HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, "Barış çağrısının geç kalması olur mu? Bugün biz barışı sağlayabilirsek yarın ölme ihtimali olan gençlerimizin önünü engellemiş oluruz. Biz ne zaman savaş çağrısı yaptık ki, savaş çağrısına geç kaldınız diyorlar." dedi.

Selahattin Demirtaş'ın başkanlığındaki heyet, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Genel Merkezi'ne Suruç Katliamı için başsağlığı ve geçmiş olsun ziyaretinde bulundu. Demirtaş, AK Parti’nin Suruç katliamcılarını ve tetikçilerini yakalama gibi bir niyetinin olmadığını söyleyerek, “Sağlıklı bir soruşturmayla, adil bir soruşturmayla Suruç tetikçisi, onu Suruç’a getiren, onu Adıyaman’dan Suriye’ye götüren, Suriye’den geri getiren Diyarbakır bombacısıyla irtibatları, MİT’le irtibatı, bütün bunlar ortaya çıkarılsa, asıl failin siyasi iktidar olduğu ortaya çıkacak." diye konuştu.

“BARIŞ ÇAĞRISININ GEÇ KALMASI OLUR MU?”

Gazetecilerin sorularını de cevaplayan Demirtaş, ‘Bazı çevreler elinizi silahtan çekin söyleminizde geç kaldığınızı söyledi. Bununla ilgili değerlendirmeniz nedir? sorusuna şu cevabı verdi: “Hangi çevreler onlar? Barış çağrısının geç kalması olur mu? Bugün biz barışı sağlayabilirsek yarın ölme ihtimali olan gençlerimizin önünü engellemiş oluruz. Biz ne zaman savaş çağrısı yaptık ki, savaş çağrısına geç kaldınız diyorlar. O bazı çevrelere şunu söylemek lazım. Şu anda biz karşılıklı elinizi silahtan çekin çağrısı yapabilecek en meşru partiyiz. Ne savaşı körükledik, ne savaşı istedik, ne bunlar gibi gerçekten savaş çıkınca onun üzerinde siyasetini kuran bir politika ürettik. Her zaman barışı savunduk. Çözüm sürecinde de ateşkes sürecinde de şimdi de durduğumuz nokta değişmedi, değişmiyor. Dolaysıyla çözüm süreci bitsin diye uğraşan çevreler bir an önce çatışmalar başlasa da oradan nemalanalım diyen çevreler bu savaşın suçlusu sorumlusudur. En başta da son terörist kalıncaya kadar Kandil’i dümdüz edene kadar operasyonlar sürecek diyen AKP’dir bunun sorumlusu. Biz son derece makul toplumun beklentisi olan bir çağrı yapıyoruz. Silahlar sussun. Bundan daha net bir çağrı olabilir mi? Silahlar susacak, insanlar ölmeyecek, ondan sonra siyasetçiler tekrar devreye girecek. Çözüm masası tekrar devreye girecek. Biz kendi sorunlarımızı çözmek için gayret sarf edeceğiz. Bunun için karşılılık hükümetin de operasyonları durdurması PKK’nın da silahları susturup elini tetikten çekmesi lazım. Bazı çevreler bilmeli ki, silahlar susmadan çölüm durmuyor. Ölümleri durdurmanın tek yolu silahların susması için hep birlikte barış için sesimizi yükseltmektedir.”

“SEÇMENİMİZE KÜFÜR, HAKARET EDENE DE BİN MİSLİYLE İADE EDİYORUZ”

MHP lideri Bahçeli’nin 'Boğaz’larda villalarda viski içip HDP’ye oy veren şerefsizler' sözleriyle ilgili değerlendirmesinin sorulması üzerine, Demirtaş, şunları söyledi: “HDP İstanbul’da 3. partidir. Türkçe’yi doğru dürüst konuşamayan bu Türk milliyetçilerinden daha fazla oy almıştır. Küfür, hakaret sözcükleri kullanmadan cümle kuramayan bu zatlar iyi bilmelidir ki, HDP Türkiye’nin en yoksul mahallelerinden İstanbul’un en fukara semtlerinden oy almıştır. Öyle 3. parti olmuştur. Elbette mali durumu iyi olan orta sınıf, zenginler de HDP’ye oy vermiş olabilir. Hepsi bizim için çok saygılılar. Hangi gerekçe ile oy vermiş olursa olsun tek bir seçmen bile bizim için çok kıymetlidir. Bize oy veren iradesine biz sonuna kadar sahip çıkarız. Seçmenimize küfür, hakaret edene de bin misliyle iade ediyoruz. Seçim öncesi hırsızdan hesap sorarız deyip, seçim sonrası hırsızın sarayında zevki sefa sürenler mi şerefli olanlar? Bize şeref dersi veya şeref kavramını öğretmeye kalkmasınlar, haddini bilsinler.”

