Türkiye’de hızlı nüfus artışı, şehirleşme ve iklim değişikliği gibi sebeplerle tatlı su kaynaklarının miktarı hızla azalıyor. 2030 yılında 100 milyon nüfusa ulaşacağı tahmin edilen ülkede, kişi başına düşen su miktarının da bin 519 metreküpten bin 120 metreküplere kadar ineceğine işaret eden çevre uzmanları, ülke çapında bir su yönetimi politikası uygulanması gerektiğini savunuyor. Ferdi olarak alınması gereken tedbirlerin yanısıra büyük işletmelerin de konuya hızla el atması isteniyor.

ŞİRKETLERİN YENİ POLİTİKASI ‘SU AYAK İZİ’

"Karbon ayak izi" ile ilgili tedbirlerin uygulanmaya başladığı günümüzde, "su ayak izi" de gündemde. Türkiye’nin, sanılanın aksine su zengini bir ülke olmadığını söyleyen Yaşar Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Alternatif Enerji Kaynakları Teknolojisi Programı Sorumlusu Selen Çekinir, şirketlerin alması gereken tedbirleri anlattı. Çekinir, “Su, yiyecek ve giyecek gibi temel ihtiyaçlardan araba, cep telefonu gibi özel ihtiyaçlara kadar tüm ürünler için temel bir girdidir. Şirketlerin su ayak izi ise mal veya hizmet üretimi için kullanılan toplam suyun ölçüsüdür fakat hangi ürün için ne kadar su harcandığı bilinmezse su kaynaklarının verimli kullanılabilmesi imkansızdır. Özellikle su ayak izinin daha büyük olduğu kurum, kuruluş ve fabrikaların, bu konuya daha çok dikkat etmesi gerekmektedir. Tüm bunların hesaplanması, doğru kullanılması ve su tüketiminin azaltılması için de doğru bir su yönetimi şarttır.” dedi.

'MARKALAR TEHLİKEYE GİREBİLİR'

Dünya Ekonomi Forumu’nun 2015 Global Risk Raporu’nda, en yüksek önem derecesindeki riskin su krizi olduğunu aktaran Selen Çekinir, “Şimdiye kadar suyun sınırsız bir kaynak olduğu düşünülüyordu fakat şirketlerin artık suyun önemiyle ilgili düşüncelerini değiştirmeleri gerekmekte. Aksi takdirde markalarını ve güvenirliklerini tehlikeye sokabilir. Aynı zamanda bu bir çevresel farkındalıktır ve şirketler de bu konuya sosyal sorumluluk olarak yaklaşmalıdır. Şirketler, büyüme hedeflerini belirlerken bulundukları veya etkiledikleri havzalardaki su miktarının sürdürülebilirliğini dikkate almalıdır ve bu havzalardaki azalma ve kirlilik gibi problemlerin çözümünde rol almalıdır. Suyu verimli kullanmanın yanısıra tüm tedarik zinciri boyunca su kullanımını azaltmalıdır. Ayrıca operasyonlarında suyu verimli kullanmanın ötesine geçerek, tüm tedarik zinciri boyunca su kullanımını dikkate almalıdır ve bununla ilgili çeşitli standartlar oluşturmalıdır. Eğer tüm bu önlemler alınmazsa üretim durmak zorunda ve tedarik zinciri de kırılmak durumunda kalacaktır.” bilgisini verdi.

'DENİZ SUYUNDAN FAYDALANABİLİRİZ'

Türkiye’de üretimin su ayak izinin yaklaşık olarak yüzde 90’ının tarım sektöründen kaynaklandığını belirten Çekinir, deniz suyundan tatlı su etmenin mümkün olduğunu da söyledi. Bunun sınırsız olmadığını da hatırlatarak, “Sınırsız gibi görünen deniz suyunun kullanımı, birtakım kısıtlar içeriyor. Birincisi, tuzundan arındırılmış deniz suyu her alanda, her amaç doğrultusunda kullanılamıyor. İkincisi ise tuzdan arındırma işlemi için yine bir enerji gerekiyor. Bu da enerjide kaynak sıkıntısı sorunu yaratabiliyor.” dedi.

2 GR. MİKROÇİPE 32, BİR ÇİFT AYAKKABIYA 8 BİN LİTRE SU

Bazı teknoloji ve gıda ürünlerinin üretiminde harcanan su miktarları:

-Bir çift deri ayakkabı için 8 bin litre su
-Bir A4 kağıt için 10 litre su
-Yarım kilo peynir için 2 bin 450 litre su
-Bir dilim ekmek için 40 litre su
-100 gr. patates için 25 litre su
-200 gr. paket patates cipsi için 185 litre su
-1 hamburger için 2 bin 400 litre su
-2 gr. mikroçip için 32 litre su

SU AYAK İZİ

Su ayak izi, birim zamanda harcanan ve kirletilen su miktarıyla ölçülmektedir. Bir ürünün su ayak izi, imalat sırasında ve daha sonra da müşteriye ulaşana kadar izlediği yolda sarfedilen toplam su miktarıdır.

TÜRKİYE’NİN SU KAYNAKLARI POTANSİYELİ

Yıllık yağış miktarı: 501 milyar metreküp
Buharlaşma: 274 milyar metreküp
Yer altına sızma: 41 milyar metreküp
Tarımda kullanılan: 32 milyar metreküp
İçmek için kullanılan: 7 milyar metreküp
Sanayide kullanılan: 5 milyar metreküp