TMMOB Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) Genel Başkanı Baran Bozoğlu, yaptığı teknik incelemenin ardından Samsun’da hava kirliliği ve çevre sorunlarını değerlendirdi. Bozoğlu, “2011 yılında kurulan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nda ‘çevre’ alanına dair 20 yıllık birikim ve hafıza neredeyse yok olmak üzeredir. Bilimsel, teknik yaklaşımla, kamu yararı ilkesi ile süreçler yürütülmemektedir. Bakanlığın 2014 yılı üzerinden yaptığımız değerlendirmede, kanaat notu bile fayda etmemektedir, Bakanlık sınıfta kalmıştır.” dedi.

ÇMO Samsun Şubesi'nde düzenlenen toplantıda konuşan Bozoğlu, ilde yoğun bir hava kirliliği yaşandığını tablolar eşliğinde anlattı. Baran Bozoğlu, şöyle konuştu: ‘Hava kirliliği ölçüm merkezleri, eksikliklerine rağmen Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın en iyi çalışan birimi, öncelikle bunu belirteyim. Kirlilikte kabul edilebilir oran Avrupa için 50mg/m3 iken Türkiye için 100mg/m3’tür. Samsun’da iki yerde ölçüm merkezi var. Buralardan alınan 2014 yılı sonuçlarına göre Samsun’da olması gereken 50 mg/m3’lük değer tam 210 kez kez aşılmış durumda. AB uyum yasalarına göre 36 kez aşılması durumunda acil önlem alınması gerekiyor. Samsun halkı 365 günün yalnızca 150 günü temiz hava solumuş 2014 yılında.”

Türkiye’de sürekli plan yapıldığını ancak bunların birbirleriyle bağlantısı olmadığını kaydeden ÇMO Başkanı, Havza eylem planlarının öneminden bahsederek, “Bu plana göre Terme birinci derece tarım ve mera alanı.” dedi. Tarım Bakanlığı'nın kamu spotlarına atıfta bulunan Başkan, “Bakanlık hem plan yapıyor hem de bu plana uymayarak bölgeye termik santral yapıyor. Ülkemizde çevre dostu binalar yapılacak olsa yüzde 25 enerji tasarrufu olacak. Enerjideki kayıp kaçağı önleyecek olsak yüzde 25 enerji tasarrufu sağlayacağız. Bunları yapmadan, enerji tasarrufu uygulamadan istediğiniz kadar santral yapın, sorun çözülmez. Üstelik Bakan enerjide dışa bağımlılığı ortadan kaldıracağız diyor. İthal kömürle termik santral olunca dışa bağımlı olunmuyor mu?” diye sordu

“ÇED’LERİN TAMAMI SANAL”

“Biz mühendisler projelere karşı değiliz. Biz projelerde ÇED uygulaması olmamasına karşıyız.” diyen Bozoğlu, Türkiye’deki ÇED’lerin tamamının sanal olduğunu iddia etti. Bozoğlu, “ÇED raporlarını onaylayan bakanlıkta program yok, programdan anlayacak personel yok. Onaylanan ÇED'lerin hepsi sanal ve bilim dışı. Onaylanan ÇED'ler sanal ve bilim dışı. Bu durumda modellemede yapılan hatalar ya da kötü niyetli girişimler kontrol edilmeden ÇED olumlu kararları veriliyor. Yani ÇED var mı yok mu önemi kalmıyor.” diye konuştu.

HÜKÜMETİN ÇEVRE KARNESİ

Bozoğlu, 2014 yılının, çevre sorunlarının arttığını, ancak çevre sorunlarına karşı demokratik katılım anlayışının azaldığı bir yıl olduğunu dile getirdi. Bozoğlu, çevre mevzuatında gerilemeler, uygulamalardaki çelişkiler, halkın yatırım sürecine katılımında azalmalar, hava kirliliğinde ve su kirliliğinde artış, kuraklıkta belirgin yükseliş 2014 yılındaki olaylardan bazıları olduğuna dikkat çekti. Bozoğlu’nun dikkat çektiği konular şunlar: "3. Havalimanı projesi hukuk, bilim, kamu yararı göz ardı edilerek devam ediyor. Beydağları Olimpos Milli Park sınırları içine yapılan Phaselis’te otel projesi, 1. Derece SİT alanına yapılıyor. AOÇ’de hukuk işlemiyor, doğa yok ediliyor, Kaçak Saray inşaatı tamamlandı, Anka Park inşaatı devam ediyor. Manisa Soma’da ve sonrasında birçok madende kazalar yaşandı. Doğal sit alanlarında yapılaşmanın, santrallerin önü açıldı. 12 ağustos 2014 tarihli ilke kararı ile bilimselliği tartışma konusu bir rapor eşliğinde HES projeleri sit alanları içerisine yapılabilecek. Tuz Gölü devlet eliyle, bakanlığın sessizliği ile yok ediliyor. Eymir Gölü ranta teslim ediliyor. Yırca’da çevre katliamı, hukuksuzluk birbirine karıştı. Burdur Gölü göz göre göre yok ediliyor."