‘Milyonlarca Nefes Teröre Karşı Tek Ses’ mitinginde konuşan Başbakan Ahmet Davutoğlu, terörle mücadelenin devam edeceğini söyledi. Davutoğlu, “Dağlarımız bu çetelerden temizlenene kadar, şehirlerimiz haraç alan, baskı yapan zalimlerden teröristlerden temizlenene kadar bu mücadele gece ve gündüz aralıksız devam edecek. 1 Kasım’a giderken seçim güvenliğini de alacağız, huzur operasyonuna devam edeceğiz.” dedi.

Sivil Dayanışma Platformu tarafından Kazlıçeşme Meydanı’nda düzenlenen ‘Milyonlarca Nefes Teröre Karşı Tek Ses’ mitingine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Ahmet Davutoğlu, Meclis Başkanı İsmet Yılmaz, çok sayıda bakan ve milletvekili ile vatandaşlar katıldı.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından mitingde ilk konuşmayı Sivil Dayanışma Platformu Başkanı Ayhan Ogan yaptı. Daha sonra çözüm süreci ve sonrasına ilişkin film gösterildi. Kur’an-ı Kerim tilaveti ve sonrasındaki duanın ardından kürsüye Ahmet Davutoğlu çıktı. Konuşmasında kardeşlik mesajları veren Davutoğlu, çözüm süreci ve öncesinde yapılan reformlara değindi. Davutoğlu, “Şu anda Türkiye’de iki farklı yaklaşım var. Birincisi nefesleri, yürekleri birleştiren bir anlayış, bir de nefesleri bölen yürekleri parçalayan bir anlayış. İşte biz Sayın Cumhurbaşkanımızın öncülüğü ile başlayan AK Parti iktidarında tek bir şey hedefledik; yürekleri birleştirmek, gönülleri birleştirmek. Sayın Cumhurbaşkanımızın iktidara geldiğinde olağanüstü hal vardı, kaldırdık. O yıllarda Kürtçe şarkı, türkü dahi yasaktı. Bütün yasakları kaldırdık. Yaylalar, mezralar Anadolu insanına kapatılmıştı, hepsini açtık. Yaylalarda halaylar, türküler söylenmeye başlandı. Kürtçe yayın yapan TRT Şeş’i daha sonra TRT Kürdi’yi kurduk. Her türlü yasağı kaldırdık. Çünkü bizim inancımızca ırkçılığın her türü ayaklarımızın altındadır. Hiçbir ırkçılığa, hiçbir ayrımcılığa izin vermedik, vermeyiz. Önce demokratikleşme dedik.” şeklinde konuştu.

“Bugüne kadar vatandaşlarımıza ne söz verdiysek hepsini yaptık.” diyen Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yasakların hepsini kaldırdık, kardeşliği ihdas edecek şekilde her türlü adımı attık. Sonra milli birlik kardeşlik projesi, arkasından çözüm süreci ile tek bir şeyi hedefledik. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığının onurunu taşıyan herkes eşittir. Türkü, Kürdü, Rumelilisi, Mezopotamyalısı, Kafkas’ı herkes eşittir. Biz vatandaşlarımızın yüzlerini gördük mü nerelisin diye sormayız.

Biz bu aşkla çalışırken tek bir şey gündeme getirildi çözüm sürecinde. Dedik ki ‘Türkiye’de artık herkes hür türlü görüşü ortaya koyabiliyor. Herkes fikrini açıkça söyleyebiliyor. Gelin bu silahları terk edin’ dedik. 2013’te çözüm sürecinin tohumu böyle atıldı. Silahları gömün, silahlı gruplar Türkiye’yi terk etsin dedik. Nevruz mesajına rağmen Mayıs ayından itibaren çekilmesi gereken silahlı gruplar Türkiye’yi terk etmedi. Çözüm süreci doğru istikametinde yürürken dış odaklar, kardeşi kardeşe kırdırmak isteyen odaklar Gezi provokasyonlarını başlattı. çekilmeye başlayan gruplar çekilmeyi bıraktılar. Daha sonra 17-25 Aralık kumpası kuruldu. Hedefleri bir ve açıktı; milletin birliği, beraberliğini yok etmek. Buna rağmen biz çözüm süreci içinde her türlü adımı attık. Gerekli yasal düzenlemeleri yaptık. Kamu düzenini tesis için her türlü çalışmayı yürüttük.

7 Haziran seçimleri öncesi Fetih mitinginde yine Cumhurbaşkanımızla size hitap ettiğimizde 7 Haziran perspektifini verirken aynı zamanda çözüm süreci üzerinden kardeşlik perspektifi de verdik. Ama onlar 7 Haziran’dan hemen sonra 8-9 Haziran’dan itibaren silahlanma çağrıları yaptılar. Ayaklanma çağrıları yaptılar, her yerde olan çetelere harekete geçin dediler. Bunu diyenler onlar değildi, onlar piyon, bunu diyenler bu piyonları kullanan bazı dış odaklar.”

Operasyonlarla ilgili kendilerini suçlayanların 7 Haziran sonrası terörü başlattığını ileri süren Davutoğlu, şöyle devam etti: “Şimdi bizi suçlayanlar, şimdi bizi 1 Kasım seçimlerine giderken terör operasyonları başlattı diyenler 22 Temmuz sabahında o iki masum polisimiz uyurken şehit eden hainlere cevap verdiğimizi, vereceğimiz bir kez daha bilsinler. Zannettiler ki Türkiye’de yönetim boşluğu var. Şimdi darbe vakti dediler, harekete geçtiler. 7 Haziran’dan bu yana ülkenin birliği beraberliği için hiçbir yönetim boşluğu olmadan geçi gündüz çalıştığımıza şahit misiniz? 4.41

23 Temmuz sabahından bu yana, üç ayaklı bir operasyon ile önce Suriye’de DEAŞ mevzilerine karşı, Mehmetçiği şehit eden DEAŞ mevzilerini yerle bir ettik. Sonra Ceylanpınar’da polisimizi, Adıyaman’da askerimizi şehit etme talimatı veren Kandil’i ve çevresindeki bütün kampları yele bir ettik, etmeye de devam edeceğiz. Hiç kimse bizim rehavete kapılacağımızı, yavaşlayacağımızı ya da milletimizi tehdit eden bu terör odaklarına karşı işi yavaşlatacağımızı düşünmesin. Bu mücadeleyi sonuna kadar, silahlar bırakılana kadar sürdürmeye kararlıyız.”