İzmir 9. Ağır Ceza Mahkemesi'nde, usulsüz dinleme operasyonu davasında yargılanan İzmir eski İstihbarat Şube Müdür Yardımcısı Taner Aydın, görevden alınmadan önce katıldığı toplantıda İstihbarat Daire Başkanı Engin Dinç'in, "CHP içinden eleman kazanmamız gerekir." dediğini iddia etti.

Duruşmanın öğleden sonraki oturumunda polislerden eski İstihbarat Şube Müdür Yardımcısı Taner Aydın, savunma yapmaya devam etti. 9. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada Aydın, dinlemelerin nasıl yapıldığını anlattı. Dinlemeleri kaydettikleri iddiasının asılsız olduğunu söyleyen Aydın, "Dinleme yapılan seslerin aslı İzmir'e hiç gelmez. Biz arayüzden sesi dinleriz. Flaş bellek takmamız, kaydetmeniz imkansızdır. Üç aylık dinleme yapılır. Suç yoksa sonlandırılır. Üç ay bitince TİB, otomatikman ses akışını keser. Dinleme kararı uzatılmamışsa sistem, 10 gün içinde dinlemelerle ilgili verilerin hepsini otomatikman yok ediyor. Arşiv tuttuğumuz asılsız iddialardır. Bizi arşiv tutmakla suçlayanlar sistemi bilmediği için, bilenler tarafından da uyarılmadıkları içindir." dedi. Yargılandıkları davada dosya hazırlanırken hukukun temel prensiplerine uyulmadığını savunan Aydın, sayı fazla olsun diye de birçok memurun dosyaya eklendiğini söyledi. Aydın, İstihbarat Daire Başkanlığı'na Engin Dinç'in getirilmesinin ardından, 15-20 yıl boyunca örgütlerle ilgili çalışma yapanların görevden alınması için listeler yaptığını, kadrosuzluk ya da liyakatsizlik sebebiyle istihbarattan çıkarılmış, biraz da yaralı olan bir ekibin toplandığını dile getirdi.
Algı operasyonları sonucu İstihbarat Şube Müdürlüğü'ndeki personelin, PKK ile mücadele eden 20-30 kişilik ekibin tasfiye edildiğini söyleyen Aydın, alınan kişilerin yerine kabiliyetlere bakılmadan, evlerine kadın götürüp götürmedikleri sorularak görevlendirmeler yapıldığını öne sürdü. Aydın, Güneydoğu'da devletin varlığından bahseden bulunmadığını, PKK'nın yollara çukur kazdığını, aylarca kimsenin müdahale etmediğini iddia etti.

'CHP İÇİNDEN ELEMAN KAZANMAMIZ GEREKİR' İDDİASI

Görevden alınmadan önce İstihbarat Daire Başkanlığı'na toplantıya gittiğini anlatan Aydın, burada Daire Başkanı Engin Dinç'in, "Bizim PKK ile ilgili yapacak bir şeyimiz kalmadı, zaten devlet bunlarla görüşüyor." şeklinde konuşma yaptığını iddia etti. Gezi olaylarının yeni bittiği bir dönemde gittikleri toplantının yemeğinde Daire Başkanı Dinç'in, Gezi olaylarının tiyatrolarda planlandığını düşünerek, "Aslında illerdeki bütün tiyatroları takip etmemiz gerekir." şeklinde konuştuğunu, bu kişinin, "CHP içinden elaman kazanmamız gerekir." diye açıktan konuştuğunu da hakimler huzurunda anlattı.

'PERSONEL, ALEYHİMİZE İFADE VERMELERİ İÇİN ZORLANDI'

İstihbarat Şube Müdürlüğü'nde görev yapan personelin aleyhlerinde ifade vermesi için zorlandığını da dile getiren eski İstihbarat Şube Müdür Yardımcısı Aydın, "Şoförlüğümü yapan bir personeli çağırıp, 'Sana özel iş yaptırdı mı?' diye sordular. Bu işi koca karı kavgasına çevirmeye gerek yok. Hukuksuz bir şey varsa çağırır sorarsın. Ne kendim ne personelim, devletin bir kuruşunu özel işimize kullanmadık. Şimdi devletin parasıyla terlik, macun aldıran adamlar yönetiyor." dedi.

'ORTADA SUÇ OLSA BİR YIL BEKLEMEZLERDİ'

Ortada bir suç bulunmadığının kanıtının, operasyon için bir yıl beklenmesi olduğunu söyleyen Aydın, "Memura baskı yapıp ifade verdiremezsiniz. Bir memur ifade verdi diye ortada delil yokken onlarca müdürü tutukladılar. Dosyada delil bulayım değil, ifade alayım düşüncesi hakim. Delilin varsa ortaya koyarsın. Bir dönem işkenceyle emniyette ifadeler alındı. Bunlar geçmişte kaldı, şimdi suçlamalar için ifadeler alınıyor. Delil toplamanız lazım." diye konuştu.

