Sanık Öztürk, Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza ve İnfaz  Kurumları kampüsündeki duruşma salonunda görülen duruşmada, "bayrak, vatan,  cumhuriyet uğruna, gerekirse canını seve seve verebileceği yönündeki askerlik  yeminine sadık kaldığını" iddia etti.

Öztürk, şunları kaydetti:

"Gerçekleştirilen hain darbe girişimiyle ilişkilendirilerek, hain  suçlamasıyla yargılanmak bana bu dünyada verilecek en büyük cezadır. 46 yılını  üniforma içinde geçiren biri için bundan üzücü ne olabilir? Bu rütbe ve yaşa  gelmiş biri olarak silah arkadaşlarıma, devletin kurumlarına silah doğrultacak  kişi değilim. Yüce milletim, komutanlarım, silah arkadaşlarım ve çok değerli  aileler bilsinler ki bu hain girişimle hiçbir ilgim yok."

Darbe teşebbüsüyle ülkenin ve insanların travma yaşadıklarını, çok  üzücü olaylar meydana geldiğini belirten Öztürk, "Şehitlere rahmet, yaralılara  şifa, ulusa başsağlığı diliyorum." dedi.

Öztürk, darbe teşebbüsüne katılan, katkısı olan, gerçekleşmesi için  bilerek veya isteyerek maddi ve manevi çaba gösterenlerin cezalandırılmaları  gerektiğini söyledi.

Bu yapılırken evrensel hukuk kurullarının uygulanması, suçlu ve  suçsuzun kesin kriterlerle saptanması, sonuca göre eyleme katılanların  cezalandırılması gerektiğini ifade eden Öztürk, darbe girişiminin hemen ardından,  neyin ne olduğu belli değilken basın ve yayın organlarında yapılan linç  kampanyası haberlerinin delil olarak değerlendirilmesi halinde adil yargılamadan  bahsedilemeyeceğini öne sürdü.

Hakkında çıkan, doğru olmadığını iddia ettiği haberleri sıralayan  Öztürk, bir kişinin, kendisinin PKK'lı olduğu yönünde ihbarda bulunduğunu  anlattı.

Öztürk, 2015'te PKK'ya karşı en büyük operasyonu yapan Hava Kuvvetleri  Komutanı olduğunu ileri sürerek, "Ben bu ihbarla PKK'lılıkla suçlanıyorum. Aynen  Balyoz ve Ergenekon olaylarında olduğu gibi, o davalarda eski Genelkurmay  Başkanı'nın terör örgütü elebaşı olarak nitelendirildiği ve suçlandığı gibi bir  senaryoyla TSK'yı yıpratmak ve küçük düşürmek isteyen mihraklar, FETÖ'nün bu  faaliyetinden istifade etmek istiyorlar diye düşünüyorum." ifadelerini kullandı.

İddianamenin, basın yayın organlarının propagandası ve tanımadığı  kişilerin gerçeğe aykırı beyanları baz alınarak hazırlandığı iddiasında bulunan  Öztürk, 29 Haziran ve 21 Temmuz 2016 arasında Gümüldür'de askeri kampta tatil  planı yaptığını ancak Güney Kore'den dönmesi nedeniyle 3 Temmuz'da kampa  katıldığını söyledi.

Kamptan, 9 Temmuz'da kardeşinin oğluna kız istemek amacıyla İzmir'den  Çerkezköy'e gittiğini, ardından kampa döndüğünü anlatan Öztürk, eşinin  rahatsızlığı nedeniyle tatili kısa kesip, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral  Salih Zeki Çolak'a tahsisli uçakla Ankara'ya geldiklerini kaydetti.

Öztürk, 9 Temmuz'daki Trakya seyahati dışında, 3 ve 15 Temmuz arasında  kampta olduğunu ifade ederek, general olduğu belirtilen gizli tanığın İzmir'de  verdiği ve kendisinin darbe girişiminden önce Ankara'da darbe toplantılarına  katıldığı iddiasının doğru olmadığını savundu.

Öte yandan, savunması sırasında bazı müştekiler Öztürk'e, "Geber" ve  "Amerika'nın köpeği" diye bağırdı.

Duruşmada, Öztürk'ün savunmasının alınmasına devam ediliyor.