri uyarınca şüpheliler hakkında ‘görevi kötüye kullanmak’ suçundan soruşturma başlattı.

Avukatlık Kanunu'ndan kaynaklanan çapraz soruşturma kuralı gereği Bakırköy Adliyesi’ne gönderilen soruşturmayı Bakırköy Cumhuriyet Başsavcıvekili Yalçın Ezerçe yürüttü. İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal ve baro yönetim kurulu üyelerinin de aralarında bulunduğu 21 avukat hakkında, 2 yıla kadar hapis talebiyle dava açıldı.

İddianamede, İstanbul Barosu Staj Eğitim Merkezi'nde eğitim gören başörtülü stajyer avukat Şule Gökkılıç'ın başörtüsü gerekçesiyle dışarı çıkarılmak istendiği ve bunu reddettiği için kendisine bazı sözler söylendiği belirtildi. Disiplin işlemi yapılması amacıyla baro başkanlığına ihbarda bulunulduğu ifade edildi. Baro tarafından da kovuşturma izni verilmesi sonucu şüphelilerin, Gökkılıç'a baskı oluşturarak inanç özgürlüğünü kısıtlayıcı işlemler yaptıkları anlatıldı.

İddianamade, İstanbul Barosu avukatlarından Ekrem Üner'in, ders verdiği sırada başörtülülü olduğunu fark ettiği müşteki Şule Gökkılıç’a, "Lütfen çıkar mısınız dersten? Ya başınızı açın, ya da peruk takıp öyle girin." diyerek dersten çıkmasını talep ettiği aktarıldı.

Gökkılıç'ın bu talebi reddettiği belirtilen iddianamede Üner'in, "Ne var yani, çıkıp başını açıp girsen çok mu zor? Daha önce herkes başını açıp giriyordu, bunlar sonradan türediler. Siyasi simgenin burada bulunması doğru değil." ifadelerini kullandığı kaydedildi.

Şüpheli avukatlar Nizar Özkaya ve Nuran Kurtuluş Atahan'ın da İstanbul Barosu Staj Eğitim Merkezi'nde jüri üyesi olarak yer aldıkları, ‘Ceza hukuku bireysel çalışma raporu’ adlı sunumda şikayetçi Gökkılıç'a, başörtülü şekilde bu çalışmaya katılamayacağını söyledikleri belirtildi. Bu şüphelilerin de Gökkılıç hakkında İstanbul Barosu tarafından disiplin kovuşturması yapılması amacıyla tutunak düzenleyip baskı oluşturarak, inanç özgürlüğünü kısıtlayıcı işlemler yaptıkları ifade edildi.

Şüpheliler İstanbul Barosu Staj Eğitim Merkezi Başkanı Mustafa Şeref Kısacık ile yürütme kurulu üyeleri avukatlar Yalçın Veziroğlu, Sinan Naipoğlu, Figen Erbek, Muazzez Yılmaz, Filiz Saraç ve Mehmet Vakur Kulat'ın, kurul olarak aldıkları kararla başörtülü olarak eğitim merkezindeki derslere gelinmemesi yönünde irade açıklamasını içeren bir belgeyi sınıflara astıkları belirtildi.
Bu kişilerin derslere başörtülü şekilde gelenler hakkında tutanak tanzim edip disiplin cezaları almaları amacıyla baro başkanlığına ihbarda bulunarak inanç özgürlüğünü kısıtlayıcı işlemler yaptıkları da kaydedildi.

Şüphelilerden İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal ile yönetim kurulu üyesi avukatlar Turgay Demirci, Ayşe Füsun Dikmenli, Hasan Kılıç, Mehmet Durakoğlu, Hüseyin Özbek, Ufuk Özkap, Aydeniz Alisbah Tuskan, Süreyya Turan, Özlem Aksungar ve İsmail Altay'ın, Staj Eğitim Merkezi'nin düzenlediği eğitimlere başörtülü şekilde katılanlar hakkında, meslek kurallarına aykırı davrandıkları gerekçesiyle uyarılmalarına yönelik yönetim kurulu kararı aldıkları anlatılan iddianamede, bu şüphelilerin de baskı oluşturarak inanç özgürlüğünü kısıtlayıcı işlemler yaptıkları kaydedildi.

İddianamede, şüpheliler hakkında ‘görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle kişilerin mağduriyetine neden olmak’ suçundan 6 ay ile 2 yıl arasında değişen oranlarda hapis cezasına çarptırılması istendi.