İşte merhum [B]Turgut Özal[/B]'dan sonra senelerdir böyle bir cumhurbaşkanı hasretini bitiren de bu gidişle mevcut [B]Cumhurbaşkanı Abdullah Gül[/B] olacak. [B]Türkiye Cumhuriyeti'nin 11.Cumhurbaşkanı[/B] olarak [U]28 Ağustos 2007 [/U]tarihinde Çankaya Köşkü'ne çıkan [B]Abdullah Gül[/B], sıkıntılı bir cumhurbaşkanlığı seçim sürecinden sonra hiç vakit kaybetmeden halkın içine girdi ve halkla bütünleşti. Cumhurbaşkanı Gül, ilk yurtiçi gezisi için [B]Van[/B]'a ardından da [B]Başkale, Hakkâri, Yüksekova, Siirt, Şırnak ve Diyarbakır'a [/B]da gitti. Daha sonra da ülkenin daha birçok şehrini [B]“doğu-batı, kuzey-güney”[/B] diye ayırt etmeden gezdi. Ve geçenlerde de önce [B]Bayburt[/B] olmak üzere [B]Erzurum[/B]'u da ziyaret etti. [IMG]http://www.secimler.tv/resimler/haber/turgut-ozalin-16-olum-yildonumu_86985.jpg[/IMG] [U][B]Halkla İç İçe Bir Cumhurbaşkanı[/B][/U] [B]Şimdi gelelim asıl mevzuumuza”¦[/B]Cumhurbaşkanı Gül, görevine başladığı günden bu yana ziyaret ettiği memleketlerin hemen hemen hepsinde büyük bir sevgi seliyle karşılandı ve öylece de uğurlandı. Bu ziyaretlerde halka verdiği mesaj da çok açık ve netti: [B][U]“Devlet her zaman hizmetinizdedir”.[/U][/B] Gittiği tüm şehirde yoğun sevgi gösterileriyle karşılaşan Gül'ün gönlünü vatandaşlarımız fethetti. Tabii ki şu da aşikârdır ki bu kadar sevgi de Gül'ün, vatandaşlarımızın gönlünü fethettiğini ispat ediyor. [U][B]Geçmişteki Cumhurbaşkanlarımıza Bir Göz Atalım”¦[/B][/U] Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulduğu yıl olan 1923'ten bu yana mevcut cumhurbaşkanı ile birlikte tam [B]“11 Cumhurbaşkanı” [/B][U]Çankaya Köşkü'ne [/U]çıkmış. Benim akıl bâliğ olduğum dönemde cumhurbaşkanı merhum [B]Turgut Özal'dı[/B]. 1989-1993 yılları arasında cumhurbaşkanlığı görevini hakkıyla yerine getiren merhum Özal, galiba [B]Türkiye Cumhuriyeti'nin hem ekonomik hem de politika olarak ve askerî yönden en rahat olduğu bir dönemi Türk halkına yaşattı[/B]. Onun döneminde ben daha [U]7 yaşlarında[/U] olduğum halde onun yönetiminin huzurunu memleketimde doyasıya yaşıyordum. [B]Öyle ki ne siyasette ne askeriyede ne de halk arasında tek bir huzursuzluk bile yoktu.[/B] Bir kere merhum Özal, kişiliğiyle, davranışlarıyla, halkın hassasiyetlerini çok iyi bilen, halkla iç içe olan, halk tarafından da çok sevilen, T.C.'nin en saygıdeğer ve en sevecen cumhurbaşkanlarından biri olmuştur. Böyle bir dönemin saygıdeğer cumhurbaşkanına ihanet ederek uğurlamak sanırım acıların en acısı olmalıdır. Önce suikasta uğrayan, sonra da sebebi meçhul bir şekilde dünyaya gözlerini yuman [B]Özal, Türkiye Cumhuriyeti'nin gelmiş geçmiş “En İyi Cumhurbaşkanı”dır[/B]. Kimse bunu inkâr edemez. Ruhu şÃ¢d olsun”¦ [U][B]Turgut Özal'dan Sonra Köşk, Yokları Oynadı[/B][/U] Merhum Turgut Özal'ın [B]1993[/B]'teki vefatından sonra köşk koltuğuna [B]9.Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel [/B]oturdu. Demirel döneminde bırakın huzuru, rahatsızlık adına birçok olay yaşandı. Siz de takdir edersiniz ki bu olayların en büyüğü şüphesiz [B]“28 Şubat 1997 Post-Modern Darbesi”[/B]dir. Şubat'ın esen soğuklarından korunmaya çalışan halk [B]28 Şubat [/B]ile artık iyice donmaya başlamıştı. Halk, imanlı ve laik olarak kutuplara ayrıştırılmaya çalışıldı. Dinini yaşamak isteyen vatandaşlara her alanda baskı yapıldı. Nihayet o senaryoların kırıkları yavaş yavaş toplanıyor ama [B]kırılan camlar yapıştırılsa bile eskisi gibi güzel olamıyor ve olamayacak, o kesin.