Tamer ABUŞOĞLU / Gazete2023

Osmanlı İmparatorluğu çöküş ve yenilgiler süreciyle birlikte topraklarını kaybetmeye başlamıştı. Libya'dan, Mısır'a, Yemen'den, Bağdat'a, Kafkaslar'dan, Balkanlar'a kadar toprak kaybı Türklerle birlikte Osmanlı bakiyesi sayılan diğer toplumları da birebir etkiledi.
Küçük Asya ; Boşnak, Arnavut, Arap, Çerkez her kökenden insanın ebedi vatanı oldu. Ebedi vatan aynı zamanda farklı mezhep ve etnik kökenin birleşerek tek  bir millete dönüştüğü yerdi.
Bu milletleşme projesinin ortak adı ”˜' Türk ”˜' oldu. Bu algı Türk milletine mensubiyet ve Türk'e tabii olma durumuyla birleşerek Türkleşme şuuruna dönüştü.

Hiçbir alanda, hiçbir ayrı ve gayrı yaşamadan, toprağı vatan, kitleleri ise millet yapan sentez, Cumhuriyet'in eşit yurttaşlık ilkesiyle kendini ifade şansı buldu.

Boşnak, Çerkez, Arap, Arnavut, Pomak, Gürcü, Laz ; Bütün bu tali dinamikler Turani mensubiyetin ulu gövdesini oluşturan, onu zenginleştiren ve onu daha dinamik hale getiren, adeta büyük okyanusa akan ve onu besleyen nehirler gibiydi.

Ancak 2002'den bu yana toplumu önce kutuplaştıran, sonrasında ise ayrıştıran Batı merkezli işbirlikçi projeler, ortak adı ”˜' Türk ”˜' olan bu büyük milleti etnik köken bataklığına doğru çekmeye başladı.

Ayrılıkçı Kürtçülüğün, işbirlikçi gerici kadrolarla gerçekleştirdiği ”˜' Al takke ver külah ”˜' siyaseti, hemen her kesimin ve herkesin kendi kökeninde bir şeyler aramaya başladığı yıllar oldu.

Bölücülük ve gericilik başarmıştı. Toplum ayrışıyor, parçalanıyor, ülke ise kanlı bir boğazlaşmanın sonunda bölünme senaryolarına hazırlanıyordu.

Rusya'da önce katliama uğrayan, sonrasında ise sürgüne tabii tutulan ”˜' Büyük Çerkez Felaketi ”˜' nin yıldönümü nedeniyle toplanan Çerkez kökenli Türkler'e şirinlik gösterisinde bulunmaya çalışan ve fırsatı ganimete çevirmek isteyen HDP'liler sağ duyulu yurtsever Çerkezler tarafından tepkiyle karşılanmıştı.

PKK'nın Batı'daki yüzünü temsil eden HDP'lilerin protesto edilmesi sonrası bir basın açıklaması yapan Çerkez Halkları İnsiyatifi yetkilileri, HDP'liler için özür beyanıyla birlikte 80 yıllık tek tipçi asimilasyon politikalarından bahsederek, Türk Devleti'nin kurucu felsefesine düşmanca bir yaklaşım sergiliyorlardı.

Açıklama metninin cümle aralarına sıkıştırılan bu zehirli düşünceler, elbette PKK ağzıyla vücut bulan ayrışma ve çözülme sürecine bakışın da bir kanıtı olmuştur.

Hangi amaca ve kime hizmet ettiği bilinmeyen bu açıklama bütün Çerkezleri bağlamıyor. Ancak bölücülüğün o derin ve korkunç çukurunda,Kürtçülüğün dışında tanımlarında olacağı endişesi, Türkiye'yi ve kendini bu yüce millete ait hisseden herkesi düşünmeye sevk etmelidir.

Zira legal PKK'nin, BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık'ın Meclis Genel Kurulu'nda sarf ettiği ”˜' Kafkaslardan ve Boşnaklardan gelenler, bu vatan size ait değil. Haddinizi bilin. ”˜' sözleri bu kesimler  tarafından çabuk unutulmuş görünüyor.

Herkes aklını başına devşirmelidir. Türk Devleti'nin ve Türk Milleti'nin büyüklüğü ve azametiyle değer bulanlar, etnikçi tuzakların avı olmak istemiyorlarsa, devletin kuruluş akdine samimiyetle ve sadakatle sarılmalıdır.

Aksi halde, anılan bütün tali dinamikler çökmesi muhtemel bu yapının altına kalacak ve en büyük felaketi bu kesimlerin yaşaması ise tarihi bir realite olacaktır.