Bursa Barosu, son günlerde tırmanan terör olayları sebebiyle bir açıklama yaptı. Son dönemlerde yaşananlarla ilgili kamuoyunda büyük bir kötümserlik havası ve gelecek kaygısı oluştuğuna dikkat çekilen açıklamada, "Yaşanan terör saldırılarının ve siyasal iktidardan gelen baskıların etkisi büyüktür. Suruç'ta 32 insanın ölümüne yol açan alçak terör saldırısı sonrası güvenlik güçlerimize yönelik saldırılarla birlikte tırmanan terör ve şiddet ortamı kör kuyularda devam etmektedir. Geleceğimizin ve çocuklarımızın geleceğinin tüm koşulları bu şiddet ortamının son bulmasında yatmaktadır." denildi. Açıklamada, "Bursa Barosu olarak şiddetin asla bir çözüm olmayacağını düşünüyor ve herkesi bu şiddet ortamının sona ermesi yönünde çalışmaya çağırıyoruz." vurgusu yapıldı.

Saldırılarda istihbarat birimlerinin yetersiz kalındığının öne sürüldüğü açıklamada şu ifadelere yer verildi: "IŞİD terör örgütünün Türkiye'yeden komşu Suriye topraklarına sızdığı, silahların yine bu yollarla geçtiği iddiaları ile geçmişte Niğde'de, Ceylanpınar'da, Reyhanlı'da ve Suruç'ta yaşanan patlama ve saldırılarda hedef, ülkemizin de Suriye'deki bu çatışma ortamına çekilmesinin ve sivil halka zarar verilerek terörün yıldırma etkisini doğurmasının istenmesidir. Ülke istihbaratı da bu saldırıların bilgisini edinmede yetersiz kalmış ve asıl işi olmayan uğraşlara dalmıştır. Bu durum bir güvenlik açığı yaratmış ve terör örgütlerinin ekmeğine yağ sürmüştür. Geçtiğimiz hafta Suruç'ta tek isteği çocuklara oyuncak ve umut götürmek olan insanlarımızın bedenleri canlı bombayla paramparça edildikten sonra Kilis'te Astsubay Yalçın Nane’nin şehit edilmesiyle dikkatler IŞİD terör örgütüne çevrilmiştir. Adıyaman’da çıkan çatışmada Uzman Onbaşı Müsellim Ünal şehit edilmiş ve Türkiye de IŞİD kontrolündeki bölgelere askeri karşılıklar vermiştir.
Yine geçtiğimiz günlerde terör örgütü PKK'nın Polis memuru Feyyaz Yumuşak ve Okan Acar‘ın şehit etmesinden sonra ülkedeki şiddet ve kaos ortamı büyümüştür. Devletin güvenlik refleksiyle hareket ederek yüzlerce insanı sabah baskınlarıyla gözaltına alınmasından sonra bu şiddet ortamı tırmanmıştır. Şiddet halen devam etmekte ve en son dün İstanbul Gazi Mahallesinde meydana gelen olaylarda polis memuru Muhammet Fatih Sivri şehit edilmiştir. Şiddet sarmalı ve kaos ortamı her geçen gün ağırlaşmaktadır."

Gazi Cemevi'ndeki olayların da değerlendirildiği Bursa Barosu açıklamasında, "Sabah baskınları sırasında güvenlik güçlerinin kurşunuyla bir yurttaşın ölümünden sonra yaklaşık üç gündür devlet aklının cenazeyi aileye vermemesi, cenazenin bulunduğu Gazi Cemevi'ne yoğun bir gaz bombası saldırısı ve yüzlerce polis ve özel harekât timi ile günlerdir cemevinin ablukaya alınarak cenazenin gömülmesine izin vermemesi hiç bir gerekçeyle açıklanamaz. Ölümlere yas tutulmasına bile izin vermeyen bir otorite ile karşı karşıyayız. Tüm bu tablo, siyasal iktidar temsilcilerinden gelen "400 vekili verin bu iş huzur içinde çözülsün"... şeklindeki 7 Haziran seçimleriyle bağlantılı demeçlerden sonra nasıl bir şiddetin bizi beklediğini göstermektedir. Eğer ölümlerden ve şiddet ortamından birileri siyaseten nemalanacak ve ülkeyi hükümetsiz bırakarak erken seçime götürecekse tüm bu yaşanan terör saldırılarından ve şiddet ortamından birinci derecede sorumludur. Bursa Barosu olarak şiddetin asla bir çözüm olmayacağını düşünüyor ve herkesi bu şiddet ortamının sona ermesi yönünde çalışmaya çağırıyoruz. Bu çağrı aynı zamanda geleceğimiz ve çocuklarımız için zorunlu ve gerekli bir çağrıdır." ifadeleri yer aldı.