Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) Adana Şube Başkanı Kenan Doğan, Türkiye’nin değişik illerinde meydana gelen sel olaylarının doğal çevrenin üzerinde fütursuzca yapılan tahribatlar neticesinde oluştuğunu söyledi.

Her yıl Türkiye’nin birçok kentinde olduğu gibi bu yılda Artvin ve çevre illerinde sel meydana geldiğini anlatan Doğan, “Felaket yada afet niteliğindeki doğa olayları, ekolojik temele dayanmayan politikalar ve projelerin sonucunda gerçekleşmiştir. Yaşananlar projelerde çevresel etki değerlendirmelerinin göz ardı edildiğini göstermektedir. Doğal çevremiz üzerinde fütursuzca yapılan tahribatlar neticesinde, felaketler adeta geliyorum demiştir.” diye konutu.

Yılın başından itibaren benzer tabloların yaşandığı Türkiye’de Aksaray, Hatay, Balıkesir, Bursa’da sel felaketleri yaşandığını, geçen yıl Haziran ayında da Adana’da benzer durumun meydana geldiğini hatırlatan Kenan Doğan, şöyle konuştu; “Karadeniz topoğrafik durum ve coğrafik koşullar göz önüne alındığında, sahil yolu projesinin ve HES’lerin ne kadar sağlıksız bir durum yarattığı basit bir mantıkla anlaşılabilir. Bölge konum itibarı ile yoğun yağış alan, heyelan ve taşkın riski olan bir bölgemizdir. Bunu sağır sultan dahi bilmektedir. Her yaşanan sel felaketinde yaşananları izlenen yanlış politikalara değil de, yağış miktarına bağlamak pişkinlikten öte bir şey değildir. Bilmem kaç yılın en fazla yağışı gerçekleşti, metrekareye şu kadar yağış düştü gibi cümleler, bir halt yedik bunu da kılıfı yaptık, sizde bunu yiyin demektir. Gerekli tedbiri almayan yetkili kurum, kuruluşların ve felaketten sorumlu olanların hesap vermesi gerekmektedir”

Menfezlerle akış alanı daraltılıp hapsedilen akarsuların yağışlarla beraber hapsedildiği alandan taştığını belirten Doğan, sözlerini şöyle tamamladı; “Taşkın suları, yamaçlardan heyelanlara neden olan içinde toprak, her türlü moloz olan sularla birleşince, kontrolü mümkün olmayan, sonucu ise felaket olan olaylara sebebiyet vermektedir. Önüne ne çıkarsa bünyesine katıp bütün coşkusuyla akan sel suları, denize ulaşma noktasında sahil yolu ve HES engelleri ile karşılaşınca felaketin boyutları daha da artmaktadır. Bilimsel gerçeklikten uzak, tüm söylenenlere kulaklarını tıkayarak yapılan ve derelerin akış yönünü, alanını değiştirerek önlerine engeller koyan projeler felaketlere neden olmaya devam edecektir.”