CHP Muğla Milletvekili Ömer Süha Aldan, İç Güvenlik Paketiyle halkın özgürlüklerinin kısıtlandığı belirterek, bu paketin aslında kaçak sarayı koruma yasası olduğunu söyledi. Pakette polis okullarının kapatılmasının da geçtiğini dile getiren Aldan, paralel söylemiyle çaycıya varıncaya kadar herkesin işine son verildiğini ifade etti.

Muğla'nın Menteşe ilçesinde, sendika, oda ve dernekler bir araya gelerek İç Güvenlik Yasası'nı protesto etti. Sınırsızlık Meydanı'nda düzenlenen eyleme CHP Muğla milletvekilleri de destek verdi. CHP Muğla Milletvekili Ömer Süha Aldan, AK Parti iktidarının bugüne kadar bir yasal düzenlemeyi gündeme getirdiğinde, öncelikle bir tarafın işine yarayacak bazı süs maddelerini araya serpiştirdiğini söyledi.

Aldan, "CHP olarak 17-25 Aralık sürecinden sonra gündeme getirilen özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasını biz de istiyorduk. O açıdan bu yasayı gündeme getirdiler ama araya bir şeyler serpiştirip 17-25 Aralık sürecini kapattılar. Başka bir düzenleme de MHP'nin işine gelen yine başka bir düzenlemede HDP'nin arzuladığı bir takım değişiklikleri araya koyuyorlardı ve Meclis'te büyük bir direnç oluşmuyordu. Ne yaptılar? İlk kez yıllardır uyguladıkları yöntemlere göre hata yaptılar. Bir anlamda üç siyasi partiyi karşılarına alacak düzenlemeleri önümüze getirdiler ve büyük bir direniş sergilendi. Bu anlamda çaba gösterdik. 132 maddelik düzenlemelerin 67. maddesine kadar geldiler ama daha sonra onu komisyona geri çektiler. Bu 67 madde de onlara yetiyordu. Bu 67 madde de polis okullarının kapatılması konusudur. Çaycısına varıncaya kadar herkesin işine son verdiler. Bu anlamda kendilerine özgü bir polis oluşturma çabaları vardır." dedi.

"BU PAKET ASLINDA KAÇAK SARAYI KORUMA YASASIDIR"

AK Parti'nin, bir koalisyon olduğunu ileri süren Aldan, şöyle devam etti: "Bu koalisyon mevcut Cumhuriyetimize karşı bir karşı devrim hareketidir özünde. 1789'dan bu yana her karşı devrim hareketi, bir gün gelip çocuklarını yemiştir ve tarihe böyle geçmiştir. İkinci bir nokta Jandarma Genel Komutanlığı'nın bir anlamda yerel birimlerinin İçişleri Bakanlığı'na bağlanmasıydı. Yasa, yürürlüğe girer girmez şöyle bir şey gördük; Ağrı olayı üzerinde dikkatle durulması gereken bir olaydır. Yani iktidarın jandarma üzerindeki etkisini izlerini o noktada görüyoruz. Kamuoyundan gizlenmeye çalışılıyor. Benim için çok önemli ve üzerinde durulması gereken bir konu ise, rahmetli başsavcının şehit edilmesi olayıdır. Bu İç Güvenlik Paketini güvenlik, özgürlük diye lanse ettiler. Bu paket aslında kaçak sarayı koruma yasasıdır. Halkla hiçbir ilgisi yoktur. Aksine halkın özgürlüğünü kısıtlıyor." Konuşmanın ardından topluluk daha sonra olaysız bir şekilde dağıldı.