Okulların başlamasıyla beraber aileleri okul telaşı sardı. Özellikle yeni okula başlayan çocuklarda görülen okul korkusu ebeveynleri zor durumda bırakıyor. Çocuklarda kuvvetli bir endişe nedeniyle okula gitmek istememe ve gitmeme durumunun okul reddi ya da okul fobisi olarak adlandırıldığını belirten Acıbadem Bursa Hastanesi Psikolog Deniz Erden, okul fobisinin en önemli sebebinin çocuğundan ayrılma korkusu olan anne olduğunu söyledi.

Zihinsel, ruhsal ve sosyal yönden okula başlamaya hazır olan çoğu çocukta, okulun ilk günlerinde ağlama, okula gitmek istememe, anneden ayrılamama gibi davranışların görülmesinin doğan bir durum olduğunu ifade eden Erden, “Okula giden çocukların yaklaşık yüzde 2-4’ünde okul fobisi görülüyor. Ortaöğretim çağındaki ergenlerde ise görülme sıklığı azalıyor ancak bu dönemde görülen okul fobisinin tedavisi daha da zorlaşıyor. Okula yeni başlayan çocuk küçük ve zayıf olduğunu düşünüyor. Çevresinde olan olayların çoğunda kendini yetersiz hissediyor ve bu durum küçük çocuğun genelde dış dünyadan korkmasına ve paniklemesine yol açıyor. Okul çağı ile dış dünyanın kapıları açılmaya başlıyor ve çocuk kendini ilk kez karşılaştığı ve bilmediği bir ortamda buluyor. Çocuk dolayısıyla aile içi güveni ve kurulu düzeni kaybedeceği endişesine kapılıyor. Kimi çocuklarda ise okulun ilk günlerinde bu durum uzuyor ve okula gitmek istememe tepkilerine; şiddetli baş ağrıları, şiddetli karın ağrıları, mide bulantıları, renkte solukluk ve kilo kaybı eşlik edebiliyor.” diye konuştu.

Okula giden çocukların ailelerinin başına birşey gelmesinden korktuğunu dile getiren Erden, şöyle konuştu: “Okulun ilk günlerinde görülen korkunun kaynağı olarak genelde anne görülüyor. Çocuk okula gittiği zaman anne-babasına bir şey olacağından, onların başına bir şey geleceğinden, hastalanacaklarından, öleceklerinden endişeleniyor. Ebeveynlerinin kendisini terk edeceklerini düşünüyor. Bunun yanı sıra, çocuğuna aşırı bağımlı olan anne-babalar da çocuklarına okulda bir şey olacağı kaygısı yaşıyor. Ebeveynin korku ve endişesi aynen çocuğa yansıdığı için bu durum çocuğun bağımlı bir kişilik özelliği kazanmasına yol açabiliyor. Ayrılma korkusunda korkunun nedeni genellikle çocuk değil, anne olarak görülüyor. Anne bilinçaltında çocuğun kendisinden ayrılıp, okula başlamasını istemiyor ve bunu çok dolaylı ve ince mesajlarla çocuğa aktarıyor. Annenin çocuğa, o okula başladığında kendisinin bütün gün onu bekleyeceğini, bunu yaparken onu çok özleyeceğini anlatması, çocukta anneyi yalnız bıraktığı için suçluluk duyguları oluşmasına neden olabiliyor. Dolayısıyla çocuk okula gitmek istemeyebiliyor. Okul korkusu, okula yeni başlayan çocuklarda görüldüğü gibi okula devam eden çocuklarda da görülebiliyor. Bazı çocuklar zorlamalara dayanamayıp okula gitmek üzere yola çıksa da, yarı yoldan geri dönüyor ya da sınıftan çıkıp eve geliyor. Çocukta neşesizlik, uykuya dalmakta güçlük, iştah kesilmesi, ödevlere karşı ilgide azalma, baş ve karın ağrıları, ateş görülebiliyor. Çocuk o gün okula gitmeyeceğini, öğretmenden korktuğunu ya da bir arkadaşının kendisini rahatsız ettiğini söyleyebiliyor. Ancak bazen okula gitmeme davranışı, çocuğun inatlaşması nedeniyle geliştirdiği bir davranış halini alabiliyor. Bu durumda inatlaşma nedenleri üzerinde durulması gerektiğini gösteriyor.”

Okul korkusu yaşayan öğrencinin bazı davranışlarıyla buna belli edeceğini anlatan Psikolog Deniz Erden, şöyle devam etti: “Genellikle anneye çok bağımlı bir çocuğun aniden anneden ayrılmasıyla ortaya çıkan bu durum, çocukta mide bulantısı, karın ağrısı ve baş dönmesine neden oluyor. Enerji ve istek kaybı, alınganlık ve sinirli olma, iştahsızlık ve uykuda huzursuz olma, mide bulantısı, ağlama, okula gitmeye direnme gibi belirtiler gözlenebiliyor. Okula gitmekten kaçınma davranışı; çocuk okul etkinliklerine karşı pasif, içe kapanık ve utangaç davranıyorsa, okulda ve evde daha çok nedensiz ağlamaya, kavga etmeye ve dikkat çekmeye başladıysa, sık sık hasta olan bir çocuk olmadığı halde baş ya da karın ağrısından şikâyet ediyorsa, bu durum okul fobisiyle açıklanıyor. Ancak bu durumun uzaması durumunda mutlaka uzman yardımı alınması gerekiyor. Öğretmen baskısı, öğrencinin okul ortamında başaramadığı ya da anlamadığı dersler konusunda eğitmen tarafından aşırı tepki gösterilmesi, uygun olmayan sınıf düzeni, arkadaş çevresinin alay etmesi, okulda ya da okul yolunda fiziksel olarak tehdit edici bir yerin ya da birilerinin olması, şiddetin ve belirsizliğin hüküm sürdüğü olumsuz bir okul ortamı, çocuğun okulda hırpalanmasına, alay edilmesine, reddedilmesine ve kavga etmesine yol açacak olumsuz yaşantılar ve iletişim becerilerinde eksikliğinin olması gibi durumlar öğrencinin okul fobisini geliştirerek depresyona girmesine sebep olabilir.”