Genel Başkanı Mustafa Destici, Beyaz TV'de savcılığın Muhsin Yazıcıoğlu'nun ölümüyle ilgili raporda yer alan, "kayıp radar kayıtlarıyla" ilgili Genelkurmay'dan açıklama beklediklerini söyledi. Kamuoyunda çok çeşitli iddiaların gündeme geldiğini ve bu iddiaların bir bölümünün "askeri ve sivil havacılığın radar kayıtlarıyla" ilgili olduğunu ifade eden Destici, bu raporların ortaya konulması gerektiğini söyledi. Davaya bakan özel yetkili cumhuriyet savcısının, iş yükünün ağır olduğunu ifade eden Destici, aynı savcının Zirve Kitapevi Cinayeti'ne de baktığını söyledi. Zirve Davası dosyasına yeni bir savcı atanması gerektiğini söyleyen Destici, dava sürecinin uzamaması gerektiğini kaydetti. Davayla ilgili soruşturmada, Hava Kuvvetleri Komutanlığı ile Genelkurmay'ın açıklamalarının çeliştiğini söyleyen Destici, şöyle konuştu: "Kazayla ilgili en önemli şüphe, bölgedeki askeri uçuşlarla ilgilidir. İddiaya göre savaş uçaklarının uçuşları sırasında oluşan kuvvetli rüzgar, helikopterleri düşürebiliyor. Hava Kuvvetleri Komutanlığı, bu iddiaya ilk önce cevap vermedi, sonra da "bizim böyle bir uçuşumuz yok" dedi. Peki ilgili hava sahası kime ait? Biz bu sorumluluk sahası kime aitse ondan cevap vermesini istiyoruz. Bu açıklamaların ardından da Genelkurmay, helikopterin uçuş sahasının 28 kilometre uzağında bir uçuşun gerçekleştiğini açıkladı. Sonra uçuşları kaydetmediği iddia edilen radarlar gündeme geldi. Bu konuyla ilgili Genel Kurmay'ın açıklama yapması gerekiyor. Genel Kurmay Başkanımızdan, soruşturmada kendileri üzerinde asla soru işareti kalmaması için radar ve uçuşlar kayıtları ve arama kurtarma çalışmalarıyla ilgili bize, yahut savcıya tüm belgeleri vermesini istiyoruz. Askeri makamlar terörle mücadelede, bölgenin BBG evi gibi izlendiği söyledi. Peki Türkiye Cumhuriyeti sınırlarında düşen bir helikopter, 46 saat nasıl bulunamadı? Bu sorunun cevabının verilmesi gerekiyor. Bu konuda yılgınlığımız yok. Kimin bu konuda sorumluluğu varsa bulunmasını istiyoruz. Bu soruşturma sonunda kaza mı cinayet mi ortaya çıkacak." "NTV'NİN ARAMALARI FEZLEKEYE GİRDİ" Taraf'ın gündeme getirdiği NTV aramalarıyla ilgili iddialara da cevap veren Destici, konunun kendileri için kapanmadığını, aramalarla ilgili iddiaların savcının fezlekesine girdiğini söyledi. İşte Destici'nin o açıklamaları: "Telefon dökümlerini aldığımızda, inanılmaz bir arama trafiği gördük. Bu aramalar helikopter düşürülmeden önce yapılmış. Aramalara baktığımızda karşımıza Doğu AŞ karşımıza çıktı. İlgili genel başkan yardımcısı arkadaşımızı oraya gönderdik ve oranın Doğuş Grubu'na ait olduğunu gördük. Bu aramalardan sonra savcılık, orada yetkililerin ifadelerini aldı ve bu aramaların tamamen haber kaygısıyla yapıldığı söylendi. Biz bu açıklamalardan tatmin olmadık ve soruşturma devam ederken, Taraf daha sonra bunu manşet yaptı. Bu haberin ardından yine haber kaygısıyla yapıldığı açıklandı. İkinci gün açıklamada ise bu aramanın Türkiye saatiyle yapılmadığı açıklandı. Bu konuda açıklama yapınca da Taraf özür dilemek zorunda kaldı. Bu konudaki soruşturma bürüyor; ancak savcının fezlekesinde bu isimler ve NTV aramaları yer alıyor." GÜLEFER YAZICIOĞLU CANLI YAYINDA İSYAN ETTİ Kaza sonrası yürütülen arama kurtarma çalışmalarını, rezalet olarak nitelendiren Muhsin Yazıcıoğlu'nun eşi Gülefer Yazıcıoğlu ise Eski İçişleri Bakanı Osman Güneş'e tepki gösterdi. Güneş'in, soruşturmayla ilgili yetkililerin herhangi bir kusuru bulunmadığına dair raporu Malatya'daki savcılığa ilettiğini söyleyen Yazıcıoğlu, kusuru olanların ortaya çıkarılmasını istedi. İşte Gülefer Yazıcıoğlu'nun canlı yayındaki o isyanı; "Kaza öncesinde ne olduğunu kimse bilmiyor. Kaza öncesi radar kayıtları ve diğer veriler ortaya çıkar. Kaza sonrasıyla ilgili ise söylenecek çok şey var. İsmail saatlerce konuşuyor; ancak ne hikmetse yerleri bulunamıyor. Nasıl kriz masası anlayabilmiş değilim. Arama kurtarma çalışmaları tam bir fiyaskodur. Ben de o dağlarda arama kurtarma çalışmalarında bulundum ve bunu kendi gözlerimle gördüm. "TEHLİKEDE OLDUĞUNU BİLSE ARKADAŞLARINI TEHLİKEYE ATMAZDI" Her insanın ne kadar hayatı tehlikesi varsa Muhsin Başkan'ın da o kadar vardır. Muhsin Başkan'ın ölümünden sonra kazayla ilgili bazı haberler yayınlandı. Muhsin Başkan sıradan bir insan değil. O kendi hayatını düşünmese bile, etrafındaki insanların hayatını düşünürdü. Bilgisi olsa kesinlikle öyle bir yolculuğa çıkmazdı. Denetleme Kurulu'nun bulduğu o bulgular üzerinden dahi gidilse, bu olayın çözüleceğine eminim. Komplo teorileri değil de sadece oradaki delillerden yola çıkılsa bile bu konunun çözüleceğine inanıyorum. Böylelikle hem bizim vicdanımız hem de kamuoyunun vicdanının rahatlatılacağı düşüncesindeyim. "CİHAZLAR VAR AMA KARTLARI ORTADA YOK" Bu cihazlar çalınıyor diyoruz; ama bu cihazlar var, onların hafıza kartları yok. Muhsin Başkan'ın telefonu konusunda ise bir belirsizlik var. Nedense bulunamadı bunlar. Özel yetkili savcı tarafından, orada kayıtları kimin sildiği net biçimde biliniyor. O görüntüleri kimin aldığı ve görüntüleri kimin sildiği açıkça yazılı. Bu kazada hiç mi ihmal, kusur yok? Bu kriz masasındaki insanlar ne yaptı. Sadece askeri radar kayıtlarından bahsediyoruz. Peki sivil radar kayıtları neden yok? Ben ısrarla şunu söylüyorum. Nasıl olduysa bize gelince hiçbiri çalışmadı. Mutlaka ihmali ve kusuru olan insanlar vardır bunların açığa çıkarılmasını istiyorum.