Habertürk televizyonunda Fatih Altaylı'nın sunduğu Teke Tek programına çıkan Cübbeli Ahmet hoca çarpıcı açıklamalarda bulundu. Cübbeli Ahmet hoca adıyla bilinen Ahmet Mahmut Ünlü kendisi hakkında medyada konuşulan sorulara cevap verdi. Adapazarı Depremi'nden ev hayatına, Barbie Bebek hakkındaki konuşmasından servetine kadar birçok soruya cevap veren Cübbeli Ahmet hoca, medya tarafından sözlerinin çarpıtıldığını işaret etti. Hakkındaki bir çok spekülasyonunun medyanın yanlış yönlendirmesinden kaynaklandığını ifade eden Cübbeli Ahmet, uzun konuşmasına rağmen sorulara verdiği kısa cevapların ve nükteli açıklamalarının birileri tarafından yanlış anlaşıldığını söyledi. “Şeyhimiz hiçbir zaman devlete isyan etmedi” Fatih Altaylı doğru, mert ve dürüst bir insan olduğu için bu programı tercih ettim diyen Cübbeli, bağlı bulunduğu İsmailağa cemaati hakkında, “İsmailağa özel bir yapılanma değildir, bir camii cemaatidir. Asla organize bir yapı olmadık” dedi. Kendisi hakkındaki bir soruya Cübbeli şu şekilde cevap verdi; “Küçük yaşta camiilerde vaaz vermeye başladım, 1980'de icazet törenime 50.000 kişi katıldı. Kendimin de anlayamadığım bir cazibem var.” “Medreseler Osmanlı döneminde askerden kaçmak için istismar ediliyordu. Cumhuriyet döneminde ise insanlar sadece Allah rızası için medreselere gider oldu. Böyle bir hayra vesile oldu...” diyen Cübbeli Ahmet, İsmailağa cemaatinin kurucusu Şeyh Ali Haydar Efendi'nin devlete karşı hiçbir isyanı olmadığını, kendisinin İstiklal mahkemelerinde idamla yargılanmış ve beraat etmiş olduğunu vurguladı. "Hata yaptım, özür diliyorum" Adapazarı depremi sırasında yaptığı konuşmanın Kur'an-ı Kerim ve Sünnet kaynaklı olduğunu belirten Cübbeli hoca, ancak konuşmasından isim ve yer vererek yaptığı bazı eleştirilerden dolayı özür dilediğini bildirdi. Bu konuşmasından dolayı DGM'de de ifade verdiğini belirten Cübbeli Ahmet, "Hata yaptım. Hatadan dönmek erdemdir" dedi. “Başımıza gelen musibetlerin kendi yaptıklarımızdan dolayı olduğuna inanıyorum” diyen Cübbeli, deprem sırasında yaptığı sert konuşmanın basında bazı insanların depremden dolayı Allah'a isyan etmesi ve İslam aleyhine konuşların neden olduğunu söyledi. Ahmet hoca, "Allah'a karşı terbiyesizce söz edenler ve yazı yazanlar bizi tahrik ediyor" diye konuştu. İsmailağa Cemaatinin ileri gelen hocalarından olan Cübbeli Ahmet hoca, jetski kullanması hakkındaki soruya da, yüzmek sünnetir. Yüzmek için gittiğim yerde birinin tavsiyesi üzerine jetski kullandığını açıkladı. Siyasete ihale için girilir Fatih Altaylı'nın siyasette hiçbir bağlantılarının olup olmadığı üzerine sorulan bir soruya Cübbeli, “İsmailağa siyasete bulaşmaz. Mecliste hiçbir adamımız yoktur. Oraya ancak ihale ile uğraşanlar ya da makam ve mevki peşinde olanlar adam yerleştirir. İnsana “Allah” dedirtenler bunu yapmaz” diye konuştu. CHP'nin çarşaf açılımını desteklediğini söyleyen Cübbeli Ahmet hoca, çarşafı gericilik olarak eleştiren başka