Demokrasi Nöbeti programına katılan Gazeteci-Yazar Cengiz Çandar, yaşamı boyunca çok çalkantılı günler gördüğünü ancak son dönemde yaşananlar gibi hiçbir dönemin olmadığını söyledi. Çandar, “Son 60 yıldır Türkiye siyasetini bizzat yaşamış ve yakından takip eden bir insanım. 28 Şubat postmodern darbe sözcüğünün, en azından kamusal alanda kullanımı olarak patent hakkına sahip birisi olarak, bu döneme isim de bulamıyorum. Son 2 yıldaki gibi feci bir dönem yaşamadım. Allah beterinden saklasın.” dedi.

Samanyolu Haber kanalında yayınlanan, Abdülhamit Bilici ve Savaş Genç’in Demokrasi Nöbeti programında gündemi değerlendiren Cengiz Çandar, özellikle savcıların ve hakimlerin tutuklanmasını hukukun iflası olarak açıkladı. Çandar, son iki yılda yaşananları asla tahayyül edemeyeceğine vurgu yaparak, “Bulunduğum noktadan baktığım vakit, Türkiye’nin yakın geleceğine dair puslu bir durum görüyorum. Umarım pusun arkası açıktır.” diye konuştu. Türkiye’nin en önemli hukuk insanı Prof. Ergun Özbudun’un, hakim ve savcıların tutuklanması için söylediği ‘hukukun sonu’ değerlendirmesini hatırlatan Çandar, “Ergun Özbudun çok saygın bir hukuk adamadır. Neredeyse 20 yıl Venedik Komisyonu’nda Türkiye’yi temsil etmiştir. Uluslararası çapta çok önemli bir hukukçudur. O öyle demişse benim açımdan sözün bittiği yerdir zaten.” ifadelerini kullandı. 17-25 Aralık yolsuzluk soruşturmasının savcılarının HSYK tarafından meslekten ihraç edilmesi hakkında da Çandar, “Meslekten atılmaları en ehven meseledir. Yarın tutuklanırlarsa kimse şaşırmasın. Durum sandığımızdan daha vahim.” dedi.

MİT tırlarını durdurup arama yapan bir savcının mahkemeye verdiği ifadeyi okurken çok vahim gerçeklerle karşılaştığını vurgulayan Cengiz Çandar, “Varsayalım ki savcılar yanlış bir iş yaptı, jandarma komutanı da yanlış bir iş yaptı. Niye tutuklanıyorlar? Olsa olsa sen görevi kötüye kullandın der, ya soruşturma açılır, ya meslekten el çektirilir ama tutuklanıyor.“ dedi. Hukukta sözün bittiği yerin HSYK’nın cumhurbaşkanından özür dilemesi olduğunu belirten Çandar, “Sözün bittiği yer burasıdır. Niye? Yargı diye bir şey yok, ben yürütmeye tabiyim demiş oluyor.” şeklinde konuştu.

Mevcut manzarada Türkiye’nin geleceğine dair ciddi kaygılar duyduğunu belirten Çandar, bir dönem umut vadeden iktidarın çizgisindeki değişime nasıl baktığını şöyle anlattı:” İktidarın, tüm dünyaya İslam ve demokrasinin bir arada olabileceğini gösteren başarılı bir örnek sunma imkanı vardı. Ben ve benim gibi birçok insan da bu yüzden AKP’ye destek verdik. Ancak bu fırsat kaçırıldı. Artık İslam dünyasında şiddet eğilimli akımlar güçleniyor. Üstelik Ortadoğu’daki rejimlere benzeme kabiliyetimiz yüksek olduğu için, bir yandan da siyasi otoritemizin oradaki usulleri esas almaya teşne bir görüntü verdiğini hissettiğim için artı bir kaygı hissediyorum.” ifadelerini kullandı. Yüzde 10 barajı, kırmızı kitap, YÖK, Siyasi Partiler Yasası gibi 12 Eylül’ün mirasına sahip çıkarken Kenan Evren’e ve darbelere karşı olduğunu söylemenin riyakarlık olduğunu söyleyen Çandar, “12 Eylül ile yüzleşemeyenlerin Ergenekon ile yüzleşmesi beklenemez” dedi.

Gündemdeki Suriye ile savaş senaryolarını da değerlendiren Cengiz Çandar, “Türkiye’nin Suriye’ye dönük hesaplarının yanlış çıktı. Ama sanki hiçbir yanlış yok gibi devam ediyor. Böyle bir ortamda Türkiye’nin Suriye’ye girmesi çılgınlık olur.” dedi.