Dicle Haber Ajansı (DİHA) ve Kürtçe yayın yapan Azadiya Welat gazetesi çalışanları, Diyarbakır'daki binalarına dün akşam polisler tarafından baskın düzenlenmesini ve 32 gazetecinin gözaltına alınmasını kınadı. Gazete çalışanı Zeynel Abidin Bulut, “Yayın organlarına baskı yapılması insanlık dışı bir uygulamadır. AKP hükümeti, özellikle de Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, ‘ya benden yana bir yayın politikası yürüteceksiniz ya da yayınınızı engellerim’ diyor. Sadece Kürt basını değil muhalif bütün basın susturuluyor.” dedi.

DİHA ve Azadiya Welat bürolarının kapılarını kıran polisin gözaltına aldığı 32 kişi, emniyetteki sorgularının ardından serbest bırakıldı. Gazeteciler bugün bir yandan geçmiş olsun dileklerini kabul ederken, diğer yandan haber yazmaya devam etti. Cihan Haber Ajansı’na (Cihan) konuşan DİHA muhabiri Aziz Oruç, baskının kendi şahsi kimliklerine değil, kurumsal bir ajansa yönelik olduğunu söyledi. Baskından önce sokakta çatışma sesleri duyduklarını belirten Oruç, yaşadıklarını şöyle anlattı: “Aşağıya indik, görüntü çekmeye çalıştık ama görüntü alamadık. Dönüp haberimizi yazmaya başladık. Özel Harekat polisi, ellerindeki silahları bize doğrultarak aşağıya inmemizi istedi. Ne olduğunu anlamadık. Evet çatışma oldu ama bizim yanımızda onlarca bina var. DİHA, Azadiya Welat, Kurdi- Der’in olduğu binaya polislerin gelmesi, burayı hedef olarak gördüklerini gösteriyor. Aşağıya indiğimizde arama yapılacağını söylediler. Biz kabul etmedik, 'arama kararınız var mı' diye sorduk. 'Yok ama getireceğiz', dediler. ‘Telefonlarımızı kullanabilir miyiz? Ailelerimizi arayacağız’ dediğimizde ‘hayır, siz gözaltındasınız’ dediler. Gözaltı kararını sorduğumuzda ellerinde yoktu. Tehdit ettiler, bağırdılar. Aradan beş dakika geçti. Bizi emniyete götürdüler.”

Dicle Haber Ajansı çalışanı Dicle Müftüoğlu ise polislerin kendilerine ‘Bugün ateşli bir silah kullandınız mı?’ gibi sorular yönelttiğini söyledi. Müftüoğlu, “Bizi götürdükleri polis okulunun bahçesinde bekletildik. İlk andan itibaren fili bir gözaltı vardı. Komik ve sahte arama kararı vardı. Hastaneye götürmeden önce serbest bırakılacağımızı söylediler. Hiçbir polis olaya hakim değil. Keyfi bir karar alınmış ve böyle bir uygulama yapılmıştı.” şeklinde konuştu.