[/B] [U][B]Ahmet Necdet Sezer, Halkla Bütünleşemedi [/B][/U] [B]2000 yılında Süleyman Demirel[/B]'in görev süresinin dolmasıyla [B]10.Cumhurbaşkanı seçilen Anayasa Mahkemesi Eski Başkanı Ahmet Necdet Sezer[/B], halk tarafından büyük umutlarla karşılandı. Öyle ki halk artık [B]28 Şubat Post-Modern Darbesi[/B]'nin yaralarını sarmak istiyordu. Ama vatandaşlar, Ahmet Necdet Sezer'in cumhurbaşkanlığı görev sürecinde büyük bir hayal kırıklığına uğradı. [B]“Hukuk Adamı”[/B] olduğu için büyük bir heyecanla beklenen Cumhurbaşkanı Sezer, [U]halk arasına bile doğru-dürüst girmedi[/U]. Özellikle de doğu bölgesine ve bu bölgenin illerine tamamen yabancı kalan Sezer, görev süresince halkı tatmin edememiştir. Öyle ki Ahmet Necdet Sezer, ne geldiği yerde ne de gittiği yerde sevgi gösterileriyle karşılanmamıştır. Ve o şekilde [B]2007 [/B]yılında görevini bitirmiştir. [U][B]Abdullah Gül, “Gönüllerin Cumhurbaşkanı” Bile Oldu[/B][/U] [B]2007 yılında AKP milletvekiliyken Cumhurbaşkanlığı[/B]'na aday gösterilen Abdullah Gül, cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde başta [B]CHP[/B] olmak üzere bazı odaklar tarafından engellenmeye çalışılmıştır. Özellikle de ilk oturumun [B]367 milletvekili[/B] olmadan açılamayacağı gibi olmayan bir kanun ve komedi ile ülke gündemine oturan [B]Cumhurbaşkanlığı [/B]seçiminde, yapılan tüm haksızlıklara karşı [B]Abdullah Gül[/B], [U]28 Ağustos 2007[/U] tarihinde yapılan [B]üçüncü turda 339 oy alarak Türkiye Cumhuriyetinin 11. Cumhurbaşkanı seçildi[/B]. Böylece [U]Nisan 2007'de [/U]başlayan ve [U]4 ay gibi[/U] uzun bir seçim sürecinden sonra cumhurbaşkanlığı seçimi sona ermiş oldu. [B]367 kararının mimarı Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu[/B] ve bu kararı destekleyerek tartışmayı [B]Anayasa Mahkemesi[/B]'ne taşıyan [B]CHP[/B], ne kadar yanlış yaptığının farkına varamasalar da birgün tarih onların da bu yanlışlarını sorgulayacaktır. Merhum büyük şair [B]Mehmet Akif Ersoy[/B]'un da dediği gibi: [B]“Kim bilir belki yarın, belki yarından da yakın”¦”[/B] AKP milletvekiliyken de halkın büyük bir sempati duyduğu Abdullah Gül, cumhurbaşkanlığı seçim sürecindeki haksızlıklarla daha büyük bir sempati kazanmış ve seçilmesinden hemen sonra tüm ülkede sevgi gösterileriyle bu haklı davanın kazanılması kutlanmıştır. Göreve geldiği günden bu yana ilk olarak [B]Doğu Bölgesi[/B]'ndeki [B]Van [/B]iline ziyarette bulunan [B]Gül[/B], görev sürecisince halkla iç içe olacağının sinyallerini de bu ilk ziyaretiyle vermiş oldu ve yaptıkları tüm ziyaretlerde de bunu kanıtladı. [B]Gül, tüm bu özellikleriyle de bize merhum Turgut Özal'ı hatırlatıyor.[/B] Öyle ki [B]T.C.[/B]'nin mevcut Cumhurbaşkanı olan Abdullah Gül, [B]“Gönüllerin Cumhurbaşkanı”[/B] olarak da zihinlere yer edinmiş durumda. Galiba ülkede [B]“ikinci bir Turgut Özal sendromu” [/B]yaşanıyor. [I][U][B]Saygı ve sevgilerimle”¦[/B][/U][/I]