Eski TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk, medyayı hedef alan 14 Aralık operasyonu kapsamında Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca’nın 65 gündür cezaevinde tutulmasına tepki gösterdi. Cindoruk, “Ayıptır, günahtır, yanlıştır, daha ne diyeyim? Olacak şey midir?” dedi. Fethullah Gülen Hocaefendi hakkında çıkartılmak istenen kırmızı bültene de değinen Cindoruk, “Fethullah Hoca’ya izafe edilen suçlara Amerika güler.” ifadesini kullandı. Cindoruk, 'paralel yapı' iddialarıyla ilgili de, "Bu hükümet, cumhuriyete karşı paralel yapıdır." dedi.

Türk siyasetinin tecrübeli ismi eski Meclis Başkanı Hüsamettin Cindoruk, gündemde yer alan konularla ilgili Cihan Haber Ajansı’nın (Cihan) sorularını cevapladı. Geçtiğimiz günlerde bir otelde siyasetçi, yazar ve akademisyenlerle yaptıkları toplantı hakkında bilgi veren Cindoruk, “Çok iyi tespitler ortaya çıktı. Bir anayasa değişikliği gerçekleştirmek için bugünkü iktidar partisinin Kasım 2012’de Meclis’e sunduğu taslağı şiddetle reddediyoruz. O taslakta başkanlık sistemi hayata geçirilmek isteniyor. Cumhurbaşkanı da bunu söylüyor, dile getiriyor. Orada iki tespit yaptık. Cumhurbaşkanlığı seçilme sürecinde anayasa çiğnenmiştir. Son yapılan AK Parti kongresi de korsan kongredir. Bir cumhurbaşkanı o kongreye cumhurbaşkanı sıfatıyla katılmıştır. Cumhurbaşkanı sorumsuzdur, ama sorun yaratamaz. Cumhurbaşkanı hala 400 milletvekili istiyor. Bu milletvekillerini iktidar partisi için istiyor. Bu vekilleri verin ki anayasa değişsin, başkanlık sistemi gelsin. Başkanlık sistemini de bilmiyor. Yanılgılar içinde.” şeklinde konuştu.

‘SİYASETTE TAKİPSİZLİK YOKTUR’

17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonlarını değerlendiren Cindoruk, “O dosyaları basın sadece hukuk dosyası gibi gördü. O dosyalar siyaset belgesidir. Adi suçlardan bahsetmiyoruz. İçinde devletin cumhurbaşkanı, ailesi var. O zamanki Başbakan, bakanlar var. Kapsamlı bir siyaset dosyasıdır. Siyasi dosyalar belgeler kaybolmazlar. Siyasette takipsizlik yoktur. Her şey bütün ağırlığı ile devam ediyor. Bu dosya kapatılmış değildir. Bu dosyadaki bakanlar gidip Yüce Divan’da aklanacaklardı. Parti şuan en ağırını seçti. Bu bakanları savunma görevini parti örgütüne verdi. Yargıya hesap vermemiş siyasi dosyanın siyaset yolu ile hesabı mümkün değildir.” diye konuştu.

‘KENDİ AYAĞI İLE GELEN BİR EMNİYET MÜDÜRÜNE KELEPÇE TAKMAK NE DEMEK?’

Yassıada mahkemesinde de avukatlık yaptığını hatırlatan Cindoruk, “O mahkemeler bir ihtilal mahkemesiydi. Kesin hüküm veren mahkemeydi. Askerler tayin etmişti. Onların bir mazeretleri olabilir. Bugünkü mahkemelerin hiçbir mazereti yok. Oralarda yapılan adli hatalar temayülden yapılmıştır. Ben 60 yıllık avukatım, 65 yıllık hukuk mensubuyum. Ben savcının savcıyı tutukladığı, yargıcın yargıcı ve savcıyı tutukladığı hiçbir dönem yaşamadım. Hakimlerin savcıların emniyet müdürlerinin kelepçelendiği bir dönemi hiç yaşamadım. Aşağı yukarı savcı savcıya düşürülmüş, polis polise düşürülmüş bir dönemden hukuk çıkmaz. Kesin söylüyorum. Saçı sakalı birbirine karışmış terör şubesi polislerinin amirlerini kollarına girerek götürmelerini ayıplıyorum. Kelepçe takmalarını ayıplıyorum. Nereye kaçacaklar? Kendi ayağı ile gelen emniyet müdürüne kelepçe takmak ne demek? Makul şüpheli ne demek? Bugüne kadar hukuk tarihinde olmayan sözler bunlar. Tek parti dönemlerinde yok. Atatürk’ü suikast eden kişiyi berat ettiren ağır ceza reisi var hukuk tarihinde. Bugünkü hakim ve savcıların yaptıklarını içime sindirmek mümkün değil.” dedi.

