Recep Tayyip Erdoğan’ın başbakanlığı döneminde çalışma ofisinde ve konutunda ‘böcek’ tabir edilen dinleme cihazı 'bulunması' ile ilgili olarak 13 kişinin yargılandığı davanın gerekçeli kararı açıklandı. Gerekçeli kararda beraat eden sanıkların atılı suçu işlediklerinin sabit olmadığı, iddiaların soyut olduğu ve yeterli delil olmadığı belirtildi.

Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi, gerekçeli kararda, beraat eden sanıklar Mehmet Yüksel ve Zeki Bulut’un atılı suçu işlediklerinin hiçbir aşamada sabit olmadığı kaydedildi. Hazırlıkta ve mahkemede dinlenilen tanıklar ve ceza alan sanıkların Mehmet Yüksek ve Zeki Bulut hakkında aleyhe hiçbir söz beyan edilmediğinin belirtildiği gerekçeli kararda, “İnceleme konusu olayda bu sanıkların hükümlendirilen sanıkların atamalarına onay vermişlerdir. Bu itibarla sicillerine bakılarak verdikleri bu onaya rağmen memurun bazı düşüncelere yaklaşması onlarla paralel hareket etmesi hadisesi kişilik sapmasıdır. Bundan dolayı ceza yargısında kişinin suçlanması caiz değildir. Başbakanlık makamı bu sanıkların yanlış memur atadıkları veya bunların atanmasına rıza gösterip onayladıklarından söz etmektedir. Bunun dışında bu sanıkların görev hudutları dışına çıktıkları sabit olmamış, hükümlendirilen sanıkların eylemlerine göz yumduklarına dair bir emareye de tesadüf edilmemiştir.” ifadeleri yer aldı.

“DELİL YOKLUĞU DİKKATE ALINARAK SANIKLARIN AYRI BERAATINA KARAR VERMEK GEREKMİŞ”

Gerekçeli kararda beraat eden diğer sanıklar Hurşit Gölbaşı, Seyit Saydam, Harun Yavuz, İbrahim Sarı için ise şu ifadelere yer verildi: “Suçlayıcı delillerin sadece soyut iddialara dayandığı amirleri konumundaki Serhat Demir’in faaliyetlerini doğrudan kontrol edebilme olanaklarının konumları itibariyle bulunmadığı, ihmali davranışlarının doğrudan suça iştirak olarak değerlendirilemeyeceği aksi yönde vicdanı kanaat oluşturucu yeterli delil yokluğu dikkate alınarak sanıkların ayrı beraatına karar vermek gerekmiş.”

Sanık Ahmet Türer hakkında yeterli delil olmadığı için beraatına karar verildiği ifade edilen gerekçeli kararda şunlar belirtildi: “Bu sanık yönünden de açılan kamu davasının bir örgüt faaliyetine ilişkin olmayıp sadece dinleme cihazlarının başbakanın ofis ve ikametgahına yerleştirme eylemine yönelik olduğu ancak bu sanığın bir kısım polis memuru ve amirlerini emniyet içerisinde etkin noktalara gelmesini sağlayıp bu şekilde kadrolaşmasına olanak sağlayacak faaliyetlerde bulunduğu ve bu noktada akrabası olan Serhat Demir gibi kişilerin emniyette aktif olarak görev almasını sağladıkları tespit olunmuş ancak bu faaliyetlerin halen Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Suçlar Bürosu tarafından yürütülmekte bulunan örgüt suçu kapsamındaki hazırlık soruşturmasının kapsamında değerlendirilmesi gerektiği kanaatine varılmış.”

Gerekçeli kararda Hasan Palaz’ın hakkında net bir delil elde edilemediği ve örgütlü bir yapılanmaya yakın olan polisler ve amirlerini korumaya yönelik olacak şekilde bir kısım davranışları tespit edilse dahi bunun Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam eden ‘sahte rapor’ iddiaları ile ilgili davada değerlendirilmesi gerektiği ifade edildi.

Gerekçeli kararda ceza alan sanıklar Sedat Zavar ve İlker Usta ile ilgili ise şu tespitler yer aldı: “Sanıkların suç tarihi itibari ile emniyet müdürlüğü personeli oldukları dikkate alındığında bireysel olarak devletin başında bulunan başbakanı dinlemesinin ne gibi bir çıkarları olabileceği düşünüldüğünde şahsi bir çıkar elde etmelerinin söz konusu olmayacağı ancak sanıkların emniyet içerisinde örgütlenmiş bulunan bir yapının çıkarları çerçevesinde bu eylemi yaptıkları ve elde ettikleri bilgileri mensubu olduğunu düşündükleri yapılanmasının çıkarları doğrultusunda kullanımına amaç edindikleri anlaşılmış. Bu eylemlerin bir örgüt faaliyeti çerçevesinde olabileceği ve bu konuda Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen bir soruşturmanın da var olduğu dikkate alınmış."

“CASUSLUK İDDİASI”

Dosya kapsamına bakıldığında iddianamenin 70. sayfasında elde edilen bilgilerin hangi ülkeye intikal ettirildiğinin tespit edilemediği, tespit edilmeye çalışıldığı açıkça ifade edilmiştir. Kovuşturma safahatında soruşturmanın yürütüldüğü soruşturma dosyasına yeniden sorulmuş olup, alınan yazı cevabına göre bir ülkenin varlığının tespit edilemediği bildirilmiştir.”

KARAR
Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi, firari sanıklar Ali Özdağan, Enes Çiğci ve Serhat Demir’in dosyalarının ayrılmasına ve yeni esastan dosya açılmasına hükmetti.

Mahkeme sanıklar Seyit Saydam, Harun Yavuz, İbrahim Sarı, Hurşit Gölbaşı ve Ahmet Türer’in yüklenen suçları işlediklerine dair belge bulunmadığından baretlerine karar verdi. Mahkeme diğer sanıklar Mehmet Yüksel ve Zeki Bulut’un atılı suçları işledikleri sabit görülmediğinden ayrı ayrı baretlerine karar verdi. Mahkeme ayrıca Hasan Palaz hakkında yeterli inandırıcı hiçbir delil elde edilemediğinden atılı tüm suçlardan beratına karar verdi.

Mahkeme tutuklu sanıklar Sedat Zavar ve İlker Usta’ya haberleşmenin gizliliğini ihlalden 1 yıl 6 ay hapis cezası verdi. Sedat Zavar ve İlker Usta hakkında iddianamede her ne kadar siyasi casusluktan açılmış olsa da yeterli olmadığını belirten mahkeme Sedat Zavar ve İlker Usta’ya gizli kalması gereken bilgileri teminden ayrı ayrı 6 yıl hapis cezası verdi.