Aile ve evlilik terapisti Dr. Obengül Ejder, çocuğun ilk seveceği ve ilişki kurduğu insanın annesi olduğunu vurguladı. Anneler Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, “Anne, çocuk için yaşanan dünyanın yorumlanmasında ve toplumun temsil edilmesinde öncü ve ilk örnektir.” dedi. Çocuğun, annesinin gözetimi altında yakın çevresini ve her şeyin anlamını keşfettiğini anlatan Dr. Ejder, onun hareketlerini ve etkinliklerini takip ederek, nasıl davranacağını öğrendiğini söyledi. Böylece ilk ortak yaşamın özdeşleşme ve taklitle sürdüğünü belirterek, “Çocuk, ilk bilgilerini annesinden edinir. Anadilinin keşfedilmesi anneyle başlar. Anne çocuk ilişkis, çocuğun iletişim yeteneğinin gelişmesinde etkilidir. Dil ve iletişim sayesinde çocuk, yeni kavramlar edinerek soyut kavramla ilişkileri öğrenir.” şeklinde konuştu.

Çocuğun, otoriteyi de annesi aracılığıyla tanıdığına dikkat çeken Dr. Obengül Ejder, anne-kız ve anne-oğul iletişiminde neler yapılması gerektiğini şöyle anlattı: “İki taraf da birbirinin sevgisinden emin olmalı. Suçlayıcı bir tavırla iletişim kurmaktan kaçınılmalı. Aşırı kontrolcü tavırlarla kızına yaklaşmamaya özen göstermeli. Anne, kızına sorunlarında yanında olduğunu göstermeli. Bir arkadaş gibi değil, anne olduğunu hissettirerek davranmalı. Anne, kızına karşı iyi bir dinleyici olmalı. Annenin kızına iyi bir rol modeli olması, gelecekte kızının cinsel kimliğini, rolünü etkileyeceğinden bu konuda dikkatli olunmalı.”

‘ANNE KAYGILI OLURSA KIZI DA HAYATA OLUMSUZ BAKAR’

Annenin hep kaygılı ve korkularla kızına yaklaşmasının, onun gelecekteki hayatını da olumsuz etkileyeceğini dile getiren Ejder, annenin çatışmalı durumun ve duygularının da farkında olmasını önerdi: “Sorun çözümünde hep şimdi ve burada ne olduğu tartışılmalı, geçmişteki sorunların üzerinde durulmamalı. Sabırlı olmak, ruhsal ve duygusal bağlılığı arttırmak gerekir. Küçük adımlar atmak, değişiklikleri bir anda yapmamak büyük önem taşıyor. Anne kız ilişkisinde daha fazla konuşma var. Çok detay işin içine girdiğinde çatışma oluyor. Bu nedenle duygular iyi tahlil edildikten sonra çok gerekli ve önemli bulunan konular konuşulmalı.”

ANNE-OĞUL İLETİŞİMİNDE NELER YAPILMALI?

Türk aile yapısında erkek çocuklara sorumluluk verilmemesinin, onun gelecekteki yaşamında sıkıntılara yol açtığını aktaran Dr. Ejder, şunları söyledi: “Oğlunuzun büyümesine izin verin. Büyüyebilmesi için en azından kendisiyle ilgili sorumlulukları alabilmesi gerekir. Kendinizle kıyaslamayın; kıyaslamak, oğlunuzun kendisini mutsuz ve yetersiz hissetmesine neden olur. Bunun yerine annenin, oğlundaki farklılıkları görüp bu yönleri geliştirmesine yardımcı olması gerekir. Arkadaşça yaklaşan anne olun; genç erkeklere arkadaş gibi davranmak yerine annesi olduğunuzu, daima ona destek vereceğinizi hissettirin, çünkü onun anneye ihtiyacı var. Ergenlik çağında erkekliklerini ispatlamak amacıyla anneyle çatışmaya girmek, sık görülen bir durumdur. Genç erkekler, bu dönemde annelerinin desteğini isterler. Bu dönemde onlarla inatlaşmak, aşırı ve mantıksız yasaklarda diretmek inatlaşmalarına yol açar. İnatlaşmak da evden kaçma, okulu bırakma gibi sonuçlar doğurur. Yeterli zaman ayırın, dinleyin. Çatışmalı ergenlik döneminde oğlunuzla iletişimi bırakmayın. Arkadaşlarını küçümseyip, 'Saçını beğenmedim. O çocuk tembel, onunla niye arkadaşlık ediyorsun?' gibi cümleler kurarak yaklaşmayın. Bu tür yaklaşımların, çocuğunuzu sizden uzaklaştıracak davranışlar olduğunu unutmayın.”