‘BASINDA ÖRGÜT KURARAK DARBE YAPILACAĞINI KİMSEYE İNANDIRAMAZSINIZ’

Medyayı hedef alan 14 Aralık operasyonunu da değerlendiren Cindoruk, şöyle devam etti: “Siz basında örgüt kurarak darbe yapılacağına kimseyi ikna edemezsiniz. Gazetecinin silahı kalemi ve kağıdıdır. Siz gazeteciyi örgüt kurmakla nasıl suçlayabilirsiniz? Bir takım uydurma delillerle, karinelerle ceza tayin edilmez, burada bir genel yayın yönetmenini serbest bırakıp, görsel yayın yönetmenini tutukluyorsunuz, bu ikisi arasındaki çelişkiyi kimse açıklayamaz, ayıplıyorum. O arkadaşların düşüncelerine katıldığım söylenemez. Dünyaya mahcup olduk. Dünya en önemli örgütleri vasıtasıyla kınadı bu hadiseleri. Dünya basın özgürlüğünde son sıralara düştü. Tek parti dönemlerinde bile bu kadar düşmedik. Yargı ve yargıcın basın özgürlüğüne müdahalesi kadar adalete aykırı hiçbir şey olamaz. Davada taraf olur, hakları savunursunuz falan. Ama böyle bir şey ben görmedim. Devletin basına karşı hasım olduğu dönem Türkiye’de ilk defa yaşanıyor.”

Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca’nın 65 gündür Silivri Cezaevi’nde tutuklu kalmasını eleştiren Cindoruk, “Ayıptır, günahtır, yanlıştır, daha ne diyeyim! Olacak şey midir? Ben bu zatı tanımıyorum. Belli başlı kültüre deneyime sahip bir arkadaş. Nereye kaçacak? O her duruşmaya gelecek ve hakkını savunacaktır. Yurt dışına çıkma yasağı koyarsınız, adli kontrol koyarsınız, entelektüel insanları tutuklamak için ciddi sebepler bulmalısınız. Silahlı terör örgütünün maddi unsurları var. Cebir diye unsuru var. Cebren zorla yapacaksın bunu. Kalemden başka silahı olmayan insan nasıl terör örgütü kurar? Bu örgüt sözünü ayağa düşürdüler. Örgüt kurup sokakta adam öldürenler de örgütçü, iki kalem yazı yazdı diye, iki dizi çevirdi diye bir gazeteci terör örgütü üyesi olursa eşitlik ve adalet duygusu ortadan kalkar. Yargının işi zorlaşır. Ben Türk yargısının bu meselede verdiği tutuklama kararını anlamakta zorluk çekiyorum. Bu kararı verenler kararların gerekçesini hesabını evvela kendi arkadaşlarına verecekler.” şeklinde konuştu.

‘FETHULLAH HOCA’YA İZAFE EDİLEN SUÇLARA AMERİKA GÜLER’

Fethullah Gülen Hocaefendi için çıkartılmak istenen kırmızı bülteni de yorumlayan Cindoruk, “Bizim hükümet kırmızı bülteni gönderdiği zaman Amerika’da itibar kaybederiz. Amerika adi suçluyu iade eder. Dolandırıcıyı, cinayet işleyen kişiyi. Bunun dosyasını da hazırlayacaksın. Amerikan hukuku ile mutabık olacaksın. Fethullah Hoca’ya izafe edilen suçlar Amerika’da suç mu? Güler Amerika. Hükümete tavsiyem, Türk hukukunu kendilerini rezil etmemek için mahcup etmemek için böyle bir başvuru yapmasınlar.” ifadelerini kullandı.

Kendisini cumhuriyetçi ve demokrat olarak tanımlayan Cindoruk, ‘paralel yapı’ iddiaları ile ilgili, “Bu hükümet cumhuriyete karşı paralel yapıdır.” dedi.