CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kişisel husumeti uğruna Türkiye’nin hukuk, yatırım ve ekonomi güvenliğini yok eden bir fotoğraf oluşturduğunu ifade etti.

CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, Bank Asya’nın BDDK tarafından yönetimine el konulmasına ilişkin yaptığı değerlendirmede, partisinin Konya İl Başkanlığı’nda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Kart, şöyle dedi: “Bank Asya’ya 5-6 ay evvel batmıştır diyorsun. Sizin aranızdaki hesaplar bizi ilgilendirmez. Bir orada taraf da değiliz. Ama devletin kurumları var, BDDK’sı var, SPK’sı var. Onlar rapor hazırlar. Bu işler piyasayı ürkütmeden yapılır. Bir manipülasyona yol açılmadan yapılır. Ama sen, ülkenin cumhurbaşkanı olarak intikam duygularıyla, husumet duygularıyla maniplasyonlara yol açıyorsun. İşte hesaplar ortada. İşte o ilk müdahalede 18 milyar dolar hazine zarara uğradı. O 18 milyar dolar kimin cebine gitti? Hazineden çıkan o 18 milyar doların sorumlusu, müsebbibi Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'dır, Recep Tayyip Erdoğan’dır. Bakar mısınız tabloya, kendi kişisel husumeti, intikamı uğruna Türkiye’nin hukuk ve yatırım güvenliğini, ekonomi güvenliğini yok eden bir fotoğraftan söz ediyorum. Kimseye iftira etmiyoruz.”

"17 ARALIK AKTÖRLERİNİ ÖZELLEŞTİRMELERDE GÖRÜYORUZ"

Atilla Kart, Türkiye’de yapılan özelleştirmelerde ihaleleri alanlarla 17 Aralık aktörleri arasındaki paralelliğe dikkat çekerek, “Medaş’ı özelleştirip Alarko’ya verdi. Sadece böyle kalsaydı bugün bu kadar sorun yaşanmazdı. Ama ne yaptılar? Bunun yanına planlı ve tertipli olarak 17 Aralık’ın baş aktörlerinden birisini Seydişehir’deki işgali yapan grubu getirip ortak yapıyorsun. Onlar da ne yapıyorlar, Ankara’daki ağabeylerine güveniyorlar. Nasıl olsa bizi denetleyen yok diyorlar. 3 liralık alacağı için 13 lira masraf yapıyor ve çiftçinin boğazını sıkıyor. İşte Türkiye’de özelleştirmelerin geldiği nokta. Bir taraftan Seydişehir’de olduğu gibi yolsuzluk yapıyorsun, 4,5 milyar dolar değerindeki tesisleri 305 milyon dolara 14’te 1 fiyatına birilerine peşkeş çekiyorsun, bir taraftan da kamu hizmet yapılamaz hale geliyor. Seydişehir’de, Medaş’ta da diğer bölgelerdeki özelleştirmelerde de 17 Aralık aktörleri bir şekilde işin içinde. Yani yolsuzluk mekanizmasının kurumsallaştırıldığı bir tablo. Bir ülke istihbaratıyla, iletişimiyle, güvenliğiyle nasıl kuşatılır, nasıl teslim alınır, bunu Telekom özelleştirmesini incelediğiniz zaman görürsünüz. Telekom özelleştirmesini incelediğiniz zaman bir yurttaş olarak dehşete düşmemek mümkün değil. Asgari ölçülerde yurtseverliği olan herkesin dehşete düşeceği bir özelleştirmedir. Bakıyorsunuz Telekom özelleştirmesinde Efkan Alalar, Haririler, Abdullah Tivnikliler, yani 17 Aralık’ın bir başka versiyonunu orada da görüyorsunuz. Hepsi değişik biçimlerde yol almışlar beslenmişler.” diye ifade etti.

"BAŞKANLIK SİSTEMİ İLE YAPAY GÜNDEM OLUŞTURULUYOR"

Atilla Kart, AK Parti’nin ‘yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklarla mücadele’ diyerek yola çıktığını ancak ‘3 Y’ vizyonunu tırmandırdığını, bunun yanına 1 Y daha eklediğini şu sözlerle ifade etti: “Yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklarla mücadele etmeyen AKP, her 3 olayı da tırmandırmıştır. Bunu bir yalan rüzgarıyla tırmandırmıştır. Yani 3 Y’nin yanına 3. Y’yi de eklemiştir. O yalan rüzgarını muhtelif yol ve yöntemlerle medya ve devlet gücüyle götürmüşlerdir. Ama yalan tükenmiştir. Şimdi yapılmak istenen bütün temel gündem dururken yine gündemi saptırarak başkanlık sistemi adıyla Türkiye meşgul edilmek isteniyor.”