“AKP YETKİLİLERİ YA DA BÜLENT ARINÇ ARZU EDİYORSA HEYETİMİZE KATILABİLİR”

Irak Kandil yakınındaki Zergele’de sivillerin hayatını kaybettiği iddiasıyla ilgili TSK’nın yalanlaması ve Bülent Arınç’ın da ‘bunu iddia etmek alçaklıktır’ sözlerini değerlendiren Demirtaş, şöyle devam etti: “Bizim dünkü toplantılarımızda, hava saldırılarında sivillerin katledildiği Zergele Köyü’ne bir HDP heyetinin gönderilmesi kararlaştırıldı. Bugün veya en geç yarın yola çıkacaklar. Aralarında bir grup milletvekilimizin de bulunduğu heyet gidip olay yerinde katliamın yaşandığı bu yerde tespitler yapacaklar. Eğer Dış İşleri Bakanlığı veya AKP yetkilileri ya da Bülent Arınç arzu ediyorsa heyetimize katılabilir. Gidip alçaklığı bizzat yerinde görmek istiyorsa buyurusun gelsin, alçaklık nedir orada hep birlikte tespit edelim. Biz çünkü ille oldu demiyoruz. Gidip yerinde tespit yapacağız. Alçaklık nedir yerinde gözlemleyeceğiz. Buyursunlar heyetimize dahil olsunlar. Bizatihi, köye gidilsin ne olmuş ne bitmiş raporlasınlar, Türkiye de dönüp açıklasınlar. Bizim heyetimiz gidiyor birkaç gün sonra da rapor verilecek sonuçlar açıklayacağız.” şeklinde konuştu.

“KCK’NİN YAPTIĞI HİÇBİR AÇIKLAMA HDP ADINA YAPILMIŞ AÇIKLAMA DEĞİLDİR”

Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun 'HDP'lilerin söylediğini Kandil yalanlanıyor. Buna ne diyeceksiniz?' sorusuna Demirtaş, şöyle cevap verdi: "KCK kendi açıklamasını kendi yapar. Kendi kararlarını kendisi alır. Bizi bağlamaz. KCK’nin yaptığı hiçbir açıklama HDP adına yapılmış açıklama değildir. KCK’yi bağlar. HDP‘nin yaptığı hiçbir açıklama da KCK’yi bağlamaz. Biz KCK’nin siyasi partisi, siyasi kolu, kanadı değiliz. Açıklamalarımız birbirine ters de düşebilir. Bundan daha doğal ne olabilir. Dolayısıyla Sayın Başbakan KCK’nin sözlerine kulak verse daha iyi olabilir. Kendilerine de söylüyor onu bir dinlese daha iyi olur, muhatap odur çünkü. Şu anda geçici hükümet, geçici başbakan odur. Artık HDP ile bütün bu savaş ortamında düşmanlık dilini kullanmayı terk etse Sayın Başbakan çok daha akıllıca bir iş yapmış olur.”

“90’LARA DÖNÜŞ ORTAMI BUDUR”

‘Cumhurbaşkanı’nın 90’lara geri dönüş olamayacak ve 2013’te verdikleri sözü tutmadılar’ sözünü de değerlendiren Demirtaş, “90‘lı yıllara dönülmeyecek diyorlarsa ormanlar yakılıyor, Şırnak’ta köyler boşaltıldı. Şırnak’ta, Dersim’de geçici güvenlik bölgeleri ilan edildi. Cizre’de infazlar yapılıyor. Her gün cenazeler geliyor. Yolar kesiliyor, tırlar yakılıyor, araçlar yakılıyor. Nasıl dönülmeyecek 90’lı yıllara tam olarak? 90’lı yıllarda bundan daha fazla ne yapılıyordu? Onlar yapılıyor şu anda. 90’lara dönüş ortamı budur. AKP 90’lara dönek için baya çaba sarf ediyor. Ama onlar şunu unutmasın. 90’lara döndürebileceğimiz bir siyasi ortam yok. 90’lardaki korkutabileceğimiz bir halk yok. Farkı budur. Yoksa devlet aynı devlet. Ama halk aynı halk değil. Siz 90’ları çok arzuluyorsunuz biliyorsunuz. Fakat biz bu ülkede barışı tesis ederek bu isteğinizin önüne geçeceğiz.” açıklamasında bulundu.

'Ağrı, Şırnak, Tunceli’de güvenlik bölgelerinin oluşturulmasına OHAL diyenler var, siz nasıl değerlendiriyorsunuz?' sorusuna Demirtaş, "OHAL zaten bu şekilde hayata geçiyordu. Hükümet adım adım fiili bir OHAL uygulaması zaten hayata geçirmiş gibi görünüyor.” diye cevap verdi.