bir partiyi ise eleştirdi. Dini siyasete bulaştıranların kınayan Cübbeli hoca, “siyasetçiler bizim kapımıza uğramaz. Tarikatların siyasi partilerle ilişki içinde olmalarını onaylamıyorum. Din siyasete alet edilmemeli” dedi. “Cemaatimiz camii cemaati olduğundan siyasetle hiçbir alakamız yoktur bizim amacımız insanlara zikre teşviktir diyen Cübbeli, “Cemaatimizden Müslümanların ortaklaşa şirket kurmalarına karşıyız. Şirketleşme Müslümanlara zarar veriyor” diye açıklamada bulundu. Avrupa Birliği bizim üstümüzde oyun oynuyor Cübbeli Ahmet konuşmasına şöyle devam etti, “Cemaatimiz Çarşamba semtinden kaçırılmak isteniyor. Bunun sebebi de dış mihraklar. BM ve AB'nin Balat projesi sebebiyle cemaatimiz ürkütülmeye çalışılıyor.” Hüseyin Üzmez yapmış ise “günahkardır” Hüseyin Üzmez üzerine sorulan bir soruya Cübbeli şu cevabı verdi, “Zina gibi hassas bir konuda bu olaya görmedikten ya da şahsın kendisi itirafta bulunmadıkça aleyhine konuşmak yakışık almaz. İslam bu tür olaylarda olayı bizzat gören dört kişinin şahitliğini ister. Çağımızda yapılan şantajlara dikkat edelim. Eğer yapmış ise günahkardır kafir olmaz.” Yedi yaşından büyük kız çocuklarını öpmek 7 yaşından büyük kız çocuklarını öpmek ile ilgili yaptığı açıklamanın “Seddi zerai” (maslahat) gereği caiz olmadığını söylediğini belirten Cübbeli, “milyonda bir sapık bir baba olabilir bunu engellemek için bunu dedim” diye konuştu. Ancak ben kızımı öpüyorum diyen Cübbeli Ahmet, Avrupa'da ya da dünyanın farklı bölgelerinde kızlarından çocukları olan sapık babaların artışına dikkat çekti. Yaşar Nuri ile tartışmaya hazırım Cübbeli'nin yazılarında ve konuşmalarında eleştiri konusu olan Yaşar Nuri Öztürk ile tarihçi-yazar Murat Bardakçı hakemliğinde tartışmaya hazır olduğunu açıkladı. Öztürk ile televizyonda tartışmadan önce Bardakçı ile konuşması gerektiğini ve uygun bir zamanın beklenmesi gerektiğini ifade eden Cübbeli, tartışmanın seviyeli olması gerektiğini söyledi. Altaylı, Cübbeli yapılacak tartışmanın tamamen seviyeli ve karşılıklı kırıcı sözler yerine ilmi geçeceği konusunda garanti verdiğini belirtti. Barbie bebekler uygun rol model değil Altaylı'nın “Barbie bebeklerin insanları tahrik ettiği” iddiasının kendisine ait olup olmadığını sorması üzerine Cübbeli, böyle bir söz sarfetmediğini söyledi. Barbie bebeklerin çocuklar için rol model olarak uyduğu olmadığını ve zararlı olduğunu söyleyen Cübbeli, “Bu oyuncaklar bebek değil, büyüğün küçültülmüş hali, bunlar çocukların çabuk ergenleşmesine neden oluyor. Batıda dahi bunun tartışmaları var. Bunlar zararlı. Bu konuda batıda yapılmış onlarca anket ve araştırma var” diye konuştu. Cemaatimizde kıyafet zorunluluğu yok İsmailağa cemaatinde kılık kıyafet zorunluluğu olmadığını söylen Cübbeli, “Cemaat içinde isteyen cübbe şalvar giyer isteyen çarşaf giyer isteyen giymez” dedi. Vaazlarına katılanların çoğunun kendisi gibi giyinmediğini söyleyen Cübbeli, cemaatlerinde televizyonunu ve