Kimi mahiyetini fazla kurcalamıyor, kimi “bu bela neden bitmiyor” türlü sorularla olayın çok boyutluluğu üzerinde kafa yoruyor, kimi de -“ateş düştüğü yeri yakar” misali yakinen canını yaktığı için, lanetleyerek de olsa - telafuz etmek zorunda kalıyor PKK'yı. Düşünebiliyor musunuz; bu “baş belası” PKK kurulup ya da “kurdurulup”! adından söz ettirdiği gün dünyaya gözlerini açan yavrular, bu zaman zarfında etkili ve yetkili yaşa ve konuma geldikleri halde bu lanetli örgütün üstesinden gelinemiyor. Daha doğrusu hiç kimse bu sorunla neden baş edemedi ya da “baş ettirilmedi”? “Haddinden fazla nemalanan kesimler var da ondan bitirilmiyor “ dediğinizi duyar gibi oluyorum. Evet doğru cevaplardan bir tanesi budur. Çeyrek asırdır, hayatiyetini etkili bir biçimde sürdüren ve en çok ülkemizde can yakan ve gözyaşı döktüren bu terör örgütünün, mali gücünü çok merak ettim. Bunu bir emniyet yetkilisine sorduğumda; -“Doğu sınırlarımızdan Türkiye'ye giren her gram uyuşturucudan PKK'nın almış olduğu bir komisyonu vardır. Malum, sınırın her noktasında asker bulundurulamıyor. Sırtçı ya da katırcılarla özellikle dağlık araziden Türkiye'ye giren kaçakçıların (özellikle uyuşturucu kaçakçılarının) yolunu kesen sadece PKK'lılar oluyor. Yüzde 10'luk bir komisyon bile alsalar -ki muhakkak alıyorlar- varın siz hesap edin.” cevabını almıştım. Ne denilebilirdi ki uzun lafın kısasına? Zaten bölgenin sorunlu hale getirilmesi (transit geçiş amaçlı da olsa) en başta uyuşturucu şebekelerinin işine yarıyor. Şu alternatifin düşünülmesi ve hayata geçirilmesi acaba ütopik mi?: PKK'lıların rahatlıkla cirit attığı söylenen Suriye, Irak ve İran'la olan toplam sınır uzunluğumuz yaklaşık 1300 km.'dir. Bu sınırımızın tamamında asker bulundurmak, sınır ötesi harekat ihtimalinde sınırlara daha fazla asker yığmak ve sınır ötesine harekat düzenlemekten daha zahmetsiz değil mi? Şu gerçeği de göz ardı etmemek lazım:”Baş belamız” olan bu terör örgütü, sadece sınırda ya da sınır ötesinde mi varlığını sürdürüyor? Ülkemizin iç kesimlerinde de bebek ve taze fidan katliamına devam etmiyor mu? Maalesef ediyor, ama ayakta kalabilme gücünü -yukarıdan da bahsedildiği gibi- uyuşturucu denen zehirden kestikleri komisyondan alıyor Bir de, bölge halkının bu örgütü tamamen dışlamayışı belirtilir ki, bu da çok yanlış bir temellendirmeye dayanmaktadır. Askerlikte yedek subaylık oryantasyon dersinde muvazzaf subaylardan bir tanesi bize aynen şu itirafta bulunmuştu: “Ben, bunca yıldır bu bölgede görev yapıyorum, alan savunması ya da operasyona gidileceğini, orduevinin karşısındaki bakkaldan konservelerin ön rafa dizilmeye başladıklarından anlarım.” Sormak lazım: -Halk bu operasyona gitme bilgisini kimden alıyor acaba? -”¦”¦”¦.. -Kim dediniz?