Saadet Partisi (SP) Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Karaman, seçim güvenliği meselesinde en büyük sorumluluğun iktidarda olduğunu çarpıcı bir örnekle açıkladı. 30 Mart Mahalli İdareler Seçimi'nde Ağrı'da iptal edilen seçimi hatırlatan Karaman, belediye meclis üyesi adaylarının yeğeninin kaçırılma olayına atıfta bulundu. Fidye anlaşması yapılan mesele ile ilgili mülki amirin olaya müdahil olmadığını söyleyen Karaman, bunun sebebi olarak da kendilerine çözüm sürecinin gösterildiğini aktardı.

Karaman, partisinin Gaziantep adaylarının tanıtım toplantısına katıldı. Burada gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Karaman, parti olarak en büyük sıkıntı ve dertlerinin medyada gereken ilgi, alakayı görememek olduğunu belirtti. Karaman, “Vatandaşa 'Seçime kaç parti giriyor?' diye sorsanız, '4 parti giriyor' diyecekler. Çünkü akşam televizyonu açtığınız zaman, bütün kanallar tek tek 4 tane partinin genel başkanını veriyor, öbür partilerden haber yok. Bir de artı Cumhurbaşkanını veriyorlar tabi. O zaten medyadan eksik olamaz. Nerede, ne konuşmuşsa, canlı muhakkak verilme mecburiyeti var. Tabi olacak. Cumhurbaşkanıdır, çıksın, konuşsun, önemli değil. Ama bir Cumhurbaşkanı'nın siyasi hatırlatma yapması doğru bir şey değildir. Çünkü Türkiye'de eğer bir huzursuzluk, kurumlar arasında bir anlaşmazlık çıkarsa, bunu düzeltecek olan Cumhurbaşkanıdır. Cumhurbaşkanı bu düzeltmeyi, kutuplaştırarak yapamaz.” ifadelerini kullandı.

'BUNLARI GÖRMEDİYSENİZ, GÖRECEK KİŞİLERE YOL AÇIN'

TRT'nin de kendilerine az yer vermesini eleştiren Karaman, 7 Haziran seçimlerinden önce aday tanıtım toplantılarının sadece 18 saniye gösterildiğini kaydetti. Terör meselesine değinen Karaman, “Bugün Türkiye genelinde en fazla konuşulan konu bu. Şehitler gidiyor illere, anneler, babalar, hanımlar, çocuklar ağlıyor. 'Efendim çözüm süresince bunlar silah depolamış, asfaltların altına bombalar koymuşlar, biz görmemişiz...' Eğer bunları görmediyseniz, göremediyseniz, lütfen bu memlekette bunları görecek kişilere yol açın.” açıklamasını yaptı.

“SEÇİM GÜVENLİĞİNİ SAĞLAMAK İKTİDARA AİTTİR”

Seçim güvenliğine ilişkin de konuşan Karaman, sandıkların taşınması konusundaki tereddütlere vurgu yaparak, şunları söyledi: “YSK, sandıkları bazı yerlerden akıp belli yerlere getirme kararı verdi. Peki oradaki insanların güvenli bir şekilde arabalara bindirip, o sandığın başına götürülüp oy kullanma imkanını sağlayabilecekler mi? O sandığa güvenli bir şekilde giden insanın istediği partiye, özgürce, kendi isteğiyle oy verilebileceğini düşünebilecek miyiz? Bunları zorlayan, 'Bize oy vermezsen, şu şu olur' diyenler, o sandıktan çıkanlara göre o seçmenleri ne hale getirirler? Allah korusun. Seçim güvenliği, her şeyin önündedir. YSK da bu işin mesulüdür. Bizim seçim güvenliği konusunda endişelerimiz var. Yok değil. Çünkü geçmiş seçimde gördük. Bazı sandıklarda yüzde 100 oy çıktı. Hatta bazı sandıklarda oy kullanmayan seçmenlerin oylarının kullanıldığını görüyoruz. Saat 16.00 olmuş. Gelmeyen 100 tane seçmen var. Sandıklar kapatılmış. Ama o 100 tane oy kullanılmış. Onun için seçim güvenliğini bütün devletin kadrolarıyla sağlama mecburiyeti mevcut iktidara aittir. Bunu yapmak mecburiyetindedir.”

AĞRI'DAKİ FİDYE MESELESİNE VURGU

30 Mart Mahalli İdareler Seçimleri'nde yaşadıkları olaya dikkat çeken Karaman, Ağrı'da başlarından geçen bir olayı anlatarak, seçim güvenliği noktasında iktidarın sorumluluğunu hatırlattı. Karaman, şöyle konuştu: “Ağrı'da bir seçim iptal oldu. Bu seçim sonucunda yapılanları anlattık. Ağrı'da bizim belediye meclis üyesi adayımızın yeğeni kaçırıldı bu seçim sonucunda. Bir para istendi. Bu para karşılığında bir anlaşma yapıldı. 250 bin lira istendi. 80 bin liraya anlaşma yapıldı. Falan gün, falan yerde takas yapılacağı söylendi. Oranın mülki amirinden bu işe müdahil olması istendi. 'Çözüm süreci var, biz bu işe müdahil olamayız' dendi. 'Peki, ben bu işi yapanları biliyorum. Bir tanesini kaçırsam, köyümde hapsetsem' diye sorulduğunda, 'Hürriyeti kısıtlamadan sizleri içeriye alırız' denildi. Bugün seçim güvenliği sağlanamıyorsa eğer bu ülkede, bunun mesulünün iktidar partisi olması lazım. Çünkü seçim güvenliğini sağlama yükümlülüğü devleti yönetene aittir.”

“GENEL BAŞKANLAR AÇIK OTURUMA ÇIKSIN, AMERİKA'DA BÖYLE YAPILIYOR”

Seçim sürecince bayrak asılmaması teklifine bir teklifle karşılık veren Karaman, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bayrak asmayalım. Asmayalım tabi. Yazık, günah, israf. Ama birşeyi yapalım sayın Başbakan dememiz lazım. Bu kadar mitingler, masraflar yapılıyor. Biz teklif ediyoruz. Bütün siyasi partilerin genel başkanları televizyonlarda açık oturuma çıksınlar. Amerika'da böyle yapılıyor. Madem demokrasi. Açık oturumlarda gazeteciler gelsin, bu partilerin genel başkanlarına istedikleri soruları sorsunlar. Bu partilerin genel başkanları da bu sorulara cevap versinler, ayrıca illere de gidip miting yapmasınlar. Bütün televizyon eşit şekilde bu partileri versin. Biz buna varız.”

Konuşmanın ardından adayların tanıtımı gerçekleştirildi.