ZEKİ DURSUN-KONYA
Aktivistler, basın açıklamasıyla tepkilerini dile getirdi.
Soçi 22. Kış Olimpiyat Oyunları'nın 7 Şubat'ta büyük bir “şölen” ile başladığını hatırlatan aktivistler, “Bu olimpiyatlar tarihe “Putin'in Oyunları” olarak girecek ve hep yolsuzluklarla, doğa ve çevre felaketiyle, insan haklarının ihlali ve Çerkes halkının inkarı ile birlikte anılacak.” dedi.
Bu olimpiyatların Rusya Federasyonu'nun tarihi ile yüzleşme fırsatı olduğunu dile getiren aktivistler, “Geçmişte onlarca halka yaşattığı acıları telafi etmenin ve bu halklarla barışıp birlikte daha güzel bir gelecek inşa etmeye başlamanın fırsatı.” açıklamasını yaptı.
Soçi'de Çerkezlerin binlerce yıl yaşadığını ifade eden aktivistler, açıklamada, “Herkesten önce ve herkesten çok yaşadığımızı, bu toprakların bizimle Soçi ( Saçe ) diye anıldığını elimizden geldiğince dünyaya anlatmaya çalıştık. Modern bir toplum olmak, devletleşmek, uluslaşmak için ilk adımlarımızı burada attığımızı; Çerkesya Özgürlük Meclisi'ni 1861 yılında burada kurup yine buradan dünyaya bağımsızlığımızı ilan ettiğimizi; bu anlamda Soçi'nin anavatanımız Çerkesya'nın başkenti ve Çerkes halkının kalbi olduğunu haykırdık. Özgürlüğümüz için Rusya İmparatorluğuna karşı kahramanca savaşan ve şehit düşen atalarımızın binlercesinin hala burada gömülü olduğu toplu mezarları... “ ifadelerine yer verdi.
Çerkes halkının özgür yaşamaktan başka bir talebi olmadığını belirten aktivistler, açıklamada şunları kaydetti: “101 yıl süren bağımsızlık savaşının son cephesi Soçi'de soykırımdan geçirildiğini, sağ kalanların yüzde 90'sının karanlığa sürgün edildiğini ve zalimlerin Soçi'de, atalarımızın kemikleri özerinde zafer törenleri düzenlediğini. Bu felaket sonrası, Çerkes halkı dünyaya dağıldı, anavatanında bölük pörçük yaşamaya mahkum oldu ve yokolma sürecine girdi. Bunları anlatmaya çalıştık Rusya Federasyonu'na. Ve geçmişin acılarını telafi etmesini; bize yaşattığı acıları, soykırım ve sürgünü tanımasını; bügün hala diasporada onlarca ülkede yaşayan milyonlarca Çerkese anavatanlarına dönüş hakkı vermesini istedik.”
Çerkez halkının, bütün halklar gibi ve bütün halklarla birlikte özgür, eşit, barış ve huzur içinde, gelecek kaygısı ve korkusu olmadan birlikte yaşamak istediğini vurgulayan aktivistler, şu açıklamayı yaptı: “Ama Rusya Federasyonu bu çığlıklarımızı duymadı! Böyle bir olimpiyat için Rusya'da çok daha uygun bölgeler varken Soçi'de ısrar etti. Bizden kalan bütün izleri yok etti. Hatta varlığımızı bile inkar etti. Buna yaşadığımız her yerde tepki gösterdik, protesto ettik, kınadık. Açlık grevimiz Çerkes halkının bu haksızlığa göstermiş olduğu tepkinin bir parçasıdır. Rusya Federasyonu'nun ve tüm dünyanın şunu bilmesini istiyoruz: Adalet yerini bulmadıkça ve Çerkes halkı anavatanında gelecek kaygısı olmadan yaşamadıkça haykırmaya devam edeceğiz. Soçi Çerkesya'dır! Çerkesya Çerkeslerin vatanıdır!”
Soçi 22. Kış Olimpiyat Oyunları'nın 7 Şubat'ta büyük bir “şölen” ile başladığını hatırlatan aktivistler, “Bu olimpiyatlar tarihe “Putin'in Oyunları” olarak girecek ve hep yolsuzluklarla, doğa ve çevre felaketiyle, insan haklarının ihlali ve Çerkes halkının inkarı ile birlikte anılacak.” dedi.
Bu olimpiyatların Rusya Federasyonu'nun tarihi ile yüzleşme fırsatı olduğunu dile getiren aktivistler, “Geçmişte onlarca halka yaşattığı acıları telafi etmenin ve bu halklarla barışıp birlikte daha güzel bir gelecek inşa etmeye başlamanın fırsatı.” açıklamasını yaptı.
Soçi'de Çerkezlerin binlerce yıl yaşadığını ifade eden aktivistler, açıklamada, “Herkesten önce ve herkesten çok yaşadığımızı, bu toprakların bizimle Soçi ( Saçe ) diye anıldığını elimizden geldiğince dünyaya anlatmaya çalıştık. Modern bir toplum olmak, devletleşmek, uluslaşmak için ilk adımlarımızı burada attığımızı; Çerkesya Özgürlük Meclisi'ni 1861 yılında burada kurup yine buradan dünyaya bağımsızlığımızı ilan ettiğimizi; bu anlamda Soçi'nin anavatanımız Çerkesya'nın başkenti ve Çerkes halkının kalbi olduğunu haykırdık. Özgürlüğümüz için Rusya İmparatorluğuna karşı kahramanca savaşan ve şehit düşen atalarımızın binlercesinin hala burada gömülü olduğu toplu mezarları... “ ifadelerine yer verdi.
Çerkes halkının özgür yaşamaktan başka bir talebi olmadığını belirten aktivistler, açıklamada şunları kaydetti: “101 yıl süren bağımsızlık savaşının son cephesi Soçi'de soykırımdan geçirildiğini, sağ kalanların yüzde 90'sının karanlığa sürgün edildiğini ve zalimlerin Soçi'de, atalarımızın kemikleri özerinde zafer törenleri düzenlediğini. Bu felaket sonrası, Çerkes halkı dünyaya dağıldı, anavatanında bölük pörçük yaşamaya mahkum oldu ve yokolma sürecine girdi. Bunları anlatmaya çalıştık Rusya Federasyonu'na. Ve geçmişin acılarını telafi etmesini; bize yaşattığı acıları, soykırım ve sürgünü tanımasını; bügün hala diasporada onlarca ülkede yaşayan milyonlarca Çerkese anavatanlarına dönüş hakkı vermesini istedik.”
Çerkez halkının, bütün halklar gibi ve bütün halklarla birlikte özgür, eşit, barış ve huzur içinde, gelecek kaygısı ve korkusu olmadan birlikte yaşamak istediğini vurgulayan aktivistler, şu açıklamayı yaptı: “Ama Rusya Federasyonu bu çığlıklarımızı duymadı! Böyle bir olimpiyat için Rusya'da çok daha uygun bölgeler varken Soçi'de ısrar etti. Bizden kalan bütün izleri yok etti. Hatta varlığımızı bile inkar etti. Buna yaşadığımız her yerde tepki gösterdik, protesto ettik, kınadık. Açlık grevimiz Çerkes halkının bu haksızlığa göstermiş olduğu tepkinin bir parçasıdır. Rusya Federasyonu'nun ve tüm dünyanın şunu bilmesini istiyoruz: Adalet yerini bulmadıkça ve Çerkes halkı anavatanında gelecek kaygısı olmadan yaşamadıkça haykırmaya devam edeceğiz. Soçi Çerkesya'dır! Çerkesya Çerkeslerin vatanıdır!”