Elazığ, Bingöl, Tunceli Eczacılar Odası Başkanı Hakkı Sönmez, kanser ilaçlarının 1 Temmuz’dan itibaren eczanelerde satılmamasına ilişkin, "Devletin asli işi hizmet üretmektir. Devlet hizmeti bir kenara bırakıp ticarete başladığı zaman kamuya zarar verir.” dedi.

Sönmez, yaptığı açıklamada uygulamaya tamamen karşı olduklarını belirterek, şunları kaydetti: "Biz eczacı olarak bu uygulamaya tamamen karşıyız. Çünkü devletin asli işi hizmet üretmektir. Devlet hizmeti bir kenara bırakıp ticarete başladığı zaman hem kamuya zarar verir hem de hizmette aksama olur. Geçmişte Kamu İktisadi Teşebbüsleri'nde (KİT) yapılan uygulamalarda biz şahit olduk ki devlet ticaret yaptığında her zaman için zarar etmiştir. Sahip çıkamamıştır. Ticareti ancak özel sektör yapar. Sağlık Bakanlığı'nın şu an almış olduğu kararla kanser ilaçlarının özellikle kendilerinin temin edip hastane içerisinde ilaç tüccarlığına başlamış olması bu anlamda hastaya yeni bir hizmet anlayışı hastaya tedavisi için farklı bir hizmet sunma asla olmamıştır. Tam aksine hem kamuya zarar getirebileceğini düşünüyoruz, hem de 24 bin 500 eczanenin şu an ekonomik olarak çekmiş oldukları sıkıntılarda büyük bir pastayı büyük bir meblağı kendi bünyesine almış oluyor. Bu anlamda yanlış bir uygulamadır. Ayrıca bir karar alınacaksa o kararın uygulamasında hastanın rahatlığı hastaya sunulmuş olan hizmete yönelik amaç gütmek gerekir. Eğer hastanın hizmetini amaçlıyorsa tüccarlığın ya da ticaret anlamında devletin ilaç alımı satımı hiçbir doğru bir durum değildir.”

Uygulama ile hastane eczanelerinde ilaç stoklarının oluşacağını ve bu durumun milli servete ciddi zararlar vereceğini savunan Sönmez, şu ifadeleri kullandı: "Biz Eczacılar Birliği ve 54 Eczacı Odası Başkanı ve yönetimi olarak bu uygulamaya tamamen karşıyız. Bir an önce bu yanlış uygulamadan dönülmesini istiyoruz. Çünkü bu tür ilaçlar yurt dışından ithal ediliyor. Böyle bir uygulama ile bir çok hastanemiz ithalatçı firmalardan stoktaki malları çekecekler ve ithalatçı firmada bu ürünler bulunmayacak. Daha fazla ithalat yapılmış olacak.İthalat fazla yapılınca bizim milli sermayemiz tamamen dışarıya gitmiş olacak. Çünkü ihtiyaçtan fazla stok yapılmış olacak.Bu da milli servetin bir kenarda yatmış olması demektir. Hastane bütçesine ayrıca bir külfet demektir.Hastaya da ekstra bir hizmetin sunulamayacağı anlamına geliyor.”

Kanser ilaçlarının muhafazasını ve taşınmasının hassasiyet isteyen konular olduğunu belirten Sönmez, şu görüşleri paylaştı: "Bu tür ilaçların miatları da problemlidir. Yurt dışından gelip gümrüklerde bekleme süreleri var. Taşınmasında soğuk zincir ile taşınması gereken ürünler var bu hassasiyetlerin de olması gerekir. Hastane bünyesinde belli dönemlerde bazı klinikler ilaçları değiştirebiliyor. Siz bu ilacı önceden alıp hastane eczanesinde depoladığınızda eğer yeni bir uygulamaya geçilirse klinik farklı bir ilaç kullanmaya karar verirse o önceden alınmış olan ilaçlarda stokta kalmış olacak. Bu ilaçlar mecburiyetten hastaya ilaçlar bitinceye kadar kullanılacak ya geri iade edilecek ya da tarihi dolunca çöpe atılacak. Uygulama bu yönüyle de çok büyük bir zarar getirir. Çünkü SSK hastanelerinin olduğu dönelerde büyük stoklu ürünler alınıyordu. Miatları dolunca çöpe atılıyordu. Biz ilaca stratejik bir ürün olarak bakıyoruz. Milli bir servet gözü ile bakıyoruz. Pahalı bir üründür. İlaçların sadece ve sadece gerektiği zaman ihtiyaç duyulduğu kadar kullanılması gerektiğini düşünüyorum. Yoksa kamu hastaneleri bünyesinde bu tür ürünlerin alınıp stok edilmesi ihtiyaç fazlası olanların akıbetinin meçhul olduğunu düşünüyoruz. Ayrıca uygulama eczane ekonomilerini ciddi bir zarar verecektir. Uygulamanın hastalarımıza ve milli servete bir faydası olmayacaktır. Bu uygulamadan bir an önce vazgeçilmesi taraftarıyız. Devlete, vatandaşa ve kamu hastanelerine yararı olmayan bu uygulama tamamen yanlıştır.”