Ormancılığın 170. yılı etkinlikleri çerçevesinde düzenlenen proğramda Orman Bölge Müdürü Halil Coşkun yaptığı açıklamada şunları dedi. Orman Genel Müdürlüğü olarak, Ormancılıktaki teşkilatlı bir yapılanmada 170. yılı kutlamaktayız.1839 yılında Ticaret Nezaretine bağlı olarak kurulan Orman Müdürlüğü, daha sonraki yıllarda Orman Umum Müdürlüğü adını kullanmış; bugün de Orman Genel Müdürlüğü olarak Dünya Ormancılığında yerini almıştır. Ülkemizin en köklü ve güçlü kurumlarından biri olduğunu, bugün ulaştığı teknoloji ve bilimsel seviye ile de ormanlarımızın dolayısı ile de havamızın, suyumuzun ve toprağımızın koruyucusu olarak görevini büyük bir azim ve inanç ile yerine getirdiğini hep beraber görüyoruz. Türkiye'nin en köklü kuruluşlarından biri olan Orman Genel Müdürlüğü 170 yıllık tarihi bir geçmişe sahiptir. Bu yıl kuruluşunun 170.yılını kutlamakta olan teşkilatımız 170 yılda kat ettiği merhaleler ile bugün ulaşılan ekonomik,teknolojik,bilimsel seviyelerin kamuoyuna aktarılması amacıyla Türkiye genelinde bir dizi etkinlikler düzenlemektedir Doğayı miras almadığımızın, gelecek nesillere ulaştırmak üzere emanet aldığımızın bilincindeyiz. Dünya nüfusunun hızla artmasına paralel olarak doğal kaynakların yanlış ve aşırı kullanımı toprak-su dengesinin bozulması, çevre kirliliği ve iklim değişiklikleri dünyamızı giderek yaşanmazlığa doğru itmektedir. Bu aşırı kullanmalar neticesinde doğal kaynaklarımız giderek yok olmaktadır. Hepimizin bildiği gibi atmosferdeki CO2 konsantrasyonunu azaltan ve küresel ısınmaya karşı en büyük silahlarımızdan biri de ormanlardır. Su, toprak ve hava insan için en önemli yaşam kaynağıdır Aldığımız havanın kalitesinden, su ve toprak değerlerimize, kullandığımız eşyalara kadar çok geniş bir alanda yarar sağladığımız ormanlarımızı, gelişen sanayileşme ve bilinçsiz kentleşmeye kurban etmekteyiz. Hayatımızın her alanında faydalandığımız ormanlarımızın, korunması ve tahrip ettiklerimizin yerine yeniden yapılandırılması geleceğimiz açısından son derece önemlidir. Çarpık kent yaşamının artması ve sanayileşme; doğal dengeyi tehdit altında bırakılmıştır. Giderek küreselleşen dünyada Ormanların hayatımızdaki yeri daha bir hissedilir olmuştur. Yeryüzünde doğal kaynaklarımız arasında, yenilenebilir kaynak olma özelliği nedeni ile ormanın hayatımız ile özdeş olduğunu görürüz. Petrolde bir doğal kaynaktır, ancak insanlar bunun önümüzdeki süreçde biteceğinde hemfikirdirler. Bu özelliği ile ormanlar insanlar için yaratanın bir hediyesidir denilebilir. Orman teşkilatları olarak 2008-2012 yıllarını içine alan Eylem Planı yaparak rehabilitasyon projeleri başlattık. Bozuk orman alanlarının rehabilitesi için çalışıyoruz. Bizim adımıza sevindirici olan şudur ki; dünyada orman alanlarını artıran ender ülkelerden biriyiz. 20.2 milyon Ha.dan 21.5 milyon Ha. orman alanına ulaştık. Orman yangınları Akdeniz Kuşağı ülkelerin bir gerçeğidir. Orman Genel Müdürlüğümüz, orman yangınlarıyla mücadelede yeni teknolojileri geliştirmede ve donanımda son derece başarılıdır. Son yıllarda kullandığımız, Hava gücümüz ve Araç filolarımız ile belli bir seviyeye gelmiş durumdayız. On adet hafif motorize su atar araçlar Temmuz ayında hizmette olacaktır. Orman Yangınları bir savaş halidir. Bu da savaşçıların disiplinli hareketi ile kazanılabilir. Dileğimiz orman yangınlarının hiç çıkmamasıdır. Ancak bu yaşamın tabiatına terstir. İnsan var ise yangın da olacaktır. Bize düşen görev insanımızı iyi eğitmektir. Teşkilatımız yanan alanların yeniden fidan ile buluşması konusunu ”˜bir yıl içerisinde yapılacaktır' tarzında kurala bağlamıştır.Bize güvenilmesini ve emanetin ehil ellerde olduğunun bilinmesini istiyoruz. 2009 yıllı yazında yangınsız bir sezon diliyor dedi. Haber&foto: İlkerYİYEN