HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, polisin kapıları kırarak baskın yaptığı İpek Medya Grubu’nu ziyaret etti. Basın özgürlüğünün yanında olduklarını belirten Demirtaş, "Hukuksuzluğun karşısındayız. Bu AKP'nin utancıdır. Bu şekilde 400 vekil de çıkarsanız bu ülkede ne size huzur var, ne bize!" dedi.

Reji odasından yayına katılıp Bugün TV Genel Yayın Yönetmeni Tarık Toros'un sorularını cevaplayan Demirtaş’ın konuşmasından satır başları şöyle:

“Kayyum kararının gövde gösterisine dönüşmesi, büyük bir polis gücüyle yapılmaya çalışılması da tam bir zorba bir hükümet anlayışının dışavurumudur. Seçime birkaç gün kala muhalif kanalların susturulmaya çalışılması kafalarda şaibeleri daha da artıracaktır. Korkunuz ne? Seçim akşamı yapılacak yayınlarda tereddüdünüz ne? Seçim günü yapılacak yayınlarla ilgili tereddüdünüz mü var? Bir hazırlığınız mı var? gibi sorular da insanın aklına getirmiyor değil.

‘HUKUKSUZLUĞUN KARŞISINDAYIZ’

Her şeye rağmen Türkiye toplumunun vicdanı olan bütün kesimleri bugün bu haksızlığa karşı hukukun yanındadır, adaletin yanındadır. Evet adalet herkese lazımdır. Amasız, fakatsız savunabildiğiniz ölçüde özgürlükler ve demokrasi anlamlıdır. Biz Halkların Demokratik Partisi olarak bütün arkadaşlarımızla birlikte bu haksızlığı kabul etmediğimizi, bu zorbalığı, hukuksuzluğu kesinlikle reddettiğimizi kesinlikle ifade etmek istiyorum. İpek Medya çalışanlarıyla dayanışma içerisinde olduğumuzu ifade etmek için buradayız. Basın özgürlüğünün yanındayız. Hukuksuzluğun karşısındayız. Geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz.

‘BU ŞEKİLDE 400 VEKİL DE ÇIKARSANIZ BU ÜLKEDE NE SİZE HUZUR VAR, NE BİZE’

Hükümet şunu iyi anlamalı; bu şekilde 276 milletvekili değil, 400 milletvekili de kazansanız ne size huzur var, ne de bize huzur var bu ülkede. Zannetmeyin ki zorbalıkla elde edilmiş iktidar size huzur getirir. Hayır. Daha beterini de yapabilirsiniz, şu anda gücünüz var. Talimat veriyorsunuz uyguluyorlar, hukuksuzlukla her şeyi yapabiliyorsunuz. Ama bu şekilde 400 vekil de kazansanız artık bitmiş durumdasınız. Uzatmaları oynuyorsunuz. Çekin elinizi ülkemizin, halklarımızın yakasından. Sınırlarınızı, haddinizi bilin! O da hukuktur. Hepimizin haddi, sınırı hukuktur. Birlikte ülkemizde kardeşçe yaşayalım. Ama bu şekilde devam ederseniz, size biat etmeyen herkesi düşman, terörist, vatan haini, bölücü ilan edip üstüne gitmeye çalışırsanız ülkenin temel sorunu haline gelmiş olursunuz. Maalesef hükümet şu anda en fazla sorun üreten kaynağa dönüştü. Hiçbir soruna çözüm üretememiş olmakla birlikte, sorun üreten, mikrop üreten bir merkeze dönüştü.

‘BU, AKP’NİN UTANCIDIR’

Bütün Dünya izliyor. Bu bizim değil, AKP’nin utancıdır. Bu talimatı verenlerin utancıdır. Bu şekilde yargıyı siyasete araç haline getiren, yargıyı bir partinin sopası haline getirenlerin utancıdır. Biz hiç yabancı değiliz. Parti binalarımız böyle basıldı. Genel başkan iken, parti binamın içinde iken gaz atıldı, zorla girildi. Mahkeme kararları yoktu. İçeride suçlu yoktu, hiçbir şey yapmamıştık. Sesimizi duyuramadık, anlatamadık. Arkadaşlarımızı yanımızdan alıp mahkemelere çıkardılar. Kelepçelediler, tutukladılar. Avukatlarla görüştürülmediler, savunma hakları verilmedi. Cumhuriyet tarihi bunların sayısız örnekleriyle dolu.

‘EZİLENLERİN DAYANIŞMASI ÖNEMLİDİR’

Dayanışma göstermek önemlidir. Ezilenlerin amasız, ancaksız bir biriyle dayanışması önemlidir. Son dönemlerde Türkiye’de yaşanan şeyler eminim hepimize önemli dersler sunmuştur. Hepimiz ana ilkelerde, evrensel ilkelerde birleşebiliriz, birleşmeliyiz. Tek parti, tek lider etrafında değil. Evrensel insan hakları ve demokrasi etrafında birleşebiliriz ve bunu yapmalıyız. Ülkemizin geleceği adına halklarımızın bir arada kardeşçe yaşaması adına bunu daha fazla yapmalıyız.

‘BU UYGULAMADAN DOLAYI AKP SEÇMENİNİ SUÇLAMAMAK LAZIM’

Bu uygulamalar dolayısıyla AKP seçmenini de suçlamamak lazım. Bunun sorumlusu AKP tabanı, seçmeni değildir. Bir grup elit siyasi AKP yöneticisidir. Devlete el koymuş durumdalar. Siyasi bir darbe ile yönetime el koymuş durumdadırlar. Yani AKP tabanını da düşmanlaştırıcı dil kullanılmamalı. Hiçbir seçmen düşman değildir. Hiçbir camiye cemaat düşman değildir. Bu dilden uzak durmalıyız ki ötekileştirici, kamplaştırıcı, kutuplaştırıcı siyasete alternatif bir ortam hep birlikte yaratabilelim.

‘DEMOKRASİNİN MÜCADELESİNİ VERELİM’

Zannedersen gözaltına alınanlar olmuş, bırakıldılar mı bilemiyorum ama…Yaralananlar olmuş. Hepinize geçmiş olsun. Çok utanç verici. Keşke hükümetten birileri çıksa ve bütün bunlardan dolayı özür dilese. ‘Hukuk işleyecek’ dese ve gerçekten hukuk işlese. Suç veya günah olup olmadığını hukuk karar verse. Bağımsız ve tarafsız bir yargı olsa, herkes bunu gönül rahatlığıyla takip edip izlese. Bu zorbalıklar bir an önce ortadan kalksa diye temenni ediyorum. Maalesef karşımızda öyle bir hükümet yok. Biz temenni edelim ama bununla da yetinmeyelim, demokrasinin mücadelesini verelim.