Hrant Dink davasında olay gününe ait güvenlik kamerası görüntülerinde cinayeti işleyen Ogün Samast’ı takip ettiği belirtilen kişinin sanık Osman Hayal olup olmadığının tespiti için TÜBİTAK’tan rapor istendi. Sanık Erhan Tuncel’in avukatı, Dink’ten sonra en çok mağdur olan kişinin müvekkili olduğunu savundu.

İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya sanıklardan hiçbiri katılmadı. Mahkeme, olay günü iki iş yerinin güvenlik kamerasına yansıyan görüntüdeki kişilerden birinin sanık Osman Hayal olup olmadığı yönündeki talep üzerine TÜBİTAK’tan cevap geldiğini belirtti. TÜBİTAK’ın görüntülerde çok kişinin olduğunu, hangi kişinin incelenmesinin talep edildiğinin net olarak belirtilmesini istediği kaydedildi.

Dink ailesi avukatlarından Hakan Bakırcıoğlu, yeniden rapor alınmasını istedi. Avukat Bayram Bahri Belen de kamu görevlileri ile ilgili soruşturma sonucu açılacak davanın bu dava ile birleştirilerek görülmesini talep etti. Tekrar söz alan avukat Bakırcıoğlu, söz konusu soruşturmada sanıklar Yasin Hayal, Ogün Samast ve Erhan Tuncel’in ifade verdiğini, bu ifadelerinin dava dosyasındaki ifadelerden farklı olduğunu söyledi. Bakırcıoğlu, sanıkların bu ifadelerinin istenmesini talep etti. Dink ailesi avukatları Trabzon’da görülen dönemin Trabzon Jandarma Alay Komutanı Ali Öz’ün yargılandığı davanın da ana dava ile birleştirilmesi talebini yineledi.

Sanık Erhan Tuncel’in avukatı Erdoğan Soruklu, müvekkilinin Hrant Dink’ten sonra en çok mağdur olan kişi olduğunu savundu. Yardımcı istihbarat elemanı olan müvekkilinin üzerine düşen görevi yerine getirdiğini, emniyet birimlerine cinayetle ilgili istihbaratı verdiğini söyledi. Bu bilgi üzerine de emniyet birimleri arasında yazışmalar yapıldığını ifade eden Soruklu, müvekkilinin azmettirici gibi gösterilerek mağdur edildiğini ileri sürdü. Kamu görevlileri ile ilgili soruşturma neticesinde açılacak davanın bu dava ile birleştirilmesini isteyen Soruklu, güvenlik kamerası görüntüleriyle ilgili de yeniden rapor alınmasını talep etti.

Ara kararlarını açıklayan mahkeme, yakalama kararı bulunan sanık Ahmet İskender’in akıbetinin sorulmasına karar verdi. Güvenlik kamerası görüntülerindeki incelenmesi istenen kişinin, bilirkişi olarak tayin edilen katip tarafından işaretlendiğini belirten mahkeme, bu tespitle birlikte TÜBİTAK’tan söz konusu kişinin Osman Hayal olup olmadığının tespitinin yapılmasını istedi. Mahkeme, Tuncel’in avukatı Soruklu’nun görüntülerdeki tüm kişilerin incelenmesi talebini bu kişiler hakkında herhangi bir iddia bulunmadığı için reddetti.

Mahkeme gizlilik kararı yoksa kamu görevlileri ile ilgili yürütülen soruşturmada tanık olarak ifadeleri alınan sanıklar Yasin Hayal, Ogün Samast ve Erhan Tuncel’in ifade örneklerinin savcılıktan istenmesine karar verdi. Mahkeme, bu soruşturmanın konusunun ne olduğunu da sordu.

DİNK CİNAYETİNİN AYDINLATILMASI NAMUS BORCU İLAN EDİLELİ YILLAR GEÇTİ

Duruşma öncesinde ‘Hrant’ın arkadaşları’ adliye önünde basın açıklaması yaptı. Pankart açan ve sloganlar atan grup gerçek faillerin yakalanmadığını savundu. Açıklamayı okuyan Baran Seyhan, “Hrant Dink cinayetinin aydınlatılması namus borcu ilan edileli yıllar geçti. Katledildiği gün doğmuş çocuklar okuma yazmayı sökeli hayli zaman oldu. Ne yazık ki Hrant Dink’i katleden zihniyetin nefret tohumları hala o çocukların sıralarının üzerindeki kitaplarda. Biz ise bu çocuklardan yepyeni tetikçiler devşirilmesin diye adalet nöbetimizi sürdürmeye kararlıyız.” dedi.

Gerçek sanıklar yargı önüne çıkarılana, Dink’in katilleri hak ettikleri cezayı alana kadar bu davanın bitmeyeceğini söyleyen Seyhan, “Kimin elinin kimin cebinde olduğu belli olmayan ilişkiler ağının muktedirleri foyalarının dökülmesinden korkuyorlar. Yapanın yanına kar kaldığı, faizinin de terfi ile tahsil edildiği Hrant Dink cinayetini işleyen işleten zihniyet öylece yerli yerinde duruyor. Bugün her cenahtaki savaş çığırtkanları ülkeyi yangın yerine çevirme çabalarında işte tam da bu durumdan cesaret alıyor olamazlar mı?” diye konuştu.