Sosyolog, gazeteci Can Kozanoğlu, “Eski tarz asparagasçıların yaptığı işler bile son dönemde Yeni Şafak ve Star'da rastladığımız örneklerden daha inandırıcı, başarılıydı” dedi.

Meslek hayatını konu alan "Yalan Yıllar" isimli yeni kitabıyla gündeme gelen Kozanoğlu , Cumhuriyet’ten Selin Ongun’a konuştu. Kozanoğlu'nun anı kitabı ve roman “Yalan Yıllar” üzerine

Ongun’un sorularına verdiği cevaplar şöyle:

“ (…)
Gazetecilikte geçen 30 yılınız için "uzun bir başarısızlık hikayesi" diyorsunuz. İnanalım mı, mavra mı?
Biraz mavra, biraz gerçek. Herkes başarı hikâyesi peşinde. Birkaç örneği ayırırım, bizim meslekten insanların anı kitaplarında çok ilkeli, hiç yanlışı olmayanlar karşımıza çıkar. Başarısız da olursun, savrulursun, yanlış da yaparsın, bunun için örnek gerekiyordu. En kolay hedef bendim, kendimi seçtim. Kitap bittikten sonra acaba kendime fazla mı yüklenmişim diye de düşündüm.

- Mesela Nokta'nın din içerikli haberlerinin ilgi gördüğü günlere dair çok şeffaf bir anlatımınız var. "Hidayetten dönen İslamcılar" haberini masa başında, uydurma röportajlarla yazdığınızı aktarıyorsunuz. İğneyi kendinize çekinmeden batırmışsınız.

Orada şöyle bir ikilem içindesiniz. Cuma gecesi saat 12. Haberi yapacak arkadaşlarınız, sözünü tutmamış. Ortada kapak haberi yok. Matbaadan "yazı nerede" diye bağırıyorlar. Yazmazsanız o hafta dergi çıkmayacak, arkadaşlarınız size bozulacak vs. Elbette medya etiği diyerek, hakikate ekleme yapmam, diyeceksiniz. İşin teorik doğrusu da budur. Ben de okulda derslerde bunu anlatırım. Ama medya anılarınızı anlatıyorsanız, işin iki kısmını da anlatmak gerek. Ceketi alıp gitme anınızı da, ceket sandalyedeyken istemediğiniz şeyi yazma anınızı da.

- Türkiye medyasının geçmişten bugüne İslam içerikli haberlerdeki en sorunlu yanı nedir?
Pozitif ve negatif efsaneleştirme! "Çok harika bir İslami kuşak geliyor. Çok derin ve nitelikli İslamcı aydınlar var. Bunlar Türkiye'yi aydınlığa çıkaracak" diyen pozitif efsane. Ve Cumhuriyet'in başından bu yana gelen "Yobazlar ülkeyi geri götürüyorlar" gibi negatif efsane. Bu efsanelerle geldiğimiz nokta bu.
- Kitapta Miço karakteri ile "asparas haber genetiğini" tartışıyorsunuz. YeniŞafak'ın "Atatürk'ü zehirlediler" manşetine nasıl bir parantez açarsınız?

Eski tarz asparagasçıların yaptığı işler bile son dönemde YeniŞafak ve Star'da rastladığımız örneklerden daha inandırıcı, başarılıydı. Eski tarz asparagasçılıkta, Tan mesela, gazetenin kimliğinin güvenilir olmaması başlı başına bir faktördür. Okur gazetedeki 10 haberin beşini sevdi ise "gazete yazmış, doğru" der. Sevmediği beş haber için ise "Tan gazetesi işte, yalan" der. Eski tarz asparagasçılığın okuru nispeten özgür bırakan bir yanı vardır. Onun için kör gözün parmağına asparagas yapılırdı. Şimdi işin siyasallaşmış asparagas haline bakınca, YeniŞafak'ın "Atatürk'ü böyle zehirlediler" haberi, Kabataş haberi, "Fetullah Gülen mason" haberi ya da Star'ın "Umut Oran'ın suikast planı" haberi, bunlar eski tarz asparagasın sempatisini de taşımayan, inandırıcılık konusunda Tan gazetesinin bile gerisinde kalan bambaşka bir standart. Başka söyleyecek laf bulamıyorum.
(…) “