Bitlis’in Tatvan ilçesinde, Bitlis Kesk Kadın Meclisi tarafından Mersi’nin Tarsus ilçesinde öldürülen Özgecan Aslan için meşaleli ve siyah tabutlu yürüyüş düzenlendi.

Bitlis Kesk Kadın Meclisi tarafından Tatvan ilçesinde düzenlenen ve erkeklerin de destek verdiği meşaleli yürüyüşte Özgecan'ın hunharca katledilmesi kınandı. Bir araya gelen yüzlerce kadın ve erkek, Cumhuriyet Caddesi boyunca ellerinde meşaleler ve omuzlarında siyah kefenli tabut taşıdı.

Yapılan yürüyüşün ardından Tatvan Yaşam AVM önünde toplanan grup, burada bir dakikalık saygı duruşunun ardından basın açıklaması yaptı.

Grup adına basın açıklamasını okuyan Bitlis Kesk Kadın Meclisi Sözcüsü Filiz Akılçağı, Özgecan Aslan’ın ölümünden devleti sorumlu tutarak “20 yaşındaki Özgecan’ın yakılmış cesedinin bulunduğu haberi ülkemizde kadına yönelik şiddetin korkunç boyutlarını bir kez daha gözler önüne seriyor. Tarsus’tan Mersin’deki evine dönerken, bir baba, oğlu ve arkadaşı tarafından kaçırılan, tecavüze uğrayan ve öldürüldükten sonra cesedi yakılan Özgecan’ın yaşadığı şiddetin ve vahşice katlinin sorumlusu devlettir.” dedi.

Açıklamada kadına yönelik şiddete dikkat çeken Akılçağı, “Devlet aklı, ülkede kadına yönelik şiddet bu denli yaygınken, şiddeti azaltmaya ve kadınları her halleriyle kabul eden bir toplumsal yapıya zemin oluşturmaya yönelik politikalara kafa yormak yerine, kadına yönelik şiddet davalarında erkekten yana tavır alan, tacizde, tecavüzde kadının rızası olup olmadığını sorgulamayı adaletten sayan, kadınların erkeklerce katledilmesine ve kadına yönelik şiddete karşı yükselen sese kulak tıkayan, en yetkili makamlardan eşitsizlik fıtrattandır diye bağıran, kadınlığa hiçbir alanda tahammülü olmayan siyasal iktidarın erkek aklıdır. Kadınların her gün 3’er 5’er katledilmesine, kadın cinayetlerine ve kadına yönelik şiddete göz yuman akla tahammülümüz yok. Özgecan’ı, katledilen kadınları, yıllarca süren davalarda tecavüzcüleri aklanarak hayatı karartılan N.Ç. gibi nice kız çocuğunu, savaşlardan kaçarak sığındıkları yerlerde ikinci eş olarak satılan, fuhuşa zorlanan ve adları bilinmeyen mülteci kadınları, yargıdan koruma talep etmesine rağmen şikâyeti dikkate alınmadığı için sokak ortasında erkeklerce katledilen kadınları hiçbir zaman unutmayacağız. Bununla birlikte AKP’nin kadın politikaları sonucu her gün kadın kırımı yaşanıyor. Bize tecavüzlere karşı “çocuklarınıza çığlık atmayı öğretin” diyen bakanlarımız var. Soruyoruz buradan sizlere Özgecan’ın çığlıklarını duydunuz mu?" şeklinde konuştu.

Yapılan katliamın, Özgecan Aslan’a yönelik değil tüm kadınlara karşı yapıldığını ve asıl katledilenin tüm insanlık olduğunu vurgulayan Filiz Akılçağı, “Biz KESK’li kadınlar sadece “erkek” olmadıkları için şiddete maruz kalan, tecavüze uğrayan ve öldürülenlerin sorumlusunun devlet ve onun erkekten yana yargısı ve kurumları olduğunu biliyoruz. Erkek, yargı, devlet hesap verene, failler en ağır cezaya mahkûm edilene kadar her yerde mücadele edecek ve bu davanın takipçisi olacağız. Özgecan Aslan'ın katili, TCK'nın öngördüğü en ağır yaptırımla cezalandırmasını istiyoruz. Şiddetin son bulması, eğitimin, yargının, kolluk kuvvetlerinin, medyanın, kısacası tüm toplumun yapılanmasında etkisi olan 'ataerkil' sistemin, meşruiyeti kazandırdığı, 'erkek' üstünlüğü inanışına dayanan cinsiyetler arası eşitsizlik anlayışını yıkacak uygulamalar, çabalar ve düzenlemelerle mümkündür. Özgecan Aslan'ı katleden faillerin TCK'nın öngürdüğü en ağır yaptırımla cezalandırılmasını istiyoruz. Soruşturma ve kovuşturma sürecinin hukuka uygun biçimde yürütülmesini talep ediyor, bu ve buna benzeri olayların tekrar etmemesi için tüm ilgilileri, kurumları acilen sorumluluk almaya davet ediyoruz" ifadelerini kullandı.

Basın açıklamasından sonra konuşan Rahime Yılmaz Acet ise, kadın karşı şiddetin artık bir toplum sorunu haline geldiğini bu nedenle sorunun daha vahimm sonuçlar doğurmadan önüne geçilmesi gerektiğini ifade etti.

Basın açıklaması yapılan 5 dakikalık oturma eyleminden sonra sona erdi.