TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Genel Başkanı Baran Bozoğlu, 2012 yılında 88 ilköğretim ve anaokulu öğrencisinin kan tahlillerinde, yüzde 20’sinde yüksek derecede kadmiyum bulunduğunu, bunun sebebinin kalitesiz yakıt kullanımından oluşan hava kirlili olduğunu, bugün tehlikenin daha da büyüdüğünü söyledi. Bozoğlu, Denizli Gazeteciler Cemiyeti (DGC)'nde düzenlediği basın toplantısında hava kirliliği ile ilgili hiçbir önlem almayan yerel yöneticileri eleştirdi.

Denizli’de aylardır süren hava kirliliğine dair valilik, belediye, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü ile Halk Sağlığı Müdürlüğü'nün anlaşılmaz bir şekilde sessizliğini koruduğunu belirten Bozoğlu, "11 Ocak günü kirlilik partikül madde 10 (PM 10)’da 208 mikrogram/metreküp'e çıktı. Bu değer Avrupa Birliği (AB)'nin sınır değeri olan 50 mikrogram/metreküp'ün dört katıdır. Kentin yöneticileri, halkın sağlığını korumakla görevli kişiler hala herhangi bir açıklama yapmadığı gibi bir önlem planı da açıklamadı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından oluşturulan hava izleme ağı, güncel olarak şehirlerdeki hava kirliliğine dair verileri paylaşıyor. Bu veriler incelendiğinde, Denizli’nin büyük bir tehlike yaşadığı açıkça görülüyor." dedi.

AB'de kirletici maddeler arasında yer alan PM 10 seviyesinin 24 saatlik ortalamada 50 mikrogram/metreküp olarak belirlenmiş olduğunu belirten Bozoğlu, "Bu sınır değerin bir yıl içerisinde 35 defa aşılması kabul edilebilirken 35’ten fazla aşılması halinde insan sağlığını bozan, kanser ve akciğer hastalıkları gibi sorunlar yaratacağı biliniyor. Bizim ülkemizde ise sınır değer 2014 yılı için 100 mikrogram/metreküp. 2019 yılına kadar sınır değerin 50 mikrogram/metreküpe indirilmesi planlanıyor. Öncelikle herkesin bu sınır değerin ülkemizde neden yüksek olduğunu sorması gerekiyor." diye konuştu.

'AVRUPALILARIN CİĞERİ CİĞER DE BİZİM CİĞERİMİZ CİĞER DEĞİL Mİ?'

İstiklal Caddesi’nde bulunan Denizli–1 ve Kayalık Caddesi’nde bulunan Denizli–2 istasyonlarında 50 mikrogram/metreküp sınır değerin 2014 yılında sırasıyla 137 gün ve 190 gün aşıldığını vurgulayan Bozoğlu, "Denizli–1 istasyonu 180 gün ölçüm yapmamasına rağmen 137 gün sınırın aşılması büyük bir kirliliğin olduğunun göstergesidir. 2015 yılının henüz başında bu istasyonda, ocak ayının 21 gününde sınır değerin tam 18 gün aşıldığı görülüyor. İstasyonda şu anda ölçüm yapılmadığı görülüyor. Denizli’de ciddi bir kirlilik problemi olmasına rağmen sadece partikül madde 10 ve kükürtdioksik kirleticileri ölçülüyor. Azotoksitler, PM 2,5, kurşun, ozon, karbon monoksit gibi kirletici ve halk sağlığını tehdit eden, AB mevzuatında ölçülmesi zorunlu olan kirleticiler ölçülmüyor. Bu kirleticilerin, toplumca mücadele ettiğimiz uyuşturucudan da, sigaradan da daha tehlikeli olduğu unutulmamalı." şeklinde konuştu.

'DENİZLİLİLER KANSER RİSKİYLE KARŞI KARŞIYA'

Partikül maddelerin civa, kurşun ve kadmiyum gibi ağır metallerle kanserojen kimyasalları bünyelerinde bulundurarak sağlık üzerinde önemli tehdit oluşturduğunu anlatan Bozoğlu, "Bu zehirli ve kanser yapıcı kimyasallar, nemle birleşerek aside dönüşüyor. Kurum, uçucu kül, benzin ve dizel araç egsoz partikülleri benzo(a)pyrene gibi kanser yapıcı maddeler içerdiğinden, bunların uzun süre solunması kansere sebep oluyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın mevzuatına göre her ildeki müdürlük, 2014–2019 yıllarını kapsayan temiz hava eylem planını oluşturmak zorunda. Bu planla da kirlilik nedenleri belirlenerek çözüm üretilebiliyor. Denizli’de uzun süredir yaşanan hava kirliliği sorunu herkes tarafından bilinmesine rağmen il müdürlüğü, temiz hava eylem planını hazırlamamıştır. Denizli Valiliği, görevini yerine getirmiyor. Halk Sağlığı Müdürlüğü, herhangi bir çalışma yapmıyor." ifadelerini kullandı.

'EN KALİTESİZ SU BÜYÜK MENDERES'TE'

Halk sağlığı risk altındayken çözüm üretmesi gereken Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce'nin TMMOB’a bağlı odalarla uğraştığını söyleyerek, kendisini kirlilik yaşanan bölgeleri ziyaret etmeye, görevini icra etmeye davet eden Çevre Mühendisleri Odası Genel Başkanı Bozoğlu, "Denizli Valiliği'nin, belediyenin ve ilgili bütün kurumların, acilen biraraya gelerek kamuoyunu bilgilendirmesini istiyoruz. Büyük Menderes Nehri’ne karışan Çürük Çayı’nda yaptığımız incelemelerde selenyum, sülfat iyonu, alüminyum, nitrit azotu, MBAS (deterjan) gibi kirletici maddelerin yüksek çıktığını tespit ettik. Bu kirleticiler, Büyük Menderes havzasından alınan sulama suyu nedeniyle tarım alanlarına karışmaktadır. Bu kirleticilerden, örneğin kronik yüksek selenyum alımı 5 mg/günden yüksek olduğunda saç kaybı, tırnak morfolojisinde değişim, ishal, merkezî sinir siteminde bozukluklar (felç, parestezi ve hemiflegi), böbrek ve karaciğer hasarları, iştahsızlık gibi belirtiler görülmektedir. Alüminyumun ise sinir sistemi bozuklukları yaptığı ve anemiye neden olduğu bilinmektedir." dedi.