Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, TOBB’un önderliğinde teröre karşı gerçekleştirilecek yürüyüşle ilgili, “Perşembe günü düzenlenen yürüyüşün amacının bayrağa ve bayrağın temsil ettiği kutsiyete sahip çıkma hareketi olduğunu düşünmüyoruz. Önünde Türk bayrağı olan, parti genel merkezimize saldıran güruh da o bayraklarla gelmişlerdi, parti genel merkezimizi yaktılar. Bizim karşı çıktığımız şey, bayrağın kutsiyetinin ırkçılığa ve devlet terörüne alet edilmesidir.” dedi.

HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, 2 günlük ziyaretleri kapsamında Süleymaniye ve Erbil yetkilileriyle görüşmelerinin ardından HDP Genel Merkezi'nde basın toplantısı düzenledi. Yüksekdağ'a HDP İzmir Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, HDP Hakkari Milletvekili Selma Irmak ve DBP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek eşlik etti. Yüksekdağ, basın açıklamasının ardından gazetecilerin sorularını cevapladı. ‘Kandil’den ateşkes anlamında size bir görüşme talebi geldi mi?’ sorusuna, "Hayır." cevabını veren Yüksekdağ, KCK yönetiminden Mustafa Karasu’nun bir açıklama yaptığını hatırlattı. Karasu'nun 'Eğer hükümet cephesinden savaşı durdurmaya bir adım atılırsa çift taraflı ateşkesin sağlanması noktasında masaya dönüşün yoluna yönelmek konusunda biz üzerimize düşen görevi yerine getiririz’ dediğini ifade eden Yüksekdağ, şunları kaydetti: "Burada kilit nokta, artık tek başına merkezin tarafından değil. Bütün muhatapları kapsayacak ve savaşın ortadan kaldırılmasını hedefleyecek bir irade birliğine ihtiyaç var. Çift taraflı ateşkesin, karşılıklı silahların susturulmasının güven verilmesine ihtiyaç var. Türkiye 2 gün boyunca rahattı. Şehit cenazeleri gelmiyordu. Ölümler bu düzeyde yaşanmıyordu. 2 yılın ardından herkes, ‘ne oldu da biz 2 yıl öncesinden 90’lı yıllara döndük?’ sorusunu sordu. İktidar hırsı savaşın en ağır bir biçimde yeniden cereyan etmesine neden olmuştur. Yeniden konuşma ve diyalog zeminine dönüşmelidir.”

BU SİYASİ İKTİDAR HALKIN VERDİĞİ DERSİ ANLAYAMAYACAK KADAR KİBİRLİ

Antalya Gündoğmuş Belediye Başkanı’nın ‘HDP’ye oy vermek korkaklıktır’ diye tabela hazırlatmasını değerlendiren Yüksekdağ, şu ifadeleri kullandı: "Hiçbir zaman korku siyasetiyle oy almadık. O ışıklı tabelayı hazırlatan her kimse korku siyasetiyle oy alabileceğini sanıyorsa yanıldığını görecek. HDP’ye oy vermek yürek istemiştir. Biz 7 Haziran seçimlerinden sonra şunu çok iyi gördük; bu memlekette çok yürekli insan varmış. Onların en büyük yanılgısı Türkiye toplumunu kendileri gibi sanıyorlar. Milyonlarca insan, ne ettiyseniz size oy vermedi işte. O kadar bilinçliydi. 7 Haziran’da cevabını aldılar. Bu siyasi iktidar halkın verdiği dersi anlamayacak kadar kibirli.”

BİZİM KARŞI ÇIKTIĞIMIZ ŞEY, BAYRAĞIN KUTSİYETİNİN IRKÇILIĞA VE DEVLET TERÖRÜNE ALET EDİLMESİDİR

'TOBB’un önderliğinde teröre karşı gerçekleştirilecek yürüyüş ve bayrak hakkında Demirtaş’ın sözlerinin' hatırlatılması üzerine değerlendirmelerde bulunan Yüksekdağ, şöyle konuştu: “Bizim seçim sürecinde genel merkezimize saldırdılar. Parti genel merkezimizin önündeki Türk bayrağına da saldırdılar, ırkçı güruhlar. Biz Perşembe günü düzenlenen yürüyüşün amacının bayrağa ve bayrağın temsil ettiği kutsiyete sahip çıkma hareketi olduğunu düşünmüyoruz. Eleştirdiğimiz şey budur. Önünde Türk bayrağı olan parti genel merkezimize saldıran güruh da o bayraklarla gelmişlerdi, parti genel merkezimizi yaktılar. Bizim karşı çıktığımız şey, bayrağın kutsiyetinin ırkçılığa ve devlet terörüne alet edilmesidir. Yürüyüşlerde bayrağın gölgesine sığınarak faşizm yapmasın. O bayrağın alında, kızılında Kürt, Türk, Laz'ın, bütün Türkiye halklarının kanı var. O bayrakta Kürt’ün kanı var, Türk’ün olduğu kadar."

400 VEKİL ARACILIĞIYLA BİR İKTİDARI PERÇİNLEMEYE DÖNÜK BİR DARBE GELİŞTİRİLDİ

Hakkari’de şehit olan 5 polisin hatırlatılması üzerine Figen Yüksekdağ, bu sürecin karşılıklı ölümlerin yaşandığı çok ağır bir süreç olduğunu ifade etti. Yüksekdağ, “Zaten tartışa geldiğimiz sorun tam da bu. Bunun sonu gelmiyor. Bir o taraftan bir bu taraftan. Karşılıklı gerilimin tırmandırılması ölümlerin de bitmemesi sonucunu beraberinde getiriyor. Yoksa biz her ölümün arkasından acaba bu şuna mı cevaptı tartışması yapmak zorunda kalacağız. Bu savaşın kaynağına yönelelim. Bu savaşın kaynağı siyasi iktidar hesaplaşmasıdır. Bir darbe geliştirildi. 400 milletvekiline odaklanmış ve 400 vekil aracılığıyla bir iktidarı perçinlemeye dönük bir darbe geliştirildi. Sürecin kesintiye uğradığı nokta budur.” dedi.