interneti olanın da olmayanın da olduğunu vurguladı. Kötü yayınları ve çocuklar üzerindeki olumsuz etkilerinden dolayı bunların evlerde bulundurulmasını iyi karşılamadığını belirten Cübbeli, kendisinin bunları takip ettiği çünkü buradaki yanlışlara bir hoca olarak cevap vermesi gerektiğini ifade etti. Fazla bir servetinin olmadığını ve 12 milyarlık bir arabasını olduğunu söyleyen Cübbeli, geçmişte yaptığı bir Kur'an kursu ile ilgili toplanan paralar hakkında şunları söyledi, “Külliyemize 28 Şubat döneminde haksız yere el koydular. O külliye için çok insan bağışta bulundu. Kimisi de vefat etti. Biz istiyoruz ki o külliye Diyanete bağlı camii olsun ölenlerin ruhları için ezan okunsun orada. Bize verin demiyoruz. Diyanet'in camiisi olsun.” Cübbeli, İsmailağa cemaatinin de halktan para toplamadığını belirtti. "Harun Yahya Mehdi değildir" Harun Yahya adıyla bilinen Adnan Oktar ile şahsi bir sorununun olmadığını söyleyen Cübbeli, “Ben onun çok eskiden beri Mehdilik iddiasında olduğunu biliyordum ama en son kulağımla duyunca karşı çıktım. 100 tane hadis beni haber veriyor diyor. Oysa 1 tane hadis bile onu haber vermiyor” dedi. Harun Yahya'yı 30 yıldır tanıdığını söyleyen Cübbeli Ahmet, “Adnan hoca mehdi değildir” diye konuştu. Kim bu dönemlerde mehdiyim derse yalancıdır diyen Cübbeli, “Mehdi hakkında yaptığım araştırmalar sonucu onun yüzyıl sonra ortaya çıkacağını gösteriyor. Ayrıca kıyametin tüm büyük alametlerinin zuhur ettiğini bir dönemde ortaya çıkacaktır” dedi. Cübbeli konuşmasına şöyle devam etti, “İmam Rabbani diyor ki Mehdi her yüzyılın ilk çeyreğinde çıkabilir. Yani bu yüzyıl içinde mehdi gelmeyecek. Hatta Kıyamet bile en az 120 yıl sonra kopabilir. Çünkü Güneş batıdan doğmadıkça diyor hadis. Yani en az 120 yıl var daha kıyamete.” Şii ve Vahhabilere karşı Osmanlıyı savunmalıyız “Vatanın bölünmemesi ve birliği bizim için esastır” diyen Cübbeli, “Bunun için dış mihraklara dikkat etmek gerekir. Suudi Arabistan Vahhabiliği, İran'da Şiiliği Türkiye'ye sokmaya çalışıyor. Biz ecdadımız Osmanlı'nın Ehl-i Sünnet yolunu takip etmeliyiz. Dış mihraklara kapılmamalıyız” diye konuştu. Atatürk dönemi özgürlükler dönemiydi Fatih Altaylının cumhuriyete karşı olup olmadıkları üzerinde sorduğu bir soruya Cübbeli Ahmet şöyle cevap verdi; “İslam özgürlüğü ister. Atatürk dönemi de özgürlük dönemiydi. Atatürk işi ehline verirdi. Örneğin Atatürk Elmalılı Hamdi Yazır'a ki o Ehli Sünnet âlimidir, tefsir yazdırttı. Yine Atatürk Buhari'yi tercüme ettirmiştir. Ancak O'ndan sonrakiler, dindarlara baskılar yaptı. Camiileri kapattı. Rejim Menderes döneminden sonra demokrasiye geçti ne güzel. Halk istediğini seçmeye başladı. Tabi bazen de kesintiye uğradı. Ama Rejim, toplumun ortak müştereklerinde rayına oturdu. Cumhuriyetin kurucusunun dinle savaşı olmamıştır. Sonrasında olanlar olmuştur. Dinin iyi anlaşılması için kendi cebinden para vermiştir. Atatürk döneminde çarşaf değil, peçe yasaklanmıştır.”