CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Prof. Dr. Haluk Koç, CHP'ye hükümet kurma görevi verilmemesinin, demokratik rejimin askıya alınması anlamına geleceğini söyledi. Koç, CHP olarak ülkenin güven ve huzur ortamı içerisinde seçime gitmesini sağlayacak bir hükümet kurma formülü dâhil olmak üzere, mümkün olan bütün formülleri hayata geçirmek için çalışmalarını 'Önce Türkiye' şiarıyla sürdüreceğini kaydetti.

Yazılı açıklama yapan CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Prof. Dr. Haluk Koç, AK Parti Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’na 9 Temmuz 2015 tarihinde hükümeti kurma görevi verildiğini hatırlatarak, "24 Temmuz – 3 Ağustos 2015 tarihleri arasında yapılan ön görüşmelerde Cumhuriyet Halk Partisi’nin bugün Türkiye’nin yaşadığı sıkıntıları düşünerek, ülkeyi uzun süreli, geniş tabanlı, yüksek profilli bir reform hükümetine kavuşturabilmek için yaptığı özverili çalışmalar ve önerileri AKP tarafından maalesef karşılık bulmamıştır. Gerçekçi, kalıcı, güven verici bir hükümet kurulması imkânı AKP tarafından değerlendirilememiştir. Daha sonra Sayın Davutoğlu diğer partilerle de görüşmüş, neticede bu görevi yerine getiremeyerek 18 Ağustos 2015 tarihinde görevi iade etmiştir. Bugün itibariyle kendisi hükümeti kurma görevine haiz değildir." dedi.

7 Haziran seçimlerinde en yüksek ikinci oyu CHP'nin aldığını hatırlatan Koç, şunları kaydetti: "Anayasamıza, yerleşik usullere ve demokratik teamüllerimize göre Cumhurbaşkanı hükümeti kurma görevini Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na vermek zorundadır. Aksi yönde bir davranış milli iradeye yönelik büyük bir saygısızlık ve yetki gaspı oluşturacaktır. Bilinmelidir ki, yapılan seçimlerde verilen her oy mukaddestir. Halkımız oylarıyla milli iradenin temsilcisi olan Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni oluşturmuş ve hükümet kurma sorumluluğunu yüklemiştir. Eğer bir parti bu sorumluluğu yerine getiremezse, TBMM’de grubu bulunan diğer partiler bu sorumluluğu yerine getirme görevine sahiptir. Anayasamıza göre bu sorumluluğun yerine getirilmesini engellemek Cumhurbaşkanı’nın yetki alanında olmadığı gibi, böyle bir adım milli irade üzerinde bir vesayet kurmak ve demokratik rejimi fiilen askıya almak anlamına gelecektir. Böyle bir adıma karşı, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde grubu bulunan bütün partiler Meclis’in şerefini ve seçimlerde ortaya çıkan milli iradeyi korumakla yükümlüdür. Partimizin 7 Haziran tarihinden itibaren milli iradeye tam bir saygı göstererek hareket ettiği ve bir hükümet kurulması için her fedakârlığı yaptığı milletimizin malumudur. Cumhuriyet Halk Partisi hak ettiği görevin kendisine verilmesi halinde ülkemizin güven ve huzur ortamı içerisinde seçime gitmesini sağlayacak bir hükümet kurma formülü dâhil olmak üzere, mümkün olan bütün formülleri hayata geçirmek için çalışmalarını 'Önce Türkiye' şiarıyla sürdürecektir."