Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, son dönemlerde iş adamlarına yapılan polis baskınlarıyla ilgili değerlendirmede bulunarak, “Türkiye’de istihdamın öncülüğünü yapan ve bünyesinde on binlerce insan çalıştıran kuruluşlara karşı daha hassas ve duyarlı olmak gerektiğini düşünüyorum. Devletten iş almıyor. Dolayısıyla kendisi üreten, satan bir firma hangi yolsuzluğu yapmış olabilir? Bu operasyonların kesinlikle siyasi olduğu ve iktidara hizmet etmedikleri için yapıldığı noktasında toplumda bir algı var.” dedi.

BBP Genel Başkanı Mustafa Destici partisinin genel merkezinde gündeme ilişkin basın toplantısı düzenledi. Destici, Metropol Araştırma Şirketi’nin yaptığı 'seçmenin siyasi partilerle ilgili oy verme eğilimleri' hakkında bilgi verdi. Mevcut potansiyelde BBP'nin yüzde 7.3’le beşinci siyasi parti olduğunu savunan Destici, "Ama bu mevcut potansiyelimizi bile alamıyoruz. Neden, birinci etken baraj, ikinci etken seçim dönemindeki adaletsizlikler ve finans meselesi. Maksimum potansiyele de baktığınız zaman benim partim 4. siyasi hareket. Yüzde 20.2 ile HDP’nin de önünde. Bu benim kendi yaptığım çalışma değil. Türkiye'nin şu anda en çok gündeminde olan, güvenilir olarak addettiği Metropol Araştırma Şirketi’nin yaptığı bir sonuç.” diye konuştu.

CUMHURBAŞKANI’NIN SÖZLERİNİ HEM BİR İTİRAF HEM DE TEDBİRSİZLİK OLARAK DEĞERLENDİRİYORUM

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘çözüm sürecinde valilere operasyon yapmayın diye talimat verdim PKK bu süre içerisinde kendine çeki düzen verir diye bekledik ama hazırlıklarını tamamladı’ sözlerinin sorulması üzerine, Destici, "Sayın Cumhurbaşkanı’nın sözlerini hem bir itiraf hem de tedbirsizlik olarak değerlendiriyorum. Valilere talimatın verildiğini biz zaten biliyorduk. Çözüm süreci adı altındaki çözülme sürecinde Türkiye’yi yönetenlerin büyük bir gaflet içerisinde bulundukları net bir şekilde ortadaydı.” ifadelerini kullandı.

KAYMAKAM OLABİLİRSİNİZ, VALİ OLABİLİRSİNİZ AMA ÖNCE ADAM OLMAK LAZIM

Hassa Kaymakamı’nın kameralar eşliğinde aileye şehit haberini vermesini değerlendiren Destici, bunun kabul edilemeyeceğini söyledi. Destici, şunları kaydetti: "Ateşin düştüğü bir ocağa sanki orada bir gösteri varmış gibi, hiç söyleyecek laf bulamıyorum. ‘Baba ben kaymakam oldum, oğlum önce adam ol’ demiş ya. Mesele tam da bu. Kaymakam olabilirsiniz, vali olabilirsiniz ama önce adam olmak lazım. Adam olmazsanız işte bu tür hareketleri yaparsınız. Türkiye’nin adam problemi var. Adam da Büyük Birlik Partisi’nde var.”

BUGÜN DE TAMAMEN İKTİDAR PARTİSİNİN ŞOVUNA DÖNÜŞECEK EYLEMLER OLARAK GÖZÜKÜYOR

Bugün Ankara’da TOBB’un önderliğinde teröre karşı yapılacak yürüyüşle ilgili partisine herhangi bir davet gelmediğini aktaran Destici, şunları ifade etti: "Bize davet gelmemesini de şöyle yorumluyorum; milletin teröre karşı hep birlikte ele ele vermesi takdir edilecek bir şeydir. Ama arzu ederdik ki bunlar, iktidar partisinin kurgusuyla ve yönlendirmesiyle yapılmasın da topyekûn sivil toplum örgütleri gerçekten özgür bir şekilde toplumun tüm katmanlarını içine alarak bu işi yapabilsinler. Ama maalesef orada da baskı var. Bugün de tamamen iktidar partisinin şovuna dönüşecek eylemler olarak gözüküyor.”

BÜNYESİNDE ON BİNLERCE İNSAN ÇALIŞTIRAN KURULUŞLARA KARŞI DAHA HASSAS VE DUYARLI OLMAK GEREKTİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM

Son dönemlerde iş adamlarına ve medyaya baskınları değerlendiren Destici, şöyle devam etti: "Türkiye’de istihdamın öncülüğünü yapan ve bünyesinde on binlerce insan çalıştıran kuruluşlara karşı daha hassas ve duyarlı olmak gerektiğini düşünüyorum. Hangi düşünceye hangi gruba yapılırsa yapılsın hiç fark etmez. Biz demiyoruz ki, kanun aykırı iş yapan ya da yolsuzluk yapanlar soruşturulmasın. Ama ben şimdi düşünüyorum. Devletten iş almıyor. Dolayısıyla kendisi üreten, satan bir firma hangi yolsuzluğu yapmış olabilir? Bir konsorsiyumun içinde değil. Türkiye’de öyle konsorsiyumlar var ki, son yıllarda Türkiye’de bütün yapılan işleri onlar almışlar. Bu gruplardan birisi değil. Ne ürettiğini de hepimiz biliyoruz. İncelemeye alırsınız, hukuku işletirsiniz. Ama bir göz dağı verir gibi. Bu operasyonların kesinlikle siyasi olduğu ve iktidara hizmet etmedikleri için yapıldığı noktasında toplumda bir algı var. Basına yönelik yönlendirilmiş eylemlere baktığınızda ne hikmetse bütün bunlar iktidarın istediği şekilde yayın yapmayan basınlara karşı yapılıyor. İktidarın düzleminde yayın yapanlara karşı böyle bir şey yok. Pürü pak sanki onlar.”