Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, Meclis'te yaşanan kavga olaylarının Türkiye yakışmayan bir tablo olduğunu söyledi. Destici, “Tayvanvari bir takım görüntüler izliyorduk, aynen o görüntüler Türkiye’ye yaşatıldı. Bu görüntüyü Türkiye’ye yaşatan milletvekilleri bir daha o meclise sokulmaması lazım.” dedi.

Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, partisinin genel merkezinde gündeme ilişkin basın toplantısı düzenledi. Meclis'teki kavgaya değinen Destici, şunları söyledi :”Meclis ne yapıyor şu anda? Kavga ediyorlar. Bu Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne yakışmayan bir tablo. Bu tabloyu kim yaşatmışsa Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne hepsini kınıyorum. Bazen televizyonlarda Tayvanvari bir takım görüntüler izliyorduk, aynen o görüntüler Türkiye’ye yaşatıldı. Bu görüntüyü Türkiye’ye yaşatan milletvekilleri bir daha o meclise sokulmaması lazım. İktidar partisi kanun çıkarmada çok mahir, istediği zaman kendisine uygun yasaları bir günde çıkarabiliyor. Burada da çifte standart var. Maçta şiddet yapanı stada sokmuyorsun, Meclis'te şiddet yapanı Meclis'e sokacaksın. O zaman staddaki tribün taraftarı ‘kardeşim ben de şiddet yaptım, sen de şiddet yaptın. Ben maça giremiyorum, sen Meclis'e giriyorsun, bu nasıl olacak derse’ adaletse her yerde uygulanması lazım.”

“ÖZGECAN’A YAPILANLAR İDAMDAN DAHA MI HAFİF?”

BBP Genel Başkanı, öldürülen Özgecan Aslan’ın ailesini ziyaret etmek için Mersin’e gittiklerini söyleyerek, “Babayı çok metanetli gördüm. O güçlü inancı sayesinde ayakta duruyor. Ama tabi dayanılacak bir acı değil. Acı, ailenin hem bedenlerine hem ruhlarına işlemiş durumda.” diye konuştu.

Türkiye’de hemen hemen her gün bu tür hadiselerin yaşandığını ifade eden Destici, “Kadınlarımıza şiddet uygulanıyor, genç kızlarımıza tacizler yapılıyor. Küçük yaşta çocuklarımız öldürüldükten sonra dere kenarına atılıyor. Maalesef bunlarla ilgili de gerçek tedbirler yok. Hem caydırıcı önlemler yok hem eğitici, bilinçlendirici eğitimler yok. Biz sadece ceza kısmına bakmıyoruz. Ama öbür tarafta eğitim, bilinçlendirme, ahlak, inanç, bütün bunları iki yönlü götürülmesi gerektiğini düşünüyoruz. Ama bunu yasalarınızda da uygulayacaksınız. Hiç kimsenin vicdanına keyfiyetine de bunu bırakmayacaksınız. Sizin yasalarınız bir genç kızı kaçırıp, tecavüz ettikten sonra öldüreni 3- 5 sene sonra bırakıyorsa burada bir caydırıcılık da yoktur bir adalet de tecelli etmemiştir. Netice de idam çok ağır bir cezadır. İdam geri dönüşü olmayan bir cezadır. Peki Özgecan’a yapılanlar hafif mi. İdamdan daha mı hafif? Özgecan’a yapılanların geri dönüşü var mı? O zaman burada adaletin tecelli etmesi lazım. En azından caydırıcılık adına. Meclis mutlaka toplanmalı. Güvenlik paketinden önce idam cezasını görüşmeli. İki kesim için, bir, küçük yaşta çocuklarımızı tecavüz ettikten sonra öldüren sapıklar için, iki, bizzat kurşunu sıkıp bombayı patlatıp askerimizi, polisimiz, sivilimizi şehit eden teröristler için idam cezasını mutlaka geri getirmeli.” şeklinde konuştu.

“O ZAMAN ‘BONZAİ AKP’ DİYECEĞİZ”

Elbette ki güvenli bir ülke istediklerini kaydeden Destici, şöyle devam etti: ”Ama bu güvenlik paketi yasası ne getiriyor, ne götürüyor diye baktığımızda bunun Türkiye’nin iç güvenliğiyle ya da dış güvenliğiyle doğrudan alakalı bir yasa olmadığını görüyoruz. Sayın Başbakan başta olmak üzere hükümet yetkilileri bu yasayı savunurken ön plana molotof kokteylini, yüzü kapalı eylemcileri çıkartıyorlar ve bonzaiyi çıkartıyorlar. Şu anda bunlar Türkiye’de serbest mi? Bu ülkenin yüz binlerce çocuğu bonzaiye mahküm edilirken, siz Türkiye’yi yönetenler neredeydiniz? Birilerine bu sıfatı takmaya çalışıyorlar da en çok kendilerine yakışıyor bu sıfat. Bu bonzaiyle senin iktidarında tanıştı Türkiye. O zaman ‘bonzai AKP’ diyeceğiz. Önce sen yasadan önce irade koy. Burada bu güvenlik paketiyle toplum güvenliğinden çok özgürlükler alanına bir kısıtlama vardır. İktidar partisi toplumsal olaylardan ürkmüş durumda. Kendi iktidarını kendi iktidarı altına almak adına bu yasayı getiriyorlar. Bunu da topluma sanki teröristlere karşı yapılan bir yasaymış gibi yansıtıyorlar. Şu anda bile sendikalar eylem yapamıyor, çiftçiler eylem yapamıyor, esnaf eylem yapamıyor. Nakliyeciler eylem yapamıyor. İnanılmaz müdahalelerle karşılaşıyorlar. Eylem yapmaması anlamında bir takım engellemelerde bulunuluyor.”