Cihan Sendikalar Konfederasyonu (-SEN) Genel Başkanı Naci Haliloğlu, Ankara Savcısı Serdar Coşkun’un Ulaştırma Bakanlığı’na gönderdiği iddia edilen, 'medyayı susturma talimatı’na tepki gösterdi. Haliloğlu, seçimlere bir ay kala çıkarılacak böyle bir kararın, seçimlerin hür ve serbest yapılmasına yönelik bir manipülasyon girişimi olduğunu, bu girişimin münferit olmadığını savundu.

Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Bürosu Savcısı Serdar Coşkun’un, Ulaştırma Bakanlığı’na gönderdiği iddia edilen ‘medyayı susturma’ talimatına, -SEN Genel Başkan Naci Haliloğlu tepki gösterdi. Girişimi 'muhalifleri sistematik bastırma eyleminin devamı' olarak değerlendiren Haliloğlu, Türkiye’de basın özgürlüğünde gelinen durumun endişe verici olduğunu ifade etti. Haliloğlu, şöyle konuştu: “Bir hakkı ihlal ederseniz diğer haklar da yavaş yavaş geriler. İfade özgürlüğünün olmadığı yerde medeniyet de yoktur. Uydu bağlantılarını kestirme girişimi neye delalet ediyor? Ulaştırma Bakanlığı'na gönderildiği iddia edilen bu talimatla medyanın fişi mi çekilmeye çalışılıyor? Durum buysa, bu skandaldan başka bir şey değildir. Bu tip uygulamalar hiçbir işe yaramaz ancak hukuksuzluğu tescil eder. Bugüne kadar yönetenlerin pek çok haksız uygulamasına maruz kalan kamu çalışanlarının ve üyelerimizin, haksız yollarla tesis edilecek yeni iktidarda daha çok mağduriyetler yaşayacağı endişesiyle tepkiliyiz.’’

Girişimin münferit olmadığını iddia eden Haliloğlu, sözlerine şöyle devam etti: “Bizce münferit bir girişim değil. Bu demokratik ülkelerde örneği olmayan bir uygulamadır. Yani bir memur örgütü olarak biz mi hatırlatalım bunun Anayasa'ya aykırı bir girişim olduğunu. Anayasa'mızın teminat altına aldığı iletişim özgürlüğü alanında ciddi kişisel hak ve hürriyetler var. Halkın oyu ile iktidara gelenler yine aynı halkın haber alma özgürlüğünü ortadan kaldırmaya çalışıyor. Halkın haber alma özgürlüğünü gölgede bırakacak böyle bir mantıkla hareket eden anlayışa, hukukun bir gün döneceği ihtimalini aklına getirmesini tavsiye ederiz.”

SEÇİMLERE GÜNLER KALA BU İDDİALAR ÖZGÜR MEDYAYI BASTIRMANIN YANSIMALARIDIR

Haliloğlu, Seçimlerin yapılmasına günler kala ortaya atılan bu iddiaların özgür medyayı iyice bastırmanın yansımaları olduğunu savundu. Haliloğlu, şu ifadeleri kullandı: "Seçim sürecinde gördüğümüz kadarıyla muhalefet partilerinin sesini geniş kitlelere duyuran, yani iktidara muhalif olarak görülen basın organları ve unsurları sınırlı durumda. Ve her birine milyonlarca liralık cezalarla sindirme politikası zaten uygulanıyor. Seçimlerin yapılmasına artık günler kala ortaya atılan bu iddialar özgür medyayı iyice bastırmanın yansımalarıdır. Bunun yanında muhalif siyasileri de susturma girişimidir. Son zamanlarda ciddi daralmalar yaşamış basın özgürlüğüne bir de iktidar güdümünde olmayan hür basının fişini çekilmesi tehlikesi eklendi. Özgürlükler adına çok talihsiz zamanlar yaşıyoruz. Herkesin hakkını arayabilme, sesini duyurabilme adına, kimseye rakip olunmadan her medya unsuruna gerekli özgürlük alanından yana olunmalı. Biz hukuka güveniyoruz, yeter ki hukuk gelsin. Herkesin görüş ve fikirlerine yer bulacağı bir Türkiye’nin hukuk sayesinde tesis edileceğine inancımız tamdır. Ülkemizde Anayasal hakların çiğnenmesi ve hak ihlali ile sonuçlanabilecek diğer uygulamaların geç de olsa hukuktan döneceğini biliyoruz. Seçimlerin serbest bir şekilde yapılmasını, buna halkın haber alma ihtiyacını karşılayan özgür medyanın da destek vermesini görmek demokrasinin gereğidir.”