Koğuş arkadaşları tarafından dövüldükten sonra kaldırıldığı hastanede yaklaşık bir ay sonra hayatını kaybettiği iddia edilen 15 yaşındaki Onur Önal’ın ölümüyle ilgili davanın ilk duruşması görüldü. Duruşmada dinlenen çocuk sanık, “Bu bir şiddet oyunuydu.” savunması yaptı. Cezaevi iradesinin şiddet içerikli oyundan haberi vardı diyen çocuk sanık, "Simit oyunu dışında cezaevinde oynanan şiddete yönelik bir sürü oyun var. İdarenin bu oynanan oyundan haberi vardı ancak engel olmadılar." diye konuştu.

Tutuklanarak İstanbul’daki Maltepe Çocuk ve Gençlik Kapalı Cezaevi’ne 20 Mayıs 2014’te gönderilen 15 yaşındaki Onur Önal’ın arkadaşlarınca 'Simit' oyununda acımasızca dövülüp öldürüldüğü iddiasıyla açılan davanın ilk duruşması gergin başladı. Biri 16 diğeri 18 yaşında olan çocuk sanıklar C.B ile M.Ö küçük olmaları nedeniyle ağırlaştırılmış müebbet hapis isteminin 18 yıldan 24 yıla kadar hapis cezası olarak uygulanmasının istendiği davaya sanık M.Ö katıldı.
Kartal Anadolu Adalet Sarayı'ndaki çocuk mahkemesinde görüle davada diğer suça sürüklenen çocuk C.B'nin ise SEGBİS aracılığıyla yapılan bağlantının sağlıksız olması nedeniyle bir sonraki celse nakledildiği İzmit’ten getirilmesine karar verildi.

Ölen Onur Önal’ın ailesinin avukatları ile mahkemeye başkanı arasında avukat sayısının sınırlandırılması konusunda kısa süreli gerginliğin yaşanmasıyla başlayan davada çocuk sanık M.Ö ifade verdi. Anadolu 1. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi’nde kapalı yapılan duruşmada cezaevinde şiddet içerikli bir çok oyun oynandığını ve idarenin de bundan haberi olduğunu belirten çocuk şöyle ifade verdi: “Ben cinsel istismar suçundan 11 seneye hükümlüyüm. Olay günü avluda grup olarak 'simit’ adlı oyunu oynuyorduk. Kimse Onur’un kafasına vurmadı. Aldığı darbeler sonucu kafasını duvara çarptı. Kafasında bir çizi olduğu için odasına gitti. Biz de kaldığımız yerden oyuna devam ettik. Kimse kimseye zorla bu oyunu oynatmıyordu. Onur’un avlu dışında ertesi gün mescitte dövüldüğü iddiaları doğru değildir. Oraya hepimiz Kur'an okumaya gidiyoruz. O gün oturduğu tabureden düşünce ben kaldırdım. Simit oyunu dışında cezaevinde oynanan şiddete yönelik bir sürü oyun var. İdarenin bu oynanan oyundan haberi vardı ancak engel olmadılar. Oyun esnasında bir infaz koruma memuru gelip kimsenin zorla oynatılıp oynatılmadığını da sordu.”

Onur Önal’ın avukatı Gülizar Tuncel suça sürüklenen çocuğa ölen arkadaşlarının koğuş değiştirmek istemesi üzerine, 'Bizi mi ispiyonlayacaksın' denilip denilmediğini sorması üzerine M.Ö, “Koğuş değiştirmek isteseydi duyardık. Üstelik memurlar bu tür isteklerle hemen ilgileniyor. Onur’un bu konuda dilekçe verdiğini de burada öğreniyorum.” dedi.

Duruşma, diğer suça sürüklenen çocuk C.B’nin ikinci duruşmaya getirilmesi ve olayın tanıkları olan kimi tahliye edilmiş kimi hala tutuklu olan tanıkların dinlenmesi için ertelendi.

Öte yandan duruşmanın devam ettiği sırada Çocuk Cezaevleri Kapatılsın Girişimi ve İnsan Hakları Derneği Hapishane Komisyonu adliye önünde basın açıklaması yaptı. Grup adına basın açıklamasını okuyan Alper Yalçın, TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu'nun Maltepe Çocuk ve Gençlik Ceza İnfaz Kurumu'na yönelik inceleme raporunda infaz görevlilerinin ihmallerinin olduğunun tespit edildiğini belirtti. Dava dosyasına giren bilirkişi raporunda da görev ihmali vurgusunun yapıldığını ifade eden Yalçın; "Onur Önal'ın ölümünde asıl sorumluluk taşıyan kamu görevlilerinin yargılanmalarını ve cezalandırılmalarını, çocuk refahını temel ilke edinen çocuk adalet sisteminin yeniden inşa edilmesini talep ediyoruz." dedi.

Grup "Çocukları değil karanlığı hapsedin", "Çocuk cezaevleri kapatılsın" şeklinde slogan atarken Onur Önal'ın kardeşi Zeynep Önal'ın ise basın açıklamasının okunduğu sırada gözyaşlarına engel olamadığı görüldü.

Onur Önal'ın amcası İsmet Önal ise çocuk cezaevlerinde cezaevi idaresinin ve infaz koruma memurlarının işkence uyguladığını ifade ederek, "Biz bu işkencelere karşıyız. Çocuk cezaevlerinin kapatılması, rehabilitasyon merkezlerinin oluşturulması, çocuklara iş imkanlarının sağlanması gerekiyor. Eğer çocuklar bizim geleceğimiz diyorsak tüm cezaevlerindeki çocukların bizim geleceğimiz olduğunu bilmemiz gerekiyor. Cezaevindeki çocuklara yapılan işkence baskıların geçen gün medyaya düşen o kamera görüntülerini hepimiz çok iyi biliyoruz. Eğer cezaevi idaresi kamera görüntülerine sahip çıkmış olsaydı,zamanında müdahale etmiş olsaydı bugün Onur aramızda olacaktı. Onu gibi diğer çocuklarımızın ölmemesi için hep cezaevlerinin kapatılması ve çocuk rehabilitasyon merkezlerine dönüştürülmesini istiyoruz. Bugün Onur, yarın başka Onurlar ölmesin." dedi.