Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca’nın avukatlarının tahliye kararının uygulanması için başvuruda bulundukları Silivri İnfaz Hakimliği’nin görüş sorduğu Bakırköy Başsavcılığı, cezaevine ulaşan bir tahliye kararı bulunmadığını bildirdi.

İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesi, Hidayet Karaca ve 62 polis hakkında tahliye kararı vermişti. Kararın uygulanmaması ve hakimin değiştirilerek yok sayılması üzerine Karaca’nın avukatı Fikret Duran, Silivri İnfaz Hakimliğine başvurarak İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesi’nin tahliye kararının uygulanmasını istedi. Tahliye kararının yasalara aykırı bir şekilde uygulanmadığını vurgulayan Duran, Silivri İnfaz Hakimliği’ne başvurarak İstanbul infaz savcılığının tahliye müzekkerelerinin iadesi yönündeki kararının kaldırılarak Karaca’nın tahliyesine karar verilmesini talep etti.

Silivri İnfaz Hakimliği de Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan tahliye talebine ilişkin görüşünü sordu. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından gönderilen mütalaada, “Tutuklu Hidayet Karaca’nın barındırıldığı infaz kurumuna tahliyesi yönünde herhangi bir kararın UYAP sistemi üzerinden e-imzalı olarak veya ıslak imzalı olarak, yahut faks yoluyla intikalinin söz konusu olmaması nedeniyle, anılan cezaevi idaresi tarafından adı geçen tutuklu ile ilgili şikayet başvurusuna konu oluşturabilecek herhangi bir işlemin de söz konusu olmadığı” ifadeleri kullanıldı. Başsavcılık infaz hakimliğinin bu konuda karar verme yetkisinin de bulunmadığını ileri sürdü. Silivri İnfaz Hakimliği’nin kararı bekleniyor.

Başsavcılığın görüşüne tepki gösteren Avukat Duran, “İstanbul İnfaz Hakimliği'ne savcılığın kararının iptali için yazdığımız dilekçeyi hakimlik Silivri İnfaz Hakimliğine göndermiş, Silivri İnfaz Hakimliği Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan görüş sormuş, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı ise İstanbul Cumhuriyet Savcılığından görüş sorarak mütalaasını yazmıştır. Mütalaayı incelediğimizde kendi içinde çelişik beyanların olduğunu görüyoruz.Görüleceği üzere, iktidar güç kullanarak yargı bağımsızlığını çökertmiştir." dedi.

Mahkeme ve savcılıkların topu birbirlerine attıklarını ifade eden Duran, "Konu Hidayet Karaca'nın tahliyesi olmasına rağmen savcılık ve mahkemelerin karar vermemek için adeta ateşten bir top tutar gibi birbirlerine attıklarını görüyoruz. Bir yandan hukuka uygun bir karar vererek açığa alınmayı ya da tutuklanmayı göze almak ya da kanunları ihlal ederek suç işlemek arasında tercih yapmak zorunda bırakılıyorlar." diye konuştu.

Tahliye kararı çıktığında cezaevine ulaştırılmaması için savcılara, diğer görevlilere baskı uygulandığını vurgulayan Duran, "Şimdi de başsavcılık görüşünde 'cezaevine gelen bir tahliye kararı' yok diyor." ifadelerini kullandı.

İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesi’nin verdiği tahliye kararının UYAP’a yüklenmesi engellenmiş, faksların çalışmadığı belirtilerek kararlar cezaevine de gönderilmemişti. Daha sonra tahliyeyi veren mahkemenin hakimi jet hızıyla değiştirilerek aynı hızla tahliye kararlarının yok hükmünde olduğu kararı çıkartılmıştı.