Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Ankara Üniversitesi işbirliğinde 2001 yılından bu yana devam eden Yapraklı Yolu üzerindeki Çorak Yerler Kazısı sürüyor.

Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Antropoloji Bölüm Başkanı Prof.Dr. Ayla Sevim Erol’un başkanlığında devam eden kazılarda öğrenciler yoğun bir şekilde çalışarak iğne ile kuyu kazarcasına 8 milyon yıl öncesine ait nesli tükenen hayvan fosillerini ortaya çıkarma cabası içinde. Kazı alanında açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Ayla Sevim Erol, her yıl 2 ay kazı çalışmaları yaptıklarını, kazı yapan 21 ekip içinde Ankara Üniversitesi, Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi, Hitit Üniversitesi ve Mustafa Kemal Üniversitesinden elemanlar bulunduğunu, uzmanların zaman, zaman değiştiğini, ekip sayısının bazen 30 kişiye ulaştığını söyledi.

“Bu fosil lokalitesi dünyada en önemli fosil yataklarından bir tanesi. Türkiye’de bulunan fosil lokaliteleri arasında da en önemlisi diyebilirim. En fazla sağlam fosil veren ve en fazla çeşitlilik barındıran bir fosil lokalitesi olarak tanımlayabiliriz” diyen Prof. Dr. Ayla Sevim, Çankırı’da şuan yaşamayan türler, nesilleri yok olmuş türlerin olduğunu vurgulayarak şunları dile getirdi: “Bunlar zürafaların ataları, gergedanlar, filler, kuyruksuz büyük maymunlar ve pek çok geyik, ceylan, gazella gibi pek çok hayvanın atası şuanda bulunduğumuz fosil lokalitesinde yatmakta. Yıllardır yaptığımız çalışmalar sonucunda 4 bine yakın fosil gün ışığına çıkarıldı. Bunların gün ışığına çıkarılması önemli değil, bunların değerlendirilmesi önemli. Bilimsel çalışmalar devam ediyor. Dünyaya tanıtmaya çalışıyoruz. Geçen yıl Hırvatistan’da bu sene Roma’da kongrelere katılarak tanıtıyoruz. 24 Ağustos’ta Roma’ya gidip bir kongrede anlatacağım çorak yerleri, çorak yerler dünyada isim yapmış önemli bir fosil yatağı. Neden önemli? Çankırı’ya özgü dünyada bulunmayan bazı türler bulundu. Şimdiye kadar onlara yeni isimlerde vereceğiz. Anadolu’nun kendine özgü türlerinin ilkleri Çankırı’da bulundu. Müzede sergilenen fosiller içerisinde de önemli türlere ait fosiller bulunmakta. Kılıç dişli kaplanlar, zürafalar veya gergedanlar gibi şuanda müzede sergilenmekte olan fosiller önemli türler arasında yer alırken, etçiler bu bölgede çok bol miktarda çıkmaya başladı. Böyle lokalitelerde etçiller çok fazla çıkmaz. Hiyenalar, kılıç dişli kaplanlar, gelincik ve su samurları, su samurlarının bulunması buraların çok ormanlık ve sulak alan olduklarını da yansıtıyor. 8 milyon yılla tarihlendiriliyor lokalite, 8 milyon yıl öncesinde ölen hayvanların kemiklerini biz çıkarıyoruz gün ışığına. Çankırı ve çevresinde bu fosillerin devam eden paralelleri var. Birçok bölgede bulunmakta ancak Çankırı büyümeye devam ediyor. İnşaatların altında kalan ya da yok edilen lokaliteler var. Bizim bulunduğumuz yer sit alanı haline getirildiği için 2001 yılından beri bakanlar kurulu kazısı olarak da devam ediyor.”

Kazı çalışması yaptıkları tepenin tamamen bitirilmesinin 50 yılı bulabileceğinin altını çizen Prof. Dr. Sevim, bu yıl ki kazı çalışmalarının 22 Temmuzda başladığını, 20 Eylül’e kadar devam edeceğini belirtti.