Türkiye genelinde çiftçinin en sahipsiz ve sorunlarıyla ilgili çözüm üretilmeyen dönemi yaşadığını aktaran Büyük Birlik Partisi (BBP) MKYK üyesi ve Kayseri Milletvekili adayı Hüseyin Döngel, “Tarım ülkesiyiz ama birçok tarımsal ürünü ithal eder hale geldik. Tarım ve hayvancılıkta atacağımız adımlarla ve desteklerle köylümüzün, çiftçimizin hem yüzünü güldüreceğiz hem göçü engelleyeceğiz.” dedi.

Tarım ülkesi olan Türkiye’nin birçok mahsulü yurtdışından ithal eder duruma getirildiğini dile getiren BBP’li Hüseyin Döngel, şunları söyledi: “Türk tarım ve hayvancılığı bugün Cumhuriyet tarihinin en verimsiz ve en sahipsiz dönemini yaşıyor. Her türlü tabi koşullar, arazi ve iklim imkanlarına rağmen tarım ve hayvancılığımızın etrafımızdaki ülkelere göre baktığımızda üretim ve istihdam açısından çok gerilerde iken tarım, hayvancılık girdileri çok yüksek, destekleme oranları yetersiz, pazar imkanları pahalı ve sınırlı kalmıştır. Enerji, yem, tohum, ilaç, saman, işçilik çevre ülkeler ve AB ülkelerine göre oldukça yüksektir. Her yönüyle bir tarım-hayvancılık cenneti olan ülkemizde yüksek maliyetli üretim tüketiciyi de olumsuz yönde etkilemektedir. Avrupa ülkelerinde tüketici bir kilo ete 3,5-4.0 TL öderken Türkiye'de kargas ete 28-30, işlenmiş ete 40 TL ödemektedir. Bu örneği tarım ve hayvan ürünlerinin her birinde görebiliriz. Komşumuz olan Yunanistan, Bulgaristan, Gürcistan, Irak'ta bir koyun ortalama 120-150 dolara alınırken biz de ise yaklaşık 280-300 dolar civarında. Gelinen noktada bu alanlarda ne üretici ne tüketici memnun.”

TARIM VE HAYVANCILIK ÜRÜNLERİ LÜKS TÜKETİM DEĞİL

“Tarım ve hayvancılık ürünleri bir lüks tüketim değil temel gıda ürünleri olduğu için vatandaşın eli de cebi de yanıyor” diyen Döngel, “Dar gelirli ailelerimiz ay sonunu zor getiriyor. Peki burnumuzun dibindeki ülkelerde hal böyle iken biz de niye böyle. Bunun tek sebebi uygulanan tarım, hayvancılık politikalarıdır. Bu yanlış politikalar bir zamanlar ülkemiz kendi nüfusunu doyuran yedi ülkeden biri iken günümüzde ülkemizde yaşayan nüfusu besleyemez hale gelmiştir. İthalatımız ihracatımızı geçmiş durumdadır. Ülkemiz tarım-hayvancılık sahasında istihdam imkanlarını neredeyse sıfırlamak üzeredir. Taşradan kentlere olan göçün önüne geçilememektedir” diye konuştu.

GDO'LU ÜRÜN İMALAT VE İTHALATININ ÖNÜNE GEÇİLEMEDİ

Milletvekili adayı Döngel, topraklarımızın, iklimimizin, sahip olduğumuz bitki çeşitliliğinin, su potansiyeli ve yetişmiş insan gücünün birçok ülkeden daha zenginken bu verimsizliğin ana sebebinin tarım ve hayvancılığa yeterli ölçüde stratejik önem verilmemesi olarak gösterdi. Döngel, “Partilerince hazırlanan KAP'ın (Kalkınan Anadolu Projesi) tarım ve hayvancılık bölümünde yer alan Tarım Destek Fonu oluşturacaklarını, bu fon vasıtasıyla üreticiye tarım ve hayvancılık kredisi verilecek, tarım arazilerinin amaç dışı kullanımı engellenecek, şehir planları yapılırken 1. derece tarım alanları kesinlikle imara açılmayacak, ülke genelinde arazi kullanım haritaları hazırlanacak, tarımsal üretim üreticiden tüketiciye ucuz maliyetli ürün sunma amaçlı kooperatifçilik güçlendirilecektir. KAP sayesinde ekolojik zenginlik sağlanacak, Orta ve Doğu Anadolu'da 11 ilimizi ve 15 milyon nüfusu olumlu yönde etkileyecek tarım ve hayvancılık şehirleri kurulacak, bu proje ile yaklaşık 1 milyon insanımıza istihdam imkanı oluşturulacaktır. Bu proje Erzurum'dan, Ankara'ya oradan Konya'ya kadar uzanan sulama kanalları, yapay göletlerle beslenecektir. Organik tarım yaygınlaştırılacak ve desteklenecek, yerli tohum, gübre, ilaç üretimi teşvik edilecektir. Türkiye'nin markası haline gelmiş Antep fıstığı, fındık, üzüm, kayısı, incir, ceviz, narenciye, pamuk, zeytin gibi ürünlerimize yeteli önem verilmediği için üretim ve verimlilik azalmış, aynı bakışla sebze ve meyve üreticiliği terk edilir hale gelmiştir. Bütün bu önemsemezlik ve stratejisizlikten kaynaklı sorunların yanında ülkeyi yönetenler tohumculukta, yemde, samanda, buğdayda, pirinçte, mısırda, mercimekte ve daha birçok üründe Türkiye'yi dışa bağımlı hale getirmiş, Türk tarım ve hayvancılığındaki yabancı tekelleşmenin ve GDO'lu ürün imalat ve ithalatının önüne geçememiştir.”