Cihan Sendikalar Konfederasyonu (Cihan-Sen) Genel Başkanı Naci Haliloğlu, sendika olarak 1,5 yıldır faaliyette bulunduklarını belirterek, “Üye sayımız 30 bini geçti. Üyelerimiz her türlü baskı, yıldırma ve sürgüne rağmen üyeliklerinden vazgeçmediler. 17-25 Aralık sürecinden sonra ciddi baskı gördük. Kamuda binin üzerinde dava açtık. Bunlardan yüzde 80-90’nını kazanıyoruz. Bunların peşini bırakmıyoruz ve bırakmayacağız. 30 bin üyemiz içinden hırsızlık, yolsuz ve ahlaksızlıkla suçlanan hiçbir üyemiz çıkmadı.” dedi.

Cihan-Sen Balıkesir İl Temsilciliği tarafından düzenlenen iftar yemeği yoğun bir katılımla gerçekleşti. Onur Kır Bahçesi’nde düzenlenen iftar yemeğine Cihan Sendikalar Konfederasyonu'na (Cihan-Sen) bağlı sendika üyeleri ve aileleri katıldı. Yaklaşık 500 kişinin katıldığı yemeğe Cihan-Sen Genel Başkanı Naci Haliloğlu, Genel Başkan Vekili Malik Türedi, Cihan-Sen Balıkesir İl Temsilcisi Türker Gökşin, Ufuk Sağlık-Sen Balıkesir İl Başkanı Ömür Bayhan, sendika temsilcileri ve diğer yetkililer katıldı.

İftar yemeğinin ardından konuşan Ufuk Sağlık-Sen Balıkesir İl Başkanı Ömür Bayhan, AB standartlarında bağımsız bir sendikacılık yapmak üzere yola çıktıklarını söyledi. Bayhan, “Tüm çalışanlarının ekonomik ve sosyal haklarını geliştirmek, mesleki gelişimlerinin ve yükselmelerinin önündeki engelleri kaldırmak, yenilikçi bilimsel ve nitelikli bir çalışma ortamı oluşturmayı hedeflemektedir.” dedi.

Cihan-Sen Balıkesir İl Temsilcisi Türker Gökşin ise Ramazan ayının ülkeye, tüm İslam coğrafyasına ve insanlığa barış, huzur ve mutluluk getirmesi temennisinde bulundu. Cihan-Sen’in hedefleri hakkında bilgiler veren Gökşin, sendikanın sorunlara akılcı ve bilimsel çözümler üreterek hiçbir kesimin arka bahçesi ve sözcüsü olmadan ülkede olması gereken hakkaniyetli sendikacılığı yapma yolunda olduğunu vurguladı. Kavganın değil uzlaşmanın tarafı olduklarına işaret ederek, “Sevgi temellidir. Konfederasyonumuz adalet, eşitlik ve sorumluluk ilkelerimizle insanımıza katma değer sağlama azmindedir. Sevinçleri ve acıları yapılaşmada güvenli bir liman olma dua ve niyetiyle ayrıştırmak için değil, birlik ve dirlik için çıktığımız bu yolda gelin geleceği hep beraber güvenle yürüyelim ve yol arkadaşlığı yapalım.” diye konuştu.

Ardından sahneye çıkan Cihan-Sen Genel Başkanı Naci Haliloğlu, kuruluş süreci ve çalışmalar hakkında bilgiler verdi. Kamu sendikalarındaki 11 iş kolundan 10’unda örgütlendikleri bilgisini verdi. Sendika olarak 1,5 yıldır faaliyette bulunduklarını belirterek, “Türkiye’de faaliyet gösteren 10 kamu sendikaları konfederasyonu bulunuyor. Biz 1,5 yılda sayı itibariyle 5. konfederasyonuz. Üye sayımız 30 bini geçti. Üyelerimiz her türlü baskı, yıldırma ve sürgüne rağmen üyeliklerinden vazgeçmediler. 17-25 Aralık sürecinden sonra ciddi baskı gördük. Kamuda binin üzerinde dava açtık. Bunlardan yüzde 80-90’nını kazanıyoruz. Bunların peşini bırakmıyoruz ve bırakmayacağız. 30 bin üyemiz içinden hırsızlık, yolsuz ve ahlaksızlıkla suçlanan hiçbir üyemiz çıkmadı. O halde nedir bu derdiniz? Bu süreç içerisinde üye sayımız artmaya devam ediyor. Allah’a hamdolsun hiçbir üyemizden yüzümüzü kızartacak bir hadiseye rastlamadık. Bu ülke zengin bir ülke. Bu memleketi seviyoruz, bu ülkenin zenginliğini eşit ve adaletli çalışanlarla paylaşmak istiyoruz. Bu ülkede yolsuzluk olsun istemiyoruz.” ifadelerini kullandı.

Haliloğlu, taşeronluk sisteminin sendikalar eliyle kurumlarda işletildiğine dikkat çekerek, şöyle devam etti: “Buna şiddetle karşı çıkıyoruz. Dünyanın hiçbir ülkesinde hiçbir şekilde kamuda, hükümetin yanında bir sendikacılık anlayışı yok. Onun sizlere ve sendikamıza olan ihtiyacın ne kadar fazla olduğu ortada. Moralinizi bozmayın. Bu zulmü yapanlar yavaş yavaş kalmaya başladı. Çünkü yapılanlar doğru değildi. Bizi iktidarın kim olacağı ilgilendirmez. Her platformda sizlerin sesi ve soluğu olmaya devam edeceğiz. Ülkemiz ve geleceğimiz adına endişelerimiz var. Endişelerimizin bu dönemde izale edilmesi lazım. Bu hukuksuzlukların, kamuyu alt üst eden uygulamaların düzeltilmesi için hangi parti olursa olsun mutlaka adımların atılarak düzeltilmesi lazım.”