'OPERASYONU HEP AYNI SAVCILAR YAPIYOR'

17-25 Aralık sürecinin ardından emniyet mensuplarına bir sürü operasyon yapıldığını da hatırlatan Aydın, bu operasyonların altında hep aynı savcıların imzasının bulunmasına dikkat çekti. Basına yaptığı bir açıklamadaki sözleri sebebiyle basın savcısı ifade alması gerekirken operasyonu yapan aynı savcının ifade çağırdığını kaydeden Aydın, "Her ilde savcılar değiştirildi. Dosyalar, aynı savcılara verildi. Bir savcının 961 yıl ceza istediği bir davaya, bir hakim hukuki garabet diyor. Biri asıyor, biri yaşa diyor. En azından gerçeklik payı olsa biri 961 yıl isterken diğerinin 800 yıl istemesi gerekmez miydi?" diye sordu. Aydın, adil bir savcı ve adaletten başka bir şey istemediklerini dile getirdi.

'PKK İLE MÜCADELE ETTİĞİNİZ İÇİN BUNU YAPIYORUZ DİYEMİYORLAR'

Polislere, "PKK ile mücadele ettiğiniz için sizlere bunu yapıyoruz." diyemedikleri için bu tür suçlamalarla karşı karşıya kaldıklarını da dile getiren Aydın, "30 bin şehit var bu ülkede, arkadaşlarının kucağında şehit olanlar var. Bize kimse Öcalan'ı barış elçisi sunamaz. Oslo'da önce özerklik, ardından bağımsız bir devlet kurulması, ardından Öcalan'ın serbest bırakılması sözü verildi. Bizden PKK'lılar şikayet ettiğine göre iyi şeyler yapmış olmamız lazım." dedi.

'TERÖRİST ALGISI OLUŞTURMAK İÇİN TEM'E OPERASYON YAPTIRDILAR'

Haklarındaki suçlamaları kabul etmeyen ancak bir işlem yapılacaksa bunun Mali Şube Müdürlüğü'nde olması gerektiğini söyleyen Aydın, terörist algısı oluşturmak için Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'ne operasyon yaptırıldığını belirtti. Kendileri gibi birçok dinlemede İzmir İstihbarat Şube Müdürü Kudret Dikmen'in imzası olduğunu, kendileri suçsuz olduğu gibi Dikmen'in suçu olmadığını kaydeden Aydın, "Siz herhangi bir savcının, daha sonra hakkında takipsizlik verdiği kişiyle toplantı yaptığını duydunuz mu? Bu ne kadar sağlıklı olur?" diye sordu. Cumhurbaşkanı'nın, Başbakan'ın dahi takip ettiği bir konuyla ilgili operasyonun yapıldığı gün İzmir İstihbarat Şube Müdürü Kudret Dikmen'in izne ayrıldığını da hatırlatan Aydın, "Böyle önemli bir operasyonun yapıldığı gün, hiçbir istihbarat şube müdürü izne ayrılamaz. Ayrıldıysa döner gelir. İzne ayrılmasının tek nedeni şudur, görevi başında olsaydı savcı hakkında suç duyurusunda bulunurduk, şüphelilerden birini gözaltına aldırmadığı için. Beraber evrak yaptığı memur alınmış, müdürü alınmamış. Bu dosyanın içi boş. Kudret müdüre yapılması gerekenin Hasan Ali, Ramazan müdüre de yapılması gerektiğine inanıyorum." şeklinde konuştu.

'DİNLEME EVRAKI NAMUSTUR, TOMARLA EVRAK STAR'A VERİLDİ'

İstihbarat Daire Başkanlığı için dinleme evraklarının namus kadar değerli olduğunu ancak görevdeki kişilerin tomarla evrakı Star gazetesine teslim ettiğini söyleyen Aydın, "Suç varsa götür, elindeki evrakı savcıya ver. Dinleme evrakı namustur ama algı oluşturmak için bunu yaptılar. Bu insanları mağdur edenler, o evrakları verenlerdir. Arkadaşlarımızı örgütlerin hedefi haline getirdiler. Örgütlerin, arkadaşların isimlerini es geçtiğini düşünmüyorum, arşivlerine almışlardır." dedi. Aydın, "dinlendi" diyen kişilerin mahkemeye bir ses kaydı, tape sunması gerektiğini de söyledi.

Duruşmaya, yarın devam edilmek üzere ara verildi.