Türkiye’de yaşayan Alevilerin ile haksız uygulamalara maruz kaldığı gerekçesiyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde (AİHM) 3 önemli dava açan Cem Vakfı, açtıkları davalar ile ilgili kamuoyunu bilgilendirme çalışması başlattı.

İstanbul, İzmir, Gaziantep, Malatya, Sivas, Çorlu ve Ankara’da bilgilendirme toplantıları düzenleyen Cem Vakfı, son olarak da Amasya’da vatandaşlarla bir araya geldi. Cem Vakfı Hukuk Komisyonu Üyesi İlyas Şahbaz ve Cem Vakfı Amasya Şubesi Başkanı Haydar Kılıç’ın katılımıyla Amasya Ticaret ve Sanayi Odası Konferans Salonu’nda düzenlenen toplantıda AİHM’de görülen davalar hakkında vatandaşlar bilgilendirildi.

Cem Vakfı Amasya Şubesi Başkanı Haydar Kılıç, 95 yıllık Cumhuriyet tarihinde çok sayıda hükümet gelip geçmesine ve yasalar çıkarmasına rağmen hiçbir zaman kendileri için olumlu bir yasa çıkartılmadığını, tam aksine asimilasyon ve ötekileştirme çalışmaları yapıldığını söyledi.
Alevlerin Kurtuluş Savaşı esnasında canlarını ve mallarını ortaya koyduğunu ifade eden Kılıç, “Aynı zamanda Aleviler Cumhuriyet devrimlerinin hayata geçirilmesinde azami gayret sarf etmişlerdir. Cem Vakfı yapılanları bu anlamda cebire ve şiddete başvurmadan, var olan hukuk zeminini zorlayarak, İslam’ın güler yüzü olan Alevi’ce davranarak mücadelesini devam ettirdi. İnanç özgürlüğü bütün dünyada kabul edilen en temel insan hakkıdır. Burada inanç özgürlüğü içerisindeki mabetlerini tarif ederlerken camii, kilise, havra, sinagog şeklinde belirliyorlar. Aleviler ise bu sayılanların arasına cem evi yazılmasını istedi. Yani 95 yıllık Cumhuriyet tarihinde buraya bir virgül daha atıp Cemevi yazmayı Alevilere çok gördüler.” diye konuştu.

Cem Vakfı Hukuk Komisyonu Üyesi İlyas Şahbaz ise Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) götürülen 3 dava hakkında bilgi verdi. İlk davayı 2005 yılında 1905 kişi ile açtıklarını belirten Şahbaz, “Açtığımız din dersi davasının kararı AİHM'de 16 Eylül 2014'te alındı, Türkiye'nin temyiz isteği de 16 Şubat 2015'te reddedildi. Açtığımız ikinci davada ise, Cem Evleri elektrik parası davası Aralık 2014'te yine Türkiye aleyhine oy birliği ile sonuçlandı. Türkiye bu karara da itiraz etti ancak itiraz kabul görmedi ve karar 20 Nisan 2015'te kesinleşti. Karar oldukça detaylı ve Cem Evleri davası ekseninde inanç özgürlükleri konusunda ciddi gözlemler ve sonuçlar içeriyor. Türkiye'de ayrımcılık yapıldığı, sözleşmenin 9. ve 14. maddelerinin açıkça ihlal edildiği karar kapsamında belirtiliyor. Bu karardan sonra siyasi partiler özellikle de CHP hareketlendi ve belediyeler Cem Evlerini destekleyici kararlar aldılar.” dedi.

Üçüncü davamız ise 2005'te Başbakanlık aleyhine açmış olduğumuz davadır. Bu dava Anayasa’nın Amir Hükümleri’ne rağmen uygulamalar da ayrıcalık yapılmakta olduğu ve eşit vatandaşlık kurallarının ihlal edildiği, bütçeden tüm inanç gruplarına ve tabii Alevilere de pay ayrılması gerektiği gibi talepler ile açılmıştır. Dava ile ilgili olarak AİHM 18 Aralık 2014'te aldığı bir karar ile davayı 3 Haziran 2015'te Büyük Daire’de murafaalı tamamlama kararı verdi.
Her iki tarafın da katılması beklenen duruşma 3 Haziran 2015 tarihinde Strasbourg'da yapılacak. Büyük Daire kararları kesin ve temyiz edilemez kararlar olduğu için, bu dava kararının diğer dava kararlarından önce kesinleşmesi de beklenebilir.” şeklinde konuştu.

Yetkiler Mayıs ayı içerisinde Hollanda, İsviçre ve Almanya'da 3 bilgilendirme toplantısının daha yapılacağını bildirdi.