İlik nakli bekleyen ve aynı zamanda Mersin Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi'nde alerjik astım rahatsızlığı nedeniyle tedavi görürken ambulans helikopterle kaldırıldığı Ankara'daki bir hastanede hayatını kaybeden 11 yaşındaki Merve Aytaş'ın ailesi, çocuklarının ölümünde ihmal olduğunu iddia ederek avukatları aracılığıyla Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulundu. Yoğun bakımda iken fenalaşan çocuklarına nöbetçi doktorun geç müdahale ettiğini öne süren aile, Mersin Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi'ne siyah çelenk bıraktı. Güvenlik görevlileri, ailenin hastane bahçesine çelenk bırakmasına izin vermeyerek görüntü alan gazeteciyi engelleyip tehdit etti.

Alınan bilgiye göre, Kadir ve Nalan Aytaş çifti, ilik yetmezliği hastalığı olan ve nakil için bir yıl sonraya randevu verilen 11 yaşındaki kızları Merve'nin rahatsızlanması nedeniyle Mersin Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi'ne getirdi. 12 Aralık'ta alerjik astım rahatsızlığı nedeniyle tedaviye alınan çocuk, serviste yatarken zaman zaman fenalaştı. Yoğun bakıma alınan çocuğun nefesi doktorların müdahalesi ile açıldı. Servise alınan çocuk daha sonra bronoskopi yapılacağı için yoğun bakımda tutulurken 18 Aralık gecesi fenalaştı. Ailenin iddiasına göre yoğun bakımdaki nöbetçi doktor, çocuğa yaklaşık yarım saat sonra müdahale etti. Çocuğun kalbi durmasına rağmen iddiaya göre bunlar aileden gizlendi. Aile, iyileşme olmaması üzerine 21 Aralık'ta Sağlık Bakanlığı'nı devreye sokarak hava ambulansı ile çocuklarını Ankara Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hematoloji Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne nakletti. Burada yapılan bütün müdahalelere rağmen kurtarılamayan Merve, 29 Aralık'ta hayatını kaybetti.

GÜVENLİK GÖREVLİLERİ GAZETECİYİ TEHDİT ETTİ, AİLEYİ ENGELLEDİ

Mersin Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi'nde fenalaştığı sırada yoğun bakımdaki doktorun çocuklarına geç müdahale ettiğini ve Göğüs Hastalıkları doktorunun ihmali olduğunu iddia eden aile, protesto için siyah çelenkli eylem yaptı. Oğulları Emre ile birlikte hastane önüne gelen Kadir ve Nalan Aytaç'ın, çelengi hastane bahçesine bırakmasına güvenlik görevlileri izin vermedi. Aile ile tartışma yaşayan güvenlik görevlileri, hastane bahçesinde görüntü alan gazeteciyi de engelledi. Basın mensubunu zorla dışarı çıkaran ve kamerasını kapattırmaya kalkan güvenlik görevlileri tehditler savurdu. Bunun üzerine aile çelenkle birlikte dışarı çıkarak burada açıklama yaptı. Olay yerine gelen polisler de bilgi almaya çalıştı.

Kadir Aytaş, alerjik astımdan dolayı çocukları Merve'yi 12 Aralık'ta Mersin Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi'ne getirdiklerini ve servise alındığını söyledi. 2 gün serviste yattıktan sonra çocuklarının nefesinin tıkandığını ve gündüz 10'dan gece 22'ye kadar çocuk yoğun bakımda tutulduktan sonra açıldığını ifade eden Aytaş, şöyle konuştu: "Pazartesi günü servise alındı. Akabinde pazartesi günü göğüs hastalıkları uzmanının bronoskopi yapıp boğazından bakması için imza verdik. Çocuk, bronoskopi için yoğun bakıma alındı. Annesi yanında iken 18 Aralık'ta gece 3'te çocuk 'nefesim gidiyor' diyor. Hemşirelerle nöbetçi doktoru aramalarına rağmen olaya geç müdahale ile çocuğun nefesi kilitleniyor. Çocuk can havli ile 'babam gelsin' diyor. Ben 10 dakikada Çağdaşkent'ten eşofmanımla gelmeme rağmen geldiğimde doktoru görmedim. Eşim ağlayarak 'çocuğumuzu kaybediyoruz' dedi."

Çocuğun kendi doktoru olan Hematoloji uzmanını aradığında onun bile hastaneye geldiğini anlatan acılı baba, nöbetçi doktorun geç müdahalesinden dolayı çocuğun solunum cihazına entübe edildiğini kaydetti. Nöbetçi doktorun geç geldiğini öne süren Aytaş, "Dördüncü katta kendi odasında imiş. Telefonunu sessize almış" iddiasında bulundu. Sabah çocuğun kriz geçirmemesi için solunum cihazına bağlandığı bilgisinin verildiğini anlatan Aytaş, "Burada pazartesi günü oksijenini keseceğiz. Normale gelecek, bronoskopi yapacağız denildi." diye konuştu.

Çocuğun fenalaşmasından 4 gün sonra hava ambulansı ile Ankara Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hematoloji Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne götürdüğünü anlatan Aytaş şöyle devam etti: "Ankara'da 7 gün yaşam mücadelesi verdi. Ankara'ya gittiğimizde ciğerinin bir tarafının enfeksiyonla kapandığını ve beyinde ödem olduğunu gördük. Beyninde nasıl ödem oldu? Ben burada doktoruna beyinde oksijen gitmeyle alakalı bir şey var mı diye sorduğumda 'Hayır öyle bir şey yok. Biz sadece solunum cihazına aldık' diye ifade verdi bana. Başhekimin yanında konuştular bunu. 4 gün içinde çocuğuma sadece antibiyotik veriyorlar. Alerjik olana antibiyotik verilmez diyorlar. Çocuğun ciğerinin bir tarafı kilitleniyor. Benim çocuğum 4 gün burada yatıyor, benim çocuğuma sadece solunum cihazı, arkasından yüksek dozda antibiyotik veriliyor. Niçin bir MR çekilmiyor. Niçin beyne bakılmıyor. Ben bunları kendi imkanımla Ankara'da öğreniyorum. Burada bize yaptıkları sadece beyaz kan verildi. Antibiyotik verildi. Hiç yaşama dönebilecek bir mücadelesi kalmamış burada. Konuyla ilgili doktorlardan ve hastane yetkilileri hakkında şikayetçiyim."

AİLE SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDU

Baba Kadir Aytaş daha sonra adliyeye giderek Avukatı Fatih Oyan ile birlikte suç duyurusunda bulundu.

Öte yandan konu ile görüşlerini almak istediğimizi belirtmemize, telefonla ulaştığımız sekreterine not bırakmamıza rağmen Mersin Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi Başhekimi Ahmet Serdar Ünlü'ye ulaşılamadı.