Hükümetin işinin parayı halka dağıtmak olduğunu söyleyen Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, “Çocuklar karnı doymadan uyuyorsa, sağlıklı beslenemediği için ölüyorsa bin defa batsın öyle hükümeti öyle devlet.” dedi. Diyanet İşleri Başkanı’nı ve Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nı da eleştiren Demirtaş, “Diyanet İşleri Başkanı 1 trilyonluk lüks mersedese binip dolaşıyor. Din bu mudur? Diyaneti kaldıralım dediğimizde yaygara koparıyorlar. Neden, çünkü rahatları bozulacak. Bakın sadece israfı önlesek, Saray’daki bir kaç ampulü kapatsak bile yüzlerce asgari ücretlinin maaşı çıkıyor.” diye konuştu.

Selahattin Demirtaş, seçim çalışmaları kapsamında Esenler Tepe Meydanı’nda halka seslendi. Kimlik farklılığından bahseden Demirtaş, “Kimliklerimiz farklı olabilir. Ana dillerimiz farklı olabilir. Farklı olmak, başka dillere sahip olmak suç mudur? Günah mıdır? Ne yapacağız peki bunları? Diyorlar ya bu ülkede tek dil olacak, tek millet olacak. Tekleştirmek için ne yapacağız? Ya bir zamanlar olduğu gibi, hepsini keseceğiz, soykırımla, katliamla yok edeceğiz. Bunu denediler. Dili, kimliği farklı olanları yok etmeye çalıştılar. Ya sürgün edeceksiniz. Bu da denendi. Dersimde, Çorum’da, Maraş’ta denendi. Demek ki sürgün, katliam kar etmiyor. İşkenceler, infazlar yaptılar olmadı. Olmuyor, olmaz. İnsanlar dilinden, inancından, kimliğinden vazgeçmez. İşte biz onun çaresini ortaya koyuyoruz. Teklik Allah’a mahsustur. Dillerimiz, inançlarımız, mezheplerimiz ayrı olsun. Gönüllerimiz bir olsun ama.” şeklinde konuştu.

‘DİNİ KALDIRMAYACAĞIZ, DİN DERSİ SEÇMELİ OLACAK’

Seçim bildirgesindeki bazı maddeleri hatırlatan Demirtaş, şöyle devam etti: “Hiç kimse kimliğinden dolayı utanmayacak. Hangi okulda, hangi devlet dairesinde hizmet alıyorsa kendi anadilinde alacak. Çünkü devlet, sizden vergi alırken anadilinize göre ayırmadan para alıyor. Çiğköfteciden de yanındaki telefoncudan da aynı alıyor. Vergi alırken Kürt müsün, Arap mısın, Çerkez misin demeden alıyor. Kuruş kuruş, tıkır tıkır alıyor. Ama o vergiyi hizmet olarak geri verirken okulda illa Türkçe alacaksın diyor. Hastanede illa Türkçe alacaksın diyor. Olur mu bu? Pastaneci kardeşim Alevi olabilir. Peki onun çocuğu okulda niye zorunlu din dersi alsın? Seçme hakkı olsun. Belki aranızda Hıristiyan olan var. Herkes kendi dinine inancına bağlıysa, okulda da o hizmeti alacak. İşte biz buna zorunlu din dersinin kaldırılması diyoruz.”

Dinde zorlama olmadığını belirten Demirtaş, “Niye devletin okulunda zorla din dersi okutuyoruz? İşte cami orada Seyda orada. Var mı dinde zorlama? Bir Müslüman çocuğu okulda İslamiyeti öğreniyorsa yine öğrenecek. Tercih hakkı olsun. Zorunlu din dersini kaldıracağız dediğimizde, Ankara’dakiler feryat figan bunlar dini kaldırıyor diyorlar. Bunlar yalancının daniskasıdır. Yalan üzerine siyaset yapmayı öğrenmişler.” dedi.

‘İMAM MÜEZZİN ZOR GEÇİNİYOR, DİYANET İŞLERİ BAŞKANI 1 TRİLYONLUK ARAÇLA GEZİYOR’

Diyanet İşleri Başkanlığı’nı işaret eden Demirtaş, şöyle devam etti: “Devlet ne diyorsa, Başbakan hangi emri veriyorsa gelip onu din olarak anlatıyorlar. Oysa anlatacağı dinin emridir. Allah’ın emirlerini anlatacaklar. Cumhurbaşkanı’nın, Başbakan’ın emirlerini anlatmayacaklar. Biz bu yüzden Diyaneti kaldıracağız diyoruz. Camilerimize hizmet yapılacaksa devlet bütçesinden yapacağız. İmama müezzine ihtiyaç mı var, biz devletten karşılayacağız. Şu anda diyanetin yaptığı şey dini elinden tutmak. Cuma günü hutbede ne okunacaksa kendileri emirle karar veriyorlar. Buradaki hoca okumayı bilmiyor mu?”

“Camideki hoca ne anlatmak istiyorsa özgürce anlatsın.” diyen Demirtaş, sözlerine şöyle devam etti: “Hangi dilde okumak istiyorsa o dilde okusun. Meydana toplanan insanlar birbirinden korkmasın, kaygılanmasın. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bastırdığı kitaplara bakın. İsraftan başka bir şey değil. En pahalı kitaplar, en pahalı ciltler. Milyonlarca para harcıyorlar. O paralar nereden çıkıyor? Kendi reklamlarını yapıyorlar. Dini de anlatmıyorlar. Ne gerek var? İsraf dine aykırı değil mi?”

Hz. Ali Camii’ni işaret ederek konuşan Demirtaş, “Buradaki imam, müezzin ne kadar maaş alıyor? Fukara kendisi geçinemiyor. Ama onun Diyanet İşleri Başkanı 1 trilyonluk lüks mersedese binip dolaşıyor. Din bu mudur? Diyaneti kaldıralım dediğimizde yaygara koparıyorlar. Neden, çünkü rahatları bozulacak. İslamiyet ise İslamiyet’te lüks yoktur. Siz israf yapıyorsunuz, o yüzde sizi kaldıracağız. Kusura bakmayın. O parayı yoksula, fakire, fukaraya dağıtacağız.” dedi.

‘VALİ NEDİR YA? 30 TANE KORUMAYLA SOKAĞA ÇIKIYOR’

Valilerin ve kaymakamların çok sayıda korumayla dolaşmasını eleştiren Demirtaş, “Devletin bir valisi, vali nedir ya? Etrafında 30 tane polis koruması olmadan, lüks makam araçları, etrafında eskort olmadan sokağa çıkmıyor ya. Niye, vali şehri yönetiyor. Bunların hepsi insan değil mi? Bir bakan yanına 20 kişi almadan seyahat etmiyor. Onun, yemek, uçak, otel parası bizden çıkıyor. Bunlar israf değil mi? Bir başbakan yurtdışına gidecek, bir uçak dolusu, ne kadar yandaş varsa dolduruyor. Onların parasını kim veriyor? Biz veriyoruz. Kaymakamı bile ya. Devletin bütün israf kaynaklarının musluğunu açmışlar, biz devletiz diyor. Atölyede çalışan halk, otobüste kendine yer bulamıyor. Ben bu halkı yönetiyorum diyen kaymakamın, valinin forsundan geçilmiyor.” ifadelerini kullandı.

‘SARAY’DAKİ BİR KAÇ AMPULÜ KAPATSAK BİLE YÜZLERCE ASGARİ ÜCRETLİNİN MAAŞI ÇIKIYOR’

Devlette yapılan harcamaların israf olduğunu kaydeden Demirtaş, “Bakın sadece israfı önlesek, saraydaki bir kaç ampulü kapatsak bile yüzlerce asgari ücretlinin maaşı çıkıyor. Günlük 40 milyar sarayın elektrik faturası. Saraydaki bir tek su bardağı, ben söylemiyorum, yazdılar çizdiler. Su içiyorlar, bir bardak su, bin TL, asgari ücretten fazla. Altın kaplama olmazsa su boğazından geçmiyormuş. Bakın bunlar israftır, haramdır, günahtır. Yoksulun, emekçinin, çalışanın hakkıdır bunlar. Bunları düzenlesek bile, bunların önünü kessek bile Türkiye' de 25 milyar TL'ye yakın bir tasarruf oluşuyor. Yani şu lüks makam araçlarını, şu lüks araçları lüks yurtiçi, yurtdışı seyahatleri durdursak bile 25 milyar TL eski parayla 25 katrilyon tasarruf yapmış oluyoruz.” diye konuştu.

‘HDP İKTİDARA GELSİN 3 AY SONRA ASGARİ ÜCRET BİN 800 TL’

Asgari ücret ve emekli maaşlarının bin 800 TL alacağını kaydeden Demirtaş, “Sadece askeri harcamaları ve israfı durdurduğunuz anda bunları yapmak mümkündür. Bunların kafası niye almıyor biliyor musunuz? HDP uçuk, HDP hayal satıyor diyorlar. İnsanlara bunlar yapılır mı diyor? Okuldaki çocuklarımıza yemek maliyeti 2 milyara ihtiyaç var. Yani bir kol saati 700 bin dolar. Biz o kol saatlerini takmayacağız. Hırsızlık yapmayacağız. Çocuklarımıza yemek yedireceğiz.” şeklinde konuştu.

Devletin, hükümetin işi parayı halka dağıtmak olduğunu ifade eden Demirtaş, sözlerine şöyle son verdi: “Çocuklar karnı doymadan uyuyorsa, sağlıklı beslenemediği için ölüyorsa bin defa batsın öyle hükümeti öyle devlet. Biz ne için varız o zaman. Ne için bu ülkeyi yönetmeye talip olacağız. Biz bir lüksten söz etmiyoruz. Bunları sadaka diye de halkımıza vereceğiz demiyoruz. Bunları sosyal yardım olarak vereceğiz de demiyoruz. Sosyal haktır bu. Bu ülke sizindir. Bu topraklar, mal mülk sizindir. Bu devletin bütçesine paraları siz koyuyorsunuz. Başka yerden gelmiyor.”