İzmir’in Urla ilçesi Hacılar Koyu’nda bulunan ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da geçmişte zaman zaman tatilini geçirdiği işadamı Mustafa Latif Topbaş tarafından yaptırılan villalarla ilgili bilirkişi raporu hazırlandı. Villaların bulunduğu bölgedeki SİT derecesinin değişikliğinin iptali ile ilgili açılan davada, bilirkişi tarafından hazırlanan rapor mahkemeye sunuldu. Raporda, yapılaşma olan yerlerin 3'üncü derece, yapılaşma olmayan yerlerin ise 1'inci derece SİT alanı olması gerektiği belirtildi.

17-25 Aralık yolsuzluk soruşturmalarında yer alan Urla Hacılar Koyu'ndaki villaların, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından, 1. Derece SİT alanından, yapılaşmaya izin veren 3'üncü derece doğal SİT alanı statüsüne geçirildiği anlaşılmıştı. Bu duruma tepki gösteren çevreciler ve bölgedeki hak sahipleri, 1'inci derece doğal SİT alanı içerisinde bulunan 200 hektarlık alanın, 'Sürdürebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanı' olarak tescil değişikliği yapıldığını ve işlemin iptali istemiyle Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na karşı İzmir 2'nci İdare Mahkemesi'nde dava açmıştı.

İzmir 2. İdare Mahkemesi’nde görülen davada mahkeme bilirkişi heyetinin bölgede keşif yapmasına karar verdi. Mahkeme bilirkişi olarak, Uludağ Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Hakkı Uğurtaş, Uludağ Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sabahattin Sıddık Cindoruk ve Balıkesir Üniversitesi Necatibey Eğitim Fakültesi Biyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Ekrem Akçiçek’i görevlendirdi.

Mahkeme tarafından oluşturulan bilirkişi heyeti, bölgede üç ayrı keşif yaptı. Heyet tarafından yapılan incelemeler sonucu 18 sayfalık rapor hazırlandı. Hazırlanan rapor mahkemeye sunuldu. Raporun sonuç bölümünde şu ifadelere yer verildi: “Söz konusu alandaki 11 parsel, tarımı insan yerleşimi, hayvancılık ve spor etkinlikleri faaliyetlerinden dolayı, antropojenik (İnsan kaynaklı) etkilere yoğun biri şekilde maruz kaldığı görülmüştür. Bu parsellerde meydana gelen sistematik etkilerden dolayı floristik, faonistik ve ekolojik yönlerden geri döndürülmesi mümkün olmayan sonuçların ortayla çıktığı gözlemlenmiştir. İnsan etkisinden dolayı tabii bitki görüntüsününün bozulduğu, endemik herhangi biri bitki türünün tespit edilmediği bunun yerine tarım alanlarının oluşturulduğu, üzüm, zeytin ve badem gibi kültür bitkileri tarımının yapıldığı tespit edilmiştir. Diğer 9 parselde ise, insan etkisine maruz kalmamış bakir alanlara olanak tespit edilmiştir. Özellikle bu parsellerde gözlenen hakim 'Finike ardıcı' korunması öncelikle topluluklar arasında yeralmaktadır. Bu parsellerde yapılan çalışmalar sonucunda, 4 endemik ve 3 endemik olmayan nadir bitki taksonu tespit edilmiştir. Endemik taksonlardan 4 tanesi, en az endişe verici katagorisindedir. Netice olarak söz konusu alanın iki farklı özellikte parsel gruplarını içerdiği belirlenmiştir. Yerleşimin olduğu parsellerin belirtilen sebeplerden dolayı sürdürülebilir koruma ve kontrolü kullanım alanı olarak (üçüncü derece doğal SİT) değerlendirmesi gerektiği, diğer parsellerini ise, insan etkisine daha az maruz kalmış olduğundan doğallığını halen koruduğu gözlenmiştir. Bundan dolayı bu parsellerin, 'kesin korunacak hassas olan' birinci derece doğal SİT olarak kalması gerektiği kanaatine varılmıştır."

Mahkemenin de bu rapor doğrultusunda karar vermesi halinde villalar için ruhsatlı hale gelmenin yolu açılacak. Villaların çevresi ise 1. Derece SİT alanı ilan edilmesi nedeniyle bu bölgeye çivi bile çakılamayacak.

Villaların çevresinde bulunan tarihi temel ve sarnıçlar nedeniyle yapılan 'tarihi SİT' incelemesi için ayrıca rapor hazırlanacağı belirtildi.