Adana Çiftçiler Birliği Başkanı Behçet Homurlu, her yıl aynı ürünün ekimi yapılmasının toprağa ve bitkiye zarar verdiğini belirterek, Çukurova’da tarımın geleceği açısından nöbetleşe ekim (münavebe) yapılması gerektiğini belirtti. Homurlu, "Her yıl mısır ekilen topraklarda önceki yıllarda rastlanılmayan hastalıklar görülmeye başladı. Kullanılmayan ilaçlar kullanılmaya başladı." diyerek tehlikeye dikkat çekti.

Adana Çiftçiler Birliği Başkanı Behçet Homurlu, Ulusal Hububat Konseyi, Adana Ticaret Borsası, Nişasta ve Glikoz Üreticileri Derneği, Anadolu Nişasta ve Glikoz Sanayicileri Derneği’nin işbirliğiyle düzenlenen Ulusal Mısır Kongresi’ndeki konuşmasında, “mısır yetiştiricilerinin sorunları” ile ilgili sunum yaptı. Homurlu, mısır bitkisinin Türkiye ve Çukurova için öneminden söz etti. Adana’da ekonominin arz-talep, maliyet-kar gibi basit görünüşlü ama kesin kurallarının, çiftçileri; pamuk ağalığından mısır üreticisi haline getirdiğini belirten Homurlu, yoğun ilaç ve su kullanımı isteyen pamuğa göre zararlıların daha az ve üretiminin daha kolay olmasının Çukurova çiftçisini mısıra yönelttiğini ifade etti.

Mısır bitkisinin ekolojik şartlara uygunluğunu ve yüksek verimini anlatan Homurlu, "Zararlı hastalıkların mısır bitkisinde az olması mısırı popüler ve avantajlı bir bitki haline getirmektedir.” dedi. Ancak, Çukurova’da yıllardır her yıl yaygın olarak mısır ekiminin yapılmasıyla daha önce görülmeyen hastalıklar görülmeye başlandığına dikkat çeken Homurlu, "Mısırın ilk ekildiği yıllarda şimdiki durum arasında farklar var. Mısır’ın ilk ekildiği yıllarda, koçan ve sap kurduna hiçbir pestisit (zirai ilaç) kullanılmıyordu. Şimdilerde pestisitler kullanılmaya başlandı. Şimal yaprak yanıklığı denilen mantar hastalıkları olmuyordu. Artık ilaçlı müdahale gerektiriyor. Kök çürüklüğü hastalıkları da bazı bölgelerde oluşmaya başladı." dedi.

"DOĞA VE TOPRAK KORUNMALI"

Bu durumun, Çukurova’da toprağın verimi ve bitki üzerinde olumsuzluklar yarattığına dikkat çeken Adana Çiftçiler Birliği Başkanı Behçet Homurlu, "Anlatmak istediğimiz şey, mısırın bu topraklarda ebediyen ekilmesini sağlamaktır. Bunun da yolu kanaatimizde ‘nöbetleşe ekim’ yapmaktan geçmektedir. Bir yıl pamuk diğer mısır ekilmesi ya da buğday ve soya ile dönüşümlü ekim yapılması doğayı ve toprağı korumak açısından önemli olacaktır. Bu yeni sahalar üretim miktarlarının artması demektir. Buda Çukurova’daki münavebe tarımında azalabilecek ekim sahalarının telafisi anlamına gelmektedir. Sürdürülebilirliğin olmazsa olması makro stratejilerdir." diye konuştu.