Başbakan Ahmet Davutoğlu, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) dershanelerin kapatılmasını sağlayan yasayı iptal etmesine ilişkin, “Hukuki bir süreç varsa ki var. Oradan çıkan karara saygı duyarız” dedi.

Davutoğlu, Başbakanlık Resmi Konutu'nda gerçekleştirilen NTV'nin canlı yayınında, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevapladı. Dershanelerin kapatılmasının iptal edilmesine yönelik bir soruya yanıt veren Davutoğlu, “Çıkan karara saygı duyarız. İster Anayasa Mahkemesi olsun, ister Yargıtay, ister Danıştay, hangi hukuki süreç varsa. Kararın gerekçesi oluşmadığı için şu an onunla ilgili bir şey söylemek doğru değil. Saygı duyarız ama kararın ne kadar isabetli olduğuna, neye yol açtığına yürütme erki olarak ifade etmek ve çözüm bulmak zorundayız. Çünkü dönüşümü gerçekleştirmiş birçok dershane var. Onların mağdur edilmemeleri lazım” diye konuştu.

Davutoğlu, şunları söyledi: “Ben bunu hukuk yürütme yargı ilişkisinde hep yanlış anlaşıldığı kanaatindeyim. Yargı bir uygulamayla ilgili herhangi bir mağduriyeti gidermek için bir karar alabilir. Ama yargı politika belirlemez. Yargı, eğitim politikamız şöyle olmalı yaklaşımıyla bir karar alamaz.”

“DERSHANELER ÖRGÜN EĞİTİMİ ZAYIFLATIYOR”

Dershanelerin zamanla vatandaşlar üzerinde gereksiz bir yük oluşturduğunu savunan Başbakan, “Örgün eğitimi, esas ana damar eğitimi zayıflattığı kanaatiyle bu kararı aldık. Herkes eğri oturup doğru konuşsun, son yıl liselere kimse göndermiyordu çocuğunu. Aman mekanik bir şekilde doğru cevapları versin de üniversiteye en kısa yoldan girsin. Lisede okumasa da olur noktasına gelmişti. Test mantığını yapmak zorundayız çünkü milyonlarca öğrenciyi objektif olarak karşılaştıramıyorsun. Ama testi sevmezdim bir akademisyen olarak, bir hoca olarak. Çünkü test, tesadüfiliği de beraberinde getiren ve insanın muhakeme kabiliyetini yok eden bir şey. Halbuki muhakeme bu değil” şeklinde konuştu.

“EĞİTİM KONUSUYLA İSTEDİĞİM ÖLÇÜDE İLGİLENEMEDİM”

Davutoğlu, açıklamalarına şöyle devam etti: “Eğitim konusuyla istediğim ölçüde ilgilenemedim. Ama bundan sonra daha fazla ilgilenmek zorunda olduğumu hissediyorum. Çünkü buradaki zaafların, birikmiş birçok sorunun olduğunun farkındayız. Ama bu sorunlara baktığımızda, bazılarının, dershane meselesinde olduğu gibi, sistemin dışında bir unsurun fazla büyümesi, devasa büyümesi sonucunda sistemi istismar etmeye başlaması. Burada dolayısıyla biz kararını veririz eğitim politikasının ne olacağına, Anayasa Mahkemesi değil. Ha burada bir yanlış, bir mağduriyet varsa Anayasa Mahkemesi kararını verir ve biz buna bakarız nasıl telafi ederiz diye. Ama eğitim politikasına biz karar veririz. Biz bu gücü de milletten alırız. Dershanelerle ilgili yaklaşımımızın değişeceğini kimse beklemesin.”