Çağdaş Avukatlar Derneği (ÇAVDER) Malatya Şube Başkanı Avukat Yusuf Sürücü, idam cezasının yeniden uygulanmasının şüphelinin cezadan bir anda kurtulmasını sağladığı için caydırıcı olmayacağını belirtti. Sürücü, zanlının ıslahı ile suçtan pişmanlık gerektirecek müebbet hapis ve hücre cezalarının uygulanması gerektiğini ifade etti.

Yusuf Sürücü, İHD Malatya Şubesi’ni ziyaretinde yaptığı açıklamada, Mersin’in Tarsus ilçesinde Özgecan Aslan'ın vahşice öldürülmesinin ardından başlayan ‘idam cezasının uygulanması’na ilişkin tartışmayı değerlendirdi. Son yıllarda her gün şiddet sarmalı içinde yaşanan hak ihlallerinin Türkiye’ye ağır fatura ödettiğini dile getiren Sürücü, ülkenin insan hakları karnesinin iyi olmadığını vurguladı.

Türkiye’de artık hukuk güvenliği kavramının neredeyse yok olma noktasına geldiğini ifade eden Sürücü, şöyle devam etti: “Anayasasıyla, yasalarıyla yerleşmiş olan hukuk değerleriyle Türkiye şu anda tam bir kaosa doğru ilerlemektedir. Son derece düşündürücü bir tablo ortaya koymaktadır. Son yaşanan, tüm toplumda bir infial yaratan Özgecan Aslan cinayeti başta olmak üzere, bu ve buna benzer cinayetler toplu cinayetler, katliamlar maalesef ülkemizde hukukun ayaklar altına alındığını, bunların hesabını soracak mercilerin de çok büyük bir sorumsuzluk sergiliyorlar. Düşünün Roboski köyünde kendi insanlarımızı katledilmesinin hesabı bile sorulmuş değildir. Buna benzer birçok faili meçhul cinayetin bile aydınlatılamadığını görüyoruz. Toplumdaki farklılıklar arasında çok ciddi çatlamalar var. Binlerce insan, devletin, hükümetin eğitimin alanında kendi siyasal düşüncede aldığı kararları protesto etti.”

Özgecan’ın öldürülmesinin bireysel bir cinayet olarak ele alınamayacağının altını çizen Sürücü, “Bunu asla kabul edemeyiz. Özgecan’ın katilinin yetişme tarzına baktığımız zaman çok büyük bir şiddet sarmalının çevrelediğini görüyoruz. Kültürümüzün tamamen bir şiddetle beslendiğini, geleneklerimizin de birçok alanda beslediğini görüyoruz. Bu son cinayeti bir insan hakkı ve hukuk ihlali olduğu için şiddetle kınıyoruz. Tabî ki bunu yapanlar yasalar önünde en ağır cezalarla cezalandırılmalıdır.” dedi.

Sık sık af çıkartılmasının yasaların caydırıcılığını ortadan kaldırdığına dikkat çeken Sürücü, şöyle devam etti: “Burada önemli olan, son yıllarda sık sık çıkarılan yasaların caydırıcılığını ortadan kaldıran af yasaların çıkmasıdır. Kişilere karşı işlenen suçlara karşı mağdurun ailesinin rızası olmaksızın af yasaların çıkarılması toplumda derin yaralar açmıştır. Devlet kişilere karşı işlenen suçlarda araya girerek, suçlulara bir imtiyaz tanımaktadır. Bu durum da suç işleyecek olan kişilere bir cesaret vermektedir. Bunun önüne geçilmesi gerekiyor. Devlet kendine karşı işlenen suçları affedebilir. Ama kişilere karşı işlenen suçlara karşı devlet mağdur kişilerin rızasını almadan bir af yasası çıkarmamalıdır.”

İdam cezasının yeniden uygulanmasına ilişkin tartışmalara da değinen Sürücü, “İdam cezası bir anlık duyguları ve öfkeleri dindirebilir. İdam bir anda çok ağır işlenen suçlarda bir anda cezadan kurutulması anlamına da gelir. Halbuki ezadan kasıt, kişin ıslah olmasıdır. Ve bir de suçtan dolayı pişmanlık duymasıdır. Bu pişmanlık son olayda müebbet hapis ve hücrede geçirildiği zaman her gün ve yıllarca devam edecektir. Cezanın caydırıcılığı söz konusu olacaktır”. ifadelerini kullandı.