İzmir'in Aliağa ilçesindeki Şakran Çocuk ve Gençlik Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda, işkence ve cinsel taciz iddialarıyla ilgili olarak avukatlar inceleme yaptı. Kamuoyunda "mavi oda" ya da "süngerli oda" olarak bilinen yerde, kurumuş kan lekeleri tespit edildi.

İzmir Barosu Çocuk Hakları Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi Nuriye Kadan, avukatlar Derya Durmaz, Birsen Şimşek, Nilgün Coşkuner ve Emel Yeşildağ’dan oluşan heyet, yaptıkları incelemenin ardından rapor hazırladı. Raporda, cezaevinde inceleme yapan heyetin talebi üzerine "mavi oda" olarak bilinen yerin de gösterildiği belirtildi. Bu odada hiçbir eşya bulunmadığı, sadece köşede küçük bir alaturka tuvalet olduğu, yerde kurumuş kan lekeleri bulunduğu belirtildi. Cezaevi müdürünün, olay çıkaran çocukların sakinleşmesi için burada en fazla 3 saat kadar bekletilmesi için kullandıklarını belirttiği odanın duvar ve tavanlarına, harfler ve rakamlar kazındığı görüldü.

TUVALET TAŞINA ÇARPARAK KENDİLERİNE ZARAR VERİYORLAR İDDİASI

Kan lekelerinin sebebi ve hiçbir eşya bulunmayan bu hücrede yazıların nasıl yazıldığı sorusuna yetkililer, burada kalan çocukların tuvalet taşına çarpmak suretiyle kendilerine zarar verdiğini, tuvalet taşından kopardıkları parçalarla da duvar ve yerlere kazımak suretiyle yazı yazdığını beyan etti. Bunun üzerine avukatlar, tuvalet taşını inceledi. Taşın kenarından küçük sıva parçaları kalkmış olduğu, herhangi bir çatlak veya kırığa rastlanmadığı, herhangi bir darbe izinin de olmadığı görüldü.

İnceleme heyeti tarafından hazırlanan raporda, cezaevinde birebir görüşme yapılan çocukların kısa cevaplar verdiği, konuşmaya istekli olmadıkları, konuşurken kontrollü, sakin fakat tedirgin oldukları, cezaevi hakkında çok fazla konuşmak istemediklerinin anlaşıldığı belirtildi.

'ÇOCUKLAR MAVİ ODAYI BİLİYOR'

Raporda, birebir görüşülen çocukların tamamının, "mavi oda" olarak adlandırılan odayı bildiği belirtildi. Çocukların burasıyla ilgili verdiği bilgiler, rapora şu şekilde yansıdı: “Mavi odanın içinde kamera var. Oraya götürülen çocukların, utandıklarından tuvaletlerini bile yapamadıklarını duyduk. Mavi odaya disiplinsizlik yapan çocuklar, üzerinde sadece alt iç çamaşırı ile atılıyor ve üç dört görevli tarafından, yüzleri hariç olarak tekme tokat dövülüyorlar. Bu nedenle her yer kan içinde kalıyor. Hattâ bu nedenle İzmir Barosu’nun ziyaretinden önce tutuklu çocuklara bu oda temizletildi. Tutuklu çocuklar, bu odada birkaç gün kaldıktan sonra koğuşlarına geri gönderildi. Koğuş yakma gibi nedenle müşahede odasında kalanlar ise bir daha kendi koğuşlarına geri dönmeyip başka illerdeki cezaevlerine sevk edildi.”

Görüşme yapılan çocuk tutuklular, inceleme heyetine koğuşlardaki büyüklerin, küçükleri ve yeni gelenleri döverek hakaret ettiğini de aktardı. Ayrıca cezaevinde ilaç kullanımının yaygın olduğunu dile getirdiler.

Raporun sonuç bölümünde şu ifadelere yer verildi: “Çocuk ceza infaz kurumları, çocuk adalet sistemine aykırıdır. Çocuk, ceza yargılamasının objesi olamaz. Çocuk adalet sisteminin amacı, çocuğu yargılamak ve dört duvar arasına kapatmak değildir. Çocuğu suça iten sebepleri araştırmak, ortadan kaldırmak ve suça karışan çocuğu rehabilite etmektir. Bu yönde ceza yasalarının revize edilmesi, çocuk ve genci rehabilite edip topluma kazandırmaya yönelik kurum ve kuruluşların oluşturulması gerekmektedir.”