Bursa Teknik Üniversitesi’nde (BTÜ) düzenlenen seminerde ermeni soykırım iddiaları masaya yatırıldı. BTÜ Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı ve Kültürel Etkileşim Öğrenci Topluluğu tarafından organize edilen seminer BTÜ Yıldırım Kampüsü Merkez Kafeterya’da gerçekleşti. Orman Fakültesi Fakülte Sekreteri olan tarihçi Yaşar Güneş’in yaptığı sunuma Rektör Prof. Dr. Arif Karademir, Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Nurettin Acır, akademik ve idari personel ile birlikte öğrenciler katıldı.

Tarihçi Yaşar Güneş, Türklerin ve Ermenilerin bir arada sürdürdükleri yaşam serüvenini özetleyerek sunumuna başladı. Türklerin Anadolu’ya yerleşmelerinin anahtarı olan Malazgirt Savaşı’nda, Ermenilerin Bizans ordusuna karşı Türklerin yanında yer aldıklarını ve bu birlikteliği yüzlerce yıl sürdürdüklerini söyledi. Osmanlı Devleti’nin Ermenileri Millet-i Sadıka olarak kabul ettiğini ve tebaasında bulunan onlarca azınlık grubundan farklı bir değer verdiğinin altını çizerek, bu günkü bakanlık mevkiine denk makamlar başta olmak üzere devletin çeşitli kademelerinde görevler verdiği Ermeniler olduğunu bildirdi.

Fransız 1789 Fransız İhtilali’nden sonra yayılan milliyetçilik dalgasının dünyadaki diğer imparatorlukların tebaalarını etkilediği gibi Osmanlı tebaasında bulunan azınlık gruplarının da etkilediğini belirtti. Aslında yaşanan etkileşimin Ermeni tebaasının tamamını kapsamadığını ancak tebaanın içerisinde bulunan ve legal ya da illegal örgütlere üye olan grupların aşırı derecede etkilendiğini ifade etti. Etkilenen bu kesimin yarattığı şiddetin sadece Türkleri değil kendileri gibi düşünmeyen Ermenileri de içene alarak büyüdüğünü ve çeşitli illerde isyan boyutuna vardığını kaydetti. Tarihçi Güneş bu örgütlere üye olan, aynı zamanda çıkan isyanların da elebaşıları olan çetecilerin Osmanlı Devleti tarafından tutuklandıkları gün olan 24 Nisan’ın “soykırım” günü olarak lanse edildiğini söyledi.

'TEHCİR BİR SOYKIRIM DEĞİLDİR'

Konuşmacı Yaşar Güneş, 24 Nisan 1915 günü yapılan tutuklamaların ardından yapılanın sadece “tehcir” olduğunu kaydetti. Osmanlı Devletinin, yasal düzenlemelerle daha güvenli yerlere gönderdiği Ermenilerin, can güvenliği konusunda gerekli önlemlerin aldığını belirtti. Bu nedenle “tehcir” in bir soykırım olmadığını ve olamayacağının da altını çizdi. Emperyalist devletlerin destekleri ile kurulmuş olan Ermenistan Devleti ve Ermeni Diasporası tarafından da siyasi amaçlarla kullanılan asılsız soykırım iddialarının büyük bir yalan olduğunu vurgulayarak konuşmasına son verdi.

Rektör Prof. Dr. Arif Karademir ise uluslararası alanda yıllardan beri ulusumuzu karalamaya yönelik yapılan kampanyaların malzemelerinden olan asılsız soykırım iddialarının gerekçelerinin iyi bilinmesinin toplumsal görev olduğunu söyledi. Prof. Dr. Karademir “Bu tür iddialarla karşılaşılan her ortamda, gerekli yanıtı verebilecek donanıma sahip gençler yetiştirmeyi de sorumluluk edinmiş bir üniversite yönetimi olarak, bizimle değerli bilgilerini paylaşan Sayın Yaşar Güneş’e teşekkür ediyoruz. Tarihe kaydedilmiş olan ‘Kardinal kavuğunu görmektense, Osmanlı sarığını yeğleriz’ dedirten bir adalet sunan ecdadın torunları olarak ve yüce inancımız gereği bizler kimseye soykırım yapmayız. Hatta bir kişiyi haksız yere öldürmenin, bütün insanlığı öldürmek olduğuna inandığımız için, kimseyi de öldürmeyiz, öldüremeyiz. Biz barışsever bir kültür ve toplum mensubuyuz. Bizim ak tarihimize leke sürmeye çalışanlar, kendi kara tarihlerine iyi baksınlar